1981 Cebel doğumluyum ve de Cebelliyim... Ancak uzun zamandır Filibe Bölgesinde bulunan Müftülükte genel sekreterliği yaptığım için, küçük ama o kadar da şirin kasabamdan uzak kalmıştım. Çok özlemiştim… Ve 3 ay önce doğup büyüdüğüm yere görevli olarak gönderileceğimi öğrendiğimde büyük heyecan yaşadım.

5 VAKİT NAMAZ BOYNUMUZUN BORCU

Ve şimdi kısa süre önce Türkiye’den 3 aylığına gönderilen Hamza Hocamızla birlikte Cebel’in camisinde görev yapıyoruz ve cemaate yıllarca camilerde rahatça kılmaya hasret kaldıkları, boynumuzun borcu olan 5 vakit namazlarını kıldırmanın huzurunu yaşıyoruz. Namazların dışında, mevlid-i şerif okumak, sela merasimleri de görevlerimizin başında bulunuyor. Ayrıca zaman zaman köylerde görevli eksikliğinden dolayı normalde kapalı olan camilere gidiyoruz ve bazen günde 1-2 cenaze namazlarını kıldırıyoruz.

KURAN KURSLARIMIZ VAR

Kısa süre önce yönetim değişikliği oldu ve yönetimimizde genç ve dinamik arkadaşların yer alması işimizi daha da nitelikli kıldı. Böylece Cebel halkı yine yıllardır hasret kaldıkları kuran kurslarına kavuşmuş oldu. Allah nasip ettiği kadar görevimizin başında olacağız ve dinimizi olduğu gibi, örf ve adetlerimizi de en iyi şekilde yaşamaya çalışacağız. Gördüğünüz camimizde 2017 yılının Mayıs ayında göreve başladık. Gönül isterdi ki bu Mayıs ayında Ramazan namazlarını restore edilen ve çok güzel olacağından hiç şüphe duymadığımız eski camimizde kılalım ancak bizden kaynaklanmayan bazı nedenlerden dolayı bu arzumuz gerçekleşemedi. Her ne kadar bu camimiz küçük olduğundan cemaati almasa da, bu yılda mecburen burada göreve devam etmekteyiz.

30 BİNDEN NERELERE GELDİK

1990 yıllarını çok iyi hatırlıyorum örneğin. Allah rahmet eylesin bir hafız vardı komünizmden kalma ve onlar Arapçayı çok iyi biliyorlardı. Buna rağmen bize hiçbir şey anlatamıyorlardı. Ve o zamanlarda okullarda sırf Türkçe dersi yok diye, derslere girmediğimizi ve böylece okulu protesto ettiğimizi biliyorum. Daha sonra kuran kursları açıldı ve cami bizi almadığından dersler evlerde veriliyordu. O zaman şehrimizin nüfusu (köylerle birlikte) hala 30 bin civarındaydı. Ve şimdi bu sayı 6-7 binlere kadar indi.

CEMAAT GENÇLEŞTİ

Ancak o zamanki hocalarımız bizlere dinimizin olduğu kadar, namazın güzelliklerini, oturup kalkmayı da en iyi şekilde öğretmesini bildi. Ve şimdi artık internet çağındayız. Demek o ki; Bulgaristan’da Kuran’ı güzel okuyamasak dahi, dinini bilen herkes, doktoru, mühendisi, öğretmeni vs. okumaya gayret etmekte. Eskiye nazaran cemaatimiz bile gençleşti. Azız belki ama kalitemiz de ortada. En azından camiye gelen insanlar niye geldiklerini bilmekte. Ve tüm bu ayrıntılar çok önemli.

Alper MUSTAFA

Cebel Camisi İmam Hatibi

Türkiye’miz takdire şayan işler yapıyor

Diyanet İşleri Başkanlığı dünyanın bir çok yerine, sadece buralara değil, Yunanistan, diğer Balkan Ülkeleri, İskandinav Ülkeleri, Amerika, Avrupa vs. hepsinde, orada yaşayan Soydaşlarımıza, Müslümanlarımıza, bizler gibi din görevlileri gönderiyor. Ve böylece oralarda yaşayan insanlar dini daha güzel öğrenme imkanına kavuşmuş oluyor.

ÖNCE DEĞERLER ÖĞRETİLİYOR

Bu da sadece böyle tek düze ibadetleri olarak değil de (ibadet tabii ki de öğrenilecek), değerlerin en iyi şekilde öğrenilmesi için yapılıyor, başta inanmanın ve İslam’ın ne için gerekliliği öğretiliyor.

OLDUKÇA YOL KAT EDİLDİ

Ve şükürler olsun ki bu anlamda oldukça yol kat edildi. İnşallah bizde Alper Hocamla birilikte, burada Cebel’de, 3 ay boyunca soydaşlarımıza aynı şekilde, daha çok değerler üzerinden bu eğitimi vermeye çalışacağız. Böylece gençler ve çocuklar camiye geldikleri zaman, önce İslam’ın değerini ve ne için öğrenilmesi gerekli olduğunu öğrenecek ondan sonra yapılmasını yapacak.

DİN, ALLAH’TAN GELEN İLAHİ KURALLAR BÜTÜNÜ

Bu anlamda Türkiye’miz gerçekten takdire şayan işler yapıyor. Unutmamalıyız ki hayatta en güzel şey özgürlük. Bir insanı özgür kılamıyorsan, altın kafeste de tutsan nafile. Ve bizim dinimiz öyle güzel bir din ki, asla ve katta hiç kimseyi zorlamaz. Din, kişinin vicdanen hür iradesiyle yapmak istediği, Allah’tan gelen ilahi kurallar bütünü.

SEVGİYLE AŞILANIR

Bunu böyle kavramak lazım ve dini insanlara sevgiyle aşılamak lazım. Bizim dinimiz de sevgi, hoşgörü dini. Bizler insanlara böyle bakıyoruz, öyle bakmak da gerekli. Bunu gören insanlık da, hani bir ata sözü vardır “Yılan sıcağa akar…” kimde güzellik görürse ona yaklaşır. Bizde burada bunu aşılamaya gayret sar edeceğiz inşallah.

Hamza GÜNEŞ - İMAM

Kimin ihtiyacı varsa Cebelli orada

Kurucu Genel Başkan Gürcay Cem önderliğinde Cebel(ŞEYH CUMA) yöresi göçmenlerince kurulan, Türkiye ve başka ülkelere Cebel ve etrafındaki köylerden göç etmiş olan insanların bir birinden haberdar olması, yörenin kültürünü yaşatmak, dayanışma ve Cebel yöresinde hayatlarını sürdüren soydaşlar arasında köprü vazifesi üstlenen Cebel ve Yöresi Kültür ve Dayanışma Derneği, Cebel’in Kurtuluş Günü ilan edilen 19 Mayıs’ın Ramazan Ayına denk gelme münasebetiyle erzak yardımı yaptı.

ERZAK YARDIMI YAPTI

agazete’ye konuşan Cebel Derneği Protokolden Sorumlu Başkan Yardımcısı Şazi Çavuşoğlu, “Dernek Saymanı Sabri İmamoğlu ve Yönetim Kurulu Üyesi Hikmet Aslan’la birlikte, Asarcık (Rogozçe) ve Ispaala (Ovçevo) köylerinde 18 Mayıs 2018 tarihinde kimsesiz, yalnız ve hasta yatağında yardıma muhtaç olan insanlarımıza yaklaşık 20 adet erzak dağıttık.

***

Kısa bir hikaye…

Bir horoz varmış.

Her sabah ezan okuyormuş,

Sahibi demiş ki;

  • Tekrar tekrar ezan okuma!

Yoksa tüylerini yolarım.

Bu tehdit karşısında horoz korkmuş ve kendi kendine demiş ki;

‘Zaruretler haramı helal kılar’

Canımı kurtarmak için ezan okumaktan vazgeçmeliyim.

Nasıl olsa benden başka horozlar var. Her halükarda onlar ezan okur.’

Horoz ezan okumayı bırakmıştır artık…

Bir hafta sonra sahibi tekrar gelir ve der ki;

  • Eğer tavuklar gibi gıdaklamazsan senin tüylerini yolarım!..

Horoz bu tehdit üzerine horozluktan da vazgeçer ve tavuklar gibi gıdaklamaya başlar..

Horoz tam bir ay gıdakladıktan sonra sahibi tekrar gelir ve bu kez şöyle der;

  • Şimdi de tavuklar gibi yumurtlamazsan eğer, yarın seni keserim!!!

Bunun üzerine horoz ağlamaya başlar ve der ki;

  • Keşke ezan okurken ölseydim!

İşte günümüz Müslümanlarının bir çoğunun hali bu. Zalim ve zorbaların ayr-i meşru isteklerini yerine getirdikçe zulmün duracağını zannederler..

Halbuki Rabbimiz c.c;

Benden korkarsanız çıkış kapısı açarım..

Ummadığınız yerden rızıklandırırım… buyuruyor…

(alıntıdır)

 Özetle; Siz siz olun, Allah’tan başka hiç kimseden korkmayın. Haklı olduğunuz davalarda boyun eğmeyin, doğru bildiğinizden şaşmayın.

Onurlu yaşamak! Bu tarifsiz zenginliğe sahip çıkın.

İşinizi, aşınızı kaybetmeyi göze alın, ama asla kişiliğinizi kaybetmeyin. Allah’tan korkan, Kul’dan utananlardan olun. Selametle…

Hayırlı Ramazanlar

Sevinç ÇELEBİ