Güneştepe Mahallesi’nin 771. Sokağı’yla, Mehmet Akif Ersoy Caddesi’nin kesiştiği yolda en az haftada iki  kez kaza oluyor. Kaza yapan kişiler ya yoğun bakımı ya da mezarı boyluyor… Buna rağmen yetkililer, halkın istediği kasisleri yapmak yerine, muhtarlığa ‘hazır cevap’ vermekle yetiniyor… Bu durumda Halk soruyor: Kasislerin yapılması için, daha kaç can gitmesi gerekiyor!?..

Güneştepe Mahallesi’nin Muhtar Azası Mahmut Şengül’ün iddiasına göre, Güneştepe Mahallesi’nin 771. Sokağı ve Mehmet Akif Ersoy Caddesi’nin kesiştiği güzergahta, 4 yıldan bu yana hemen hemen her gün bir kaza meydana geliyor. Dur durak bilmeyen kazalarda bir çok kişi yaralanırken, bir çoğu yoğun bakıma alınıyor, bazıları da hayatını kaybediyor…

Verdikleri tüm dilekçelere rağmen yetkililerin hiçbir şey yapmaması, halkın tepkisine sebep olurken, Güneştepe Muhtarlığı bugün, konuyla ilgili dava açmaya hazırlanıyor…

YER AYNI, SENARYO AYNI

26 Mart Pazartesi günü (tam bir hafta önce), yine a gazete sütunlarından, yine aynı yerde ölümle sonuçlanmış bir kazayı duyurmuş, Güneştepe Muhtarlığının isteği üzerine yetkilileri göreve davet etmiştik. Söz konusu kazada bir araç ‘evin duvarına girmiş’ ve akabinde sürücü hayatını kaybetmişti. Ve ne yazık ki sadece bir hafta sonra, 2 Nisan Pazartesi, sabah saatte yaşanan bir kaza haberi daha aldık. Yer aynı, senaryo aynı. Bir tek farkla bu kez sürücü yoğun bakımda!..

DERTLİ VE ÖFKELİ

Kaza sonrası tekrar 'agazete'ye ulaşan ve konuyla ilgili bir kez daha görüşünü aktaran Muhtar Azası Mahmut Şengül, bu kez sadece üzüntülü değil, dertli ve öfkeliydi…

“Bir tek kasis istedik! Çok mu şey istedik. Daha ne bekleniyor Kasislerin yapılması için, daha kaç can gitmesi gerekiyor!?..” diyerek tepkisini dile getiren Mahmut Şengül şöyle devam etti…

“Göreve geleli 4 yıl oldu. O gün bu gün bizler dilekçe yazıyoruz, belediye ‘hazır cevap’ gönderiyor. Sonuç; Aynı yerde gün aşırı kaza olmaya devam ediyor. İki haftada bir ciddi, ya ölümle ya da yoğun bakımla sonuçlanan kazalar olurken, birkaç gün arayla da şans eseri ‘hafif’ atlatılmış kazalar meydana geliyor. Bu durumu defalarca kez belediyeye yazılı ve sözlü bildirdik. Ancak yaşanan ölümcül kazalara ve de belediyemize verilen çok sayıda dilekçelerimize rağmen, maalesef ki belediyelerimizden henüz bu bölgeye ne bir uyarı tabelası ne de bir kasis çalışması yapılmadı.

BİR HAYAT YOK OLDU…

Halbuki daha bir hafta önce bir kişi hayatını kaybetti. Ve sadece bir hafta sonra, 2 Nisan Pazartesi sabah saati yeniden bir kaza daha meydana geldi ve yaralanan kişi yoğun bakıma alındı. Ve muhtemelen bu kaza da emniyet ve belediye arşivlerinde yerini aldı.

VATANDAŞIN PSİKOLOJİSİ ÇÖKTÜ

Yaşanan kazalar, bölge halkının bir çoğunun psikolojisini olumsuz etkilerken, bazıları da balkonlarda ellerinde cep telefonlarıyla ‘ha şimdi kaza oldu, ha olacak’ diyerek görüntü almak için hazır ola geçti… Kazasız sonuçlanan bir gün sonunda kimisi rahat nefes alırken, bir diğerleri de çocuklarını bölgeden uzak tutma derdine girdi. Özetle; Vatandaşın psikolojisi çöktü!

BU BİZE REVA MI?

Bölge yerleşim alanı değil, yarış pistine dönüştü. Her gün bölgeden yükselen ani fren sesleri ‘yine kaza oldu!’ endişesi ile vatandaşın kalbini hoplatmaya devam etti ve de etmeye devam ediyor. Soruyoruz; Bu bize reva mı?

DUVARA GİRDİ, TAKLA ATTI…

Belli ki caddenin genişliği ve rampa aşağı olması bir çok kişiyi hıza teşvik ediyor. Haliyle ara sokaktan çıkan araç, caddeden geçen aracı gördüğü esnada tedirginleşiyor, bu da aşırı süratten dolayı ister istemez arabanın başka yerlere savrulmasına neden oluyor. Örneğin bu sabahki araç bu şekilde takla attı!.. Bir hafta önceki kazada ise araç binanın içine girdi (izi hala duvarda duruyor…)

BUGÜN DAVA AÇACAĞIZ

Yaşanan her türlü kazalara rağmen sesimizi bir türlü duyuramayınca, kaza bölgesindeki yönetici arkadaşlarla, vatandaştan imza toplandı ve avukatla konuşuldu. Ve bugün yasal yola başvurup konuyu mahkemeye vereceğiz. 

Çünkü;

Göreve geldiğimizden beri biz sadece tespit ettiğimiz bazı noktalara hız kesici kasisler istedik. Bunu da keyfi keder ve kafamıza göre değil, vatandaşın emniyeti için istedik. Şayet okul olmadığı halde Reccep Tayip Erdoğan Bulvarı’na yapıldığı gibi, bizim belirttiğimiz yerlere de bu kasislerden  yapılsaydı, eminim bu kazaların bir çoğu yaşanmayacaktı.

BİR KEZ OLSUN KİMSE GELMEDİ

Onun yerine; “Karayolların genelgesiyle”, “Hazır cevaplarla, hemen geçiştirildik ve “hemen yapılamaz” gibisinden sürekli olumsuz cevaplar aldık. Bir gün de bir yetkili kalkıp kaza yaşanan yerleri görmeye, özellikle de en tehlikeli olan 771’le Mehmet Akif Ersoy’un kesiştiği noktayı görmeye gelmedi.

Halbuki en azından bir yaya geçidi veya uyarıcı tabelalarla da bir nevi önlem alınabilirdi. Bunu bile kimse bir şey yapmadı. Hem de caddemiz lamba konulacak kadar da geniş olduğu taktirde….

SAYISINI BİLMİYORUZ

4 senede ne kadar kaza oldu artık bilemiyoruz. Sayısını unuttuk. Sadece merak ediyoruz; Bu kasislerin buraya yapılması için, daha kaç kaza ve kaç can gitmesi gerekiyor?.

50-100 CAN GİDECEK…

Can deseler can gitti, mal deseler zaten her gün gidiyor, her gün bir araba bazen zarar görüyor bazen pert oluyor. Kaldı ki o yolun hemen altında 20-50 metre ilerisinde yeni yapılan bir cami var, inşaatı bitmek üzere olan. Dolayısıyla Allah muhafaza böyle bir kaza bir Cuma namazı çıkışına gelse, 1 değil belki de 50-100 can gidecek…

HERŞEY VATANDAŞIN GÜVENLİĞİ İÇİN

Bu sebeplerle artık yasal haklarımızı arama kararı aldık. Bugün, 4 Nisan Çarşamba günü, avukatımızla toplantı yapacağız. Ve artık bizimle ilgilenmeyenleri Yasalara ve Allah’a havale edeceğiz. Sonuçta kendi evimizin önü için bir şey istemiyoruz. Vatandaş için istedik durduk.

Ayrıca her platforma çıkan siyasi veya yönetici, “Vatandaş haklı” deyip durdu. Madem vatandaş haklı, bizde o zaman yetkili isimleri göreve çağırıyoruz.”