Bir genç adamın uzun saçını sorun yapacak kadar eski kafalı değilim. Uzun saça tepkili olsam gece uyuduğunda gizlice oğlumun saçını keserdim.

Bu yazımın esas hikâyesi bir umudun yanlış beslenmesiyle olmadan koparılan kavun gibi kelek, hiçbir tadı olmayan, değersizleşen bir meyveye dönüşmesidir.

Trabzonspor – Fenerbahçe maçının son dakikalarında yenik takım olan FB’ye gol umudu olarak altyapıdan yetişmiş Yiğithan Güveli diye bir çocuk giriyor. İlk pozisyonda bandana ve tokası düşüyor, beline kadar uzun lepiska saçları dağılıyor ve rakip kalecinin yardımıyla bandanayı bulup saçlarını toparlıyor ama nafile fönlü saçları isyan edercesine bandanayı kabul etmiyor ve oğlumuz hanım hanımcık stili ile ayağına top değmeden bir de kaleciye faul yaparak maçın sonunu getiriyor.

Bu çocuk Aykut Kocaman’ın prenslerinden ve geleceği çok parlak olarak medya tarafından da P&R’ı yapılıp pazara pompalanıyor.

Şimdi Bursa’dan alınan Ozan Tufan disiplinsiz diye takıma bile alınmıyor ama Lepiska Saçlı Yiğithan prens muamelesi görüyor.

Yiğithan oğlumuzun Türk Futbolu adına daha bir hikmetini görmedik ama Ozan Tufan, Aykut Kocaman tarafından aforoz edilene kadar Milli Takım’ın değişmez oyuncusu idi.

Belli ki Yiğithan beden olarak maç kadrosuna alınarak Trabzon’a götürülmüş ama kafası Bağdat caddesindeki kuaföründe kalmış, fönlü saçlarını tepesinde zapt edemediğinden soyun dediklerinde saçının son rötuşlarını rakip ceza alanına bırakmış.

Hatırlarsın belki, bir Milli maçta rakip atak yaparken saçının kısacık perçemini düzelten Ozan Tufan biz golü yiyince günlerce basının hedefi olmuştu Yiğithan!

O takımda oynamak isteyen 1 milyon kişi sıraya girerken, o prens edasıyla kendisine verilen formaya ihanet ediyor.

Dünya Futbolunda uzun saçlı yıldızlar vardı ama onlar birer gerçek yıldızdı. İngiltere’de George Best, Arjantin’de Ayala ve Kempes, Kolombiyalı Kaleci Higuita, Hollandalı Gullit bunlardan aklımda kalanlardır. Onların devrinde Gullit hariç futbol bu kadar hızlı oynanmıyordu.  Hepsinin bir tarzı vardı ama dönem dönem saçlarını kısaltıyorlardı.

Bugün baktığımızda dünyanın en büyük yıldızları, bizim alabros tıraş dediğimiz ilkokul tıraşı ile futbol oynuyorlar. Çünkü oyun içinde saçlarıyla uğraşacak salise zamanları yok. Hatta süratlerini engelleyecek diye saçlarını sıfıra yakın kesiyorlar. 

Messi, Ronaldo, Mbappe, Neymar, Boateng, Mesut Özil, Toni Kross, Pogba, Griezmann, Modric…

Bunları tanıyor musun Yiğithan?

Bunlar bugün dünyanın en büyük futbol yıldızları ve alabros tıraşlı adamlardır.

Hava falan dersen Pele, Maradona dahil, Christian Ronaldo gibi karizmasını, havalısını, şişkin egolusunu görmedim ben…

Aslında sen bir örneksin, adının ve formanın renginin bir önemi yok. Türk Futbolunun nerelerde olduğu ve size altyapıda neler öğretilemediğinin sembolüsün sen…

Sizi yanlış yetiştiriyorlar, ardından Milli Takıma oyuncu bulmak için Avrupa’yı dolaşıyorlar. Sen bunlara uyma Yiğithan!

..Ve inan senin suçun bu düzende en az ya da yok.

Bu işler Altınordu hariç Bursa’da da böyle, başka altyapılarda da böyle gelmiş böyle gidiyor. Senin şanssızlığın dört dakikalık girdiğin oyunda radara yakalanmış olmaktır.

Bak Yiğithan! Dünya yıldızı olacak denilen Ozan Tufan’ın futbolculuğu iyi ama altyapısı eksik olduğu için yükü taşıyamadı.

Bak Yiğithan! Yalandan da olsa Barcelona’da yıldız oldu dediğimiz Arda Turan, altyapı eksikliğinden son durağı Acun’un Sörvayvırı olacak şekilde nerelerde dolanıyor?

Bak Yiğithan! Milli Takım olarak Dünya ve Avrupa Kupası göremiyoruz. Kulüp takımlarımız kupalarda mart ayını bile göremiyor ama çakma imparatorların, kabadayı hocaların afra tafrasından geçilmiyor. Sizler zehirlenmeyin diye uyarıyorum. Kızdığımı düşünme umudumuz sizlersiniz.

Bak Yiğithan! Boyun posun yerinde!

Ya o saçlarla reklamlarda oyna, podyuma çık manken ol ya da mesleğinin büyüklerine bak ve onlar gibi kendini yeniden yarat! Bu mücadelende sana taksi şoförü kılıklı altyapı hocalarının yardımı olmaz.

Bütün Yiğithan’lar! Bir süreliğine sosyal medyayı, havayı, imajı unutun ve okuyun, okuyun, okuyun…