"Kapı sendromu"... Böyle bir sendrom var mıdır ?

bilmiyorum... Sakin, dingin, aynı zamanda

gizemli bir sokak düşünün. Sokak lambalarından kaldırım taşlarına

vuran sarı ışıkların huzurunu. Sokağın sağında ve solunda

bulunan kapıları inceleyin. Birbirinin aynı gibi görünseler de

ne hikâyeleri benzer birbirine ne de sesleri.

Bazı kapılar ardına kadar açık, bazıları kapıları, bazıları ise

aralıktır. Kapalı kapıyı çalmak gelmez aklımıza hiç bir zaman. Belki

kapının ihtişamından ya da eskitilmişliğinden  etkilenir, kapıya

dokunur geçeriz sadece. O kapıyı çalmak " başımızın dertte

olduğunu" gösterir sadece. Ardında ki hikaye ne olursa olsun kapalı

kapıyı çalmaktan başka şanşımız yoktur çünkü! Bilmediğimiz bir sokakta yürürken bu seferde  açık kapılar çıkar karşımıza, hemde ardına kadar açık. Çaresiz ve zor durumda olmamıza gerek yoktur. Gönül rahatlığıyla girer çıkarız o kapıdan.  Zaman ve statü

gerektirmez bu kapılardan içeri girmek. kapının ardında ki hikaye

herkese açıktır, çıplaktır. Sorgulamadan, tedirgin olmadan

kendiniz gibisinizdir bu kapılarda. Ve bu kapılar hayat boyu hiç

kapanmaz! Kapalı kapı umurumuzda olmaz,

açık kapıda da özgür ve mutluyuzdur. Ya peki sokakta bulunan aralık

kapılar!

İşte en sıkıntılı kapılar bunlardır aslında.

Bizi heyecanlandırır, usulca

yaklaşmak isteriz kafamızı uzatmak. Merak uyandırır aralık

kapılar. Cesaret edip bir adımdan fazla atamazsın eşikten içeri. Elinle o kadar yavaş dokunursun ki kapıya içeriyi görmek için. Kapı

azıcık gıcırdadığı anda geri çekilirsin ürkerek. Orada öylece

durursun. Kapının aralık oluşunun yarattığı gizem seni etkiler. Ya

cesaretini takınıp her şeyi göze alacaksın, ya da aklında ki  soru

işaretleriyle dolu vaziyette oradan uzaklaşacaksın. Aralık olan bu

kapının eşiğinde adımlarını bir ileri bir geri atmak seni öyle yorar

ki, yoktan yere mutsuz olursun. Nasıl çalacağımızı, hangi

anahtarla açacağımızı bilemediğimiz, önünde öylece

kalakaldığımız kapılardır aralık olanlar. Bu kapıların eşiğinde

ümitler sabırla bekleriz... Her yolun sonu bir kapıya

ulaşır, kendimizdir aradığımız

bütün kapıların ardında. "Her kapıyı açan bir anahtar,

aralayan bir çift söz mutlaka bulunur yüreğin derinliklerinde.

Hiçbir eşik, önünde beklemesini bilenler için sonsuza kadar

karanlık değildir. Unutmayın! "Eşiğinden geçtiğimiz kapılar kadar

yol yürür, iz bırakırız hayata; eşiğinde durduğumuz kapılar

kadar nefes alıp veririz. Sizin kapınız ne alemde !