8 Mart Kadınlar Günü'nde gazetemizin sayfalarında kadınlarımızın yazıları ve haberleri yer aldığından, “Kadınlar Günü” ile ilgili yazımı gecikme ile “Kadınları anlama günü” başlığı altında yazmak zorunda kaldığımdan, kadınlarımız kusura bakmasınlar.  

 

Kur’an-ı Kerim Bakara Süresi 30. Ayette; mealen"(Ey Habibim!) Bir zaman Rabbin, meleklere: “Şüphesiz ki ben, yeryüzünde bir halife yaratıcıyım” diye buyrulmaktadır. Bu ayetten hareketle yeryüzünün halifesi olan insandan birisi olan kadını gerçek anlamda tanıyor muyuz?

Kadın; Erişkin dişi insan,  erkeğin karşıtı, analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan evlenmiş kız gibi tanımlarla tanımlanıyor.

Eski Türkçede Xatun/kadın kelimesinin anlamı; derleyen toparlayan birleştiren üreten insan anlamındadır. Kız ise evin en değerlisi en kıymetlisi demektir. Türkçeden başka dillerde bu anlamı yüklenen “kadın ve kız” için kullanılan bir kelime yoktur.

Yaratılış fıtratları Erkekle ayrı olan kadın; karmaşık bir fıtrata sahiptir.

Kadın; yan yana durması imkânsız, bütün duyguları girift bir şekilde taşıyan ve değiştirip dönüştürendir. Kendi karmaşık dürtülerine, isteklerine, yalnızlıklarına, coşkularına mahkum olan kadın, dişidir, doğurgandır, dolayısıyla erkekten hep bir adım önde ve ayrıdır. Bazen akıl almaz biçimde ilahi bir varlık olarak güçlü, bazen ise, kendini tüketecek kadar zayıftır.

Kadın bir hayat, hayat ta bir kadın demektir. Kadın hayata, hayat ta kadına bağlıdır.

Aslında bir çocuktur kadın, çocuk gibi davranmayı sever. Erkeğin kendisine bir çocuğa gösterdiği şefkati göstermesini de ister. Ama hiçbir kadın çocuk muamelesi görmek istemez. Söylediği şeyler çocukça da olsa dinlenilmesini, dikkate alınmasını, ister.

Yani kadının çocukluk yapmasına izin vereceksiniz, ama asla onu bir çocuk olarak görmeyeceksiniz.
 

Kadın erkekten çok daha güçlüdür, ama bu gücünü her zaman ortaya koymasını sevmez. İster ki, erkeğin gücü kendisine huzur versin. Kendi yapabileceği şeyleri bile erkeğin yapmasını bekler.

Böylece hem daha kadın olduğunu hissedecektir, hem de erkeğinin ne kadar güçlü olduğunu görecektir.

Kadını gücünü göstermek istediğinde onu engelleyemezsiniz. Yapmak istediği bir şey varsa mutlaka yapar.
 

Bir sevgili olan kadın, içinde her zaman sevgiyi taşır. Zor sever ama tam sever. Sevdiklerinden kolay ayrılamaz ve sevdiklerini kolay kolay kıramaz. Bir kadının tam anlamıyla sevebilmesi için yüreğinin kabul ettiğini beyninin de kabul etmesi gerekir. Sevmese, asla kimse onu sevmeye zorlayamaz. Belki yüreğine kolayca girebilirsiniz, ancak beyninde yer edememiş iseniz, her an terk edilebilirsiniz.

Elbette, sevmediği halde terk etmeyen kadınlar da vardır. Nedeni ise engelleyemedikleri "acımak" duygusudur.
Kadın yalnızdır aslında. Hiçbir zaman kadını bütünüyle elde edemezsiniz. Kendisine ait bir dünyası vardır ve orada hep yalnızdır. O dünyaya kimsenin girmesine izin vermez. Hiçbir anahtar da o dünyanın kapısını açamaz. Yalnızlık onun sığınağıdır. O sığınağa ne zaman gireceğine, ne kadar kalacağına hep kendisi karar verir. Sığınaktayken oradan çıkmaya zorlarsanız onu sonsuza dek kaybedebilirsiniz.

Kadınlar çılgındır aslında. Neler yapabileceğini erkek aklı hayal bile edemez. Yaratıcılığının sınırı yoktur. Ama bunu ortaya çıkartmak için hayatının erkeğini bekler.  Yaratıcılığını hoyratça harcamaz, sadece erkeğine saklar.

Bir kadının gerçek erkeği olmayı başarabilmişseniz çok şanslısınız demektir. Çünkü yaşamınız asla sıradan olmayacaktır.
Bir kadın hayattır aslında. Çünkü hayatın içinde olan her şey ancak kadınlar olduğunda anlam kazanıyor. Yemek yemek, su içmek bile..

Bir kadının elinden içtiğiniz suyla kendi kendinize bardağı doldurup içtiğiniz su arasındaki lezzet farkını anlayabiliyor musunuz?

Anlıyorsanız ne mutlu size, anlayamıyor iseniz ne yazık ki yaşamıyorsunuz.