Herkesin bir hayali vardır. Zaten hayalsiz de yaşanmaz. Kimisi ev ister kimisi araba. Kimisi evlenmek ister kimisi de beyaz atlı prensini…. Bakıyorsunuz ki etrafınızdaki kişiler hayallerini gerçekleştirmiş, ev almış, yazlık almış, evlenmiş, iş kurmuş fakat siz hala mutsuz ve hayallerin peşindesiniz. Peki, bu kişilerin yapıp ta sizin yapamadığınız şey nedir? Hayallerinizi nasıl gerçekleştirirsiniz?

Hayaller aslında insanın tepkime ve var olma gücüdür. İnsan mutlu olacağı bir düşün hayalini kurar. Çoğu insan için bu düş gerçekleşmesi kolay, kimi insan içinse aynı düş ulaşılamayacak kadar güçtür. Bu, insanın tamamen kendisi ile ilgilidir. İnsan hayal kurar ve gerçekten istiyorsa, bu yola baş koymuşsa bu hayalini gerçekleştirmek için yola çıkar, mücadele eder. Bu uğurda hayaline ulaşamasa bile bir adım daha yaklaşmış olur. Önemli olan kararlı olmak ve ne istediğini bilmektir. Zaten ne istediğini bilen bir insan hayalini de ele geçirir.

Yakınan insanların çoğu bırakın adım atmayı, hayallerini söylemeye bile çekinir. Aslında etrafına örülü çitin dışına çıkmayı istemektedir fakat bunu göze alacak cesaret ve risk alma özellikleri yoktur.

Bu nedenle sürekli söylenip, kadere bahane, geçmişine kusur, hükümete de kabahatte bulunurlar. Bunun nedeni içinde bulunduğu güvenli ortamdan ayrılma, başarısız olma, yerini kaybetme ve yalnız kalma korkusudur.

Hayallerinizi gerçekleştirmenin yolu, önce ona inanmak, hedef koymak ve bu yolda uğraş vermektir. Değişmez kural, kesinlikle “kararlı” olmaktır. Başarısız olma korkusu hayallerinize kavuşmadaki en büyük engeldir. Dışarıda neler olduğunu anlamak için başınızı yorganın altına sokmak değil pencereye çıkarmanız gerektiğini asla unutmayın...

Konu ile ilgili ders gibi bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum.

Vakti zamanında bir kasabada, babası çiftlikte uşaklık yapan bir çocuk yaşarmış. Bu çocuğun da diğer çocuklar gibi hayalleri varmış. Bir gün okulda öğretmen öğrencilere “Gerçekleşebilecek hayalleriniz” konulu bir komposizyon ödevi verir. Bizimkisi yazdığı kompozisyonda kısaca şunlardan bahseder. “İçinde yüzlerce atın bulunduğu bir çiftlik sahibi olmayı hayal ediyorum. Hatta çiftliğin krokisini bile çizdim. Bu nedenle okul hayatım devam ederken bir yanda bu krokiyi geliştireceğim bir yandan da para biriktirip büyük şehirlere gidip bu projeme parasal destek arayacağım. Sonra aldığım destek ile ilkönce çiftliğin altyapısını kuracağım sonra zengin at sahiplerinin atlarını burada ağırlayıp onlardan para kazanacağım.”

Çocuk ödevini verir. Sonuçlar açıklanır ve aldığı not sıfırdır. Çocuk sorar nedenini. Öğretmen, bu hayalin gerçekleşmesinin mümkün olamayacağını, durumlarının iyi olmadığını ve kimsenin bu krokiyi dikkate almayacağını iddia ederek yeniden aynı konuda bir kompozisyon yazmasını ister. Çocuk eve gelir ve babasına ödevini gösterir. “Baba, ben hayallerimi değiştirmek istemiyorum.” der. Babası “Oğlum, hayat senin. Eğer bu hayalin seni mutlu edecekse daima kararlı ve güçlü ol. Buna inan ve değişme!” diye cevap verir.

Ertesi gün çocuk aynı kompozisyonu değiştirmeden öğretmene verir. Öğretmen bakar aynı şey. “Neden değiştirmedin?” der. Çocuğun cevabı şöyledir;

“Öğretmenim siz sıfır vermekten vazgeçmeyin ben de hayallerimden.”

Hayallerinizi bir başkası için asla değiştirmeyin, ertelemeyin ve gerçekleştirmekten korkmayın. Hiç ayağa kalkmamaktansa bir adım atabilmek bile insanı hayallerine bir adım daha yaklaştırır bunu unutmayın…

 

Günün Sözü:Söylediklerinizi duyurmak için hiç kimseyi kolundan tutmayın, dinlemeye istekli değillerse; Onları tutacağınıza çenenizi tutun…(Lord Chesterfield)