Bursa da getto görüntüsü veren Arapça başta olmak üzere yabancı tabelaların kaldırılmasına yönelik haberlerimiz büyük yankı uyandırdı.

Uyandırmaya da devam ediyor.

Adana ve Mersin'de Suriyelilere ait işyerlerinin tabelalarının görüntü kirliliği yaptığı gerekçesiyle kaldırılmasından sonra Bursa’dan da tepki sesleri yükselmeye devam ediyor.

agazete ekibi olarak üç günden beri konunun izini sürmeye devam ediyoruz.

Bu kez söz, Bursa esnafının çatı kuruluşu Bursa Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği (BESOB) Başkanı Arif Tak’ta:

“Bizim 2009 yılında genel kurul kararımız var;’ İşyerlerine asılan tabelalar tek tip Türkçeye uygunolarak yazılacak’ diye…  Ama Suriyeliler gelmiş. Türkçe bilmiyorlar. Ama iş yapmak istiyorlar. Eyvallah; O zaman belki bir iki yıl geçici olarak izin verilebilir. Ama aradan 5-6 yıl geçti.Türkçe’yi öğrenmiş olmalılar. Öğrenmemişlerse de daha fazla müsamahaya gerek yok. Görüntü kirliliğine yol açan başta Suriyelilere ait olmak üzere yabancı tabelalar artık kaldırılmalı” diye konuştu.

Ayrıca Suriyeli esnaf sayısının kesin olarak bilinmemesiyle birlikte bine yakın olduğunu ifade eden Başkan Tak,“Bunlarla ilgili bir yönetmelik var. 200 civarında Suriyeli bu yönetmelik kapsamında iş yeri açmış, kayıt altına girmiştir. Ama belkide 700-800 civarına bir kesim kaçak olarak çalışıyor. Böylece Bursa milyonlarca liralık ekonomik kayıpla karşı karşıya”dedi.

Konu gerçekten çok mühim…

Çünkü konunun hem sosyolojik, hem ekonomik, hemde güvenlik boyutu var.

Örneğin ruhsatsız çalışarak denetimden uzak kalıyorlar, insan sağlığını tehlikeye atıyorlar.

İkincisi ruhsatsız çalıştıkları için vergi vermiyorlar. Vergi vermedikleri için SGK yükümlülüklerini yerine getirmedikleri içinde dünya kadar ekonomik kayba yol açıyorlar. Oluşturulan haksız rekabet ise işintuzu biberi…

İşin dağdan gelip bağdakini kovma meselesi ise ayrı bir handikap; Suriye gettosu görüntüsü veren Çarşamba pazarında neredeyse yerli insan kalmadı. Herkes bir arayış içinde Herkes kaçacak bir yer arıyor.

Yerli vatandaşın boşalttığı binaları Suriyeliler dolduruyor. Suriyeliler doldurdukça bizim insanımız kaçıyor. Bu kısır döngü rezaletine acilen son vermek gerekiyor.

Yani konuyu nereden tutarsanız elinizde kalıyor. Çok vahim bir durum…

Bizde agazete ekibi olarak Adana ve Mersin’de indirilen Arapça tabelaları hatırlatarak Bursa’daki belediyelerimizin bu konuda ne düşündüklerini geçtiğimiz gün yansıtmıştık.Esnafın, muhtarların isyanlarını paylaşmıştık.

Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey yabancı tabelaların indirilmesi fikrine destek vermiş “Dilimizi kaybedersek kimlimizi kaybederiz. Kimliğimizi kaybettiğimizde de her şeyimizi kaybederiz” demişti.

Osmangazi Belediye Başkanı Mustafa Dündar şimdiye kadar şikayet dilekçesi almadıklarını aldıklarında yasalar çerçevesinde hareket edeceklerini belirtmişti.

Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali de bu konunun çalışılabileceğine dikkat çekerek yeşil ışık yakmıştı.

Benim kafama takılan konu şu;

İlla da şikayet dilekçesi almak mı lazım. Hiç o mahalleye gitmiyormusunuz? Başkan.Orada ki getto görüntüsündenhiç mi rahatsızlık duymuyorsunuz. Üstelik Osmangazi Belediyesi Meclisinde MHP grubunun konuya ilişkin önergesi neden dikkate alınmıyor.

Ayrıca insan ister istemez soruyor; Acaba Adana ya da Mersin başka kanunlarla mı yönetiliyor. Onlar söküyor da biz neden seyirci kalıyoruz.

Ya da o iller MHP’li başkanlar tarafından yönetildiği için olabilir mi? diye de insan düşünmeden edemiyor.

MHP’li başkaların gösterdiği duyarlılığı AK Parti’li belediye başkanları neden göstermiyor.

Sizcede ilginç değil mi?