Yeter artık bu zamana kadar doymaz bilmez nefsimize hizmet ettiğimiz

Yediririz, giydiririz şımarır.

Okuttum, öğrettim deriz kibirlenir.

Daha fazlasını verdikçe şükretmeyip nankörlüğün yolunu tutar.

En sonunda da Allah'a isyan etmemizin en büyük sebebi o olur.

Ey nefsim!

Şeytana yem olmak mı yoksa cennette gül olmak mı niyetin?

Bırak yakamı secde edeyim.

Sen huzura er, ben de imanla öleyim.

Rabbimiz, bu dünyayı ayaklarımız altına almamızı istiyor.

Öyleyse bunun ilk adımı olarak, bizi kulluk yolundan saptıracak dünya nimetlerini Allah'tan istemekten vazgeçelim.

Mevlana Hazretleri ne de güzel özetlemiş bu durumu:

"Deniz gibi mal kazan ama zen üzerinde gemi ol"

İbret ve nasihat olması hasebiyle özlü sözler ve kelamlar hoşça dökülür ağızlardan. Lakin sohbet biter bitmez herkes kendi dünyasına, zevki sefasına kaldığı yerden devam eder.

Şöyle çarşıda bir yere, insanların uğrak noktası olan bir yere oturun. Beş dakika sadece beş dakika boyunca yoldan geçen insanların hallerini izleyin. En zehirli uyuşturucudan daha etkili olan lanetlenmiş dünyanın insanları nasıl uyuşturduğunu ibret alarakizleyin.

Bırakalım artık dünyalık şeyleri ısrarla Allah’tan istemeyi. Bırakalım artık bizim hayrımıza olmayacak şeyler için ısrarla dua etmeyi.

Senin en çok neye ihtiyacın olduğunu senden iyi bilen Rabbin varken bizler hala ne diye kaderimiz içinde bizim hayrımıza olmayacak şeylerin duasını ısrarla yapıyoruz.

Atalarımız bu yüzden küçüklerine  "Hakkında hayırlısı olsun oğlum-kızım" duasıyla dua ve dilekte bulunurlar. Aslında onlardan çoğu daha önce kendileri hakkında hayırlı olmayacak çok şeyler istemişlerdi. Onlarda senin benim gibi "Rabbim şunu bana ulaştır, şu ihtiyacımı bana nasip et" diye dualarda bulunmuşlardı.

Başlarına gelen kötü şeyler karşısında onlarda artık her şeyin hayırlısını istemeyi zamanında istediği şeylerin aslında kendileri için hayırlı olmadığını yaşayarak öğrenmiş oldular.

Eşsiz tatlılar, lezzetli pastalar, markalı binekler istemek yok artık.

Dünyalıklar için Allah'tan bir şey dilemekte yok.

Bir gün dostların hepsi toplanmışlardı.

Mevlana Hazretleri de iffet ve kanaat hakkında manalar saçıyordu dedi ki:

Bizim dostlarımız kim, dünyaya ait bir şey istemek için el, avuç açarsa ondan yüz çevireceğiz.

Çünkü biz, istek kapısını kendi dostlarımıza kapamışız.

Onlar bize almayı değil vermeyi öğrettiler...