Nihai hedefi kutsal bir birlikteliği gerçekleştirmek olan ve bunun neticesinde insanı mutluluğa ulaştırmayı amaçlayan kutsal birlikteliğin adıdır "evlilik".

 

Fakat birçoğumuz için evlilik denen şey "evlenip çok mutlu olmak"tan öteye geçemeyen bir anlam içeriyor. Kendileri tamamen senaryodan, masaldan ibaret olan dizi ve filmler bizlere evliliğin gerçek anlamını,  manevi değerini tamamen unutturdu. Bu yozlaşmadan ötürü insanlar evliliğin tarifini çok farklı boyutlara getirdi. İnsanların evlilikten anladığı daha çok dizilerde, filmlerde hayranlıkla izledikleri rol model oyuncuların tamamen senaryodan ibaret olan mutlu evlilik yalanı olmuştur. Gençler evleneceği eş adayıyla evleneceği ana kadar dizilerdeki gibi mutluluğun hayallerini kurar.

 

Zaman gelir çatar ve evliliğe ilk adım atılır. İlk 2-3 ay çoğu evli çiftte olduğu gibi çiftler mutluluktan bulutların üstünde bir hal içindedir. Zaman dolana kadar yaşadıkları her şey dizilerde filmlerde gördükleri gibi bir mutluluğa eştir. Sonra “gerçek hayat” oyuncularıyla birlikte sahneye çıkar ve rolünü oynamaya başlar. Daha sonra eşler birbirlerinde gördüğü eksik ve kusurlardan ötürü birbirlerini yargılamaya başlar. Eşler, mutsuz olmalarının nedenini birbirlerinde gördüğü kusurlara bağlar. Zaman daha da ilerledikçe çiftler sorumluluk almaktan kaçınmaya başlar. Evli olduklarının farkına varamayıp geçmişte olduğu gibi yakın arkadaşlarıyla akşamüstü sık sık gezme alışkanlığını sürdürmeye devam ederler. Sosyal paylaşım siteleriyle, karşı cinsten arkadaşlarıyla aralarına mesafe koymayıp eskiden kalma değil eskiden olduğu gibi rahat hareket etmekte inat ederler.

 

Diziler, filmler ve çevresindeki insanların sahte mutluluklarının etkisinde kalan çoğu yeni evli çift “biz neden mutlu olamıyoruz” sorusunu da kendilerine sormaya başlarlar ve  çok zaman geçmeden de boşanma arifesine gelirler.

 

İnsanlar evliliğin gerçek mana da nasıl bir şey olduğu, eskiden olduğu gibi  bir kız babasının baba evinden gelinliğiyle ayrılırken son adımını atacak kızına söylediği "Kızım üzerindeki beyaz gelinlik senin sadece gelinliğin değil bundan sonra kefenindir" sözünde saklıdır. Ekserisi kadın olmak üzere evli çiftler ufak bir tartışmanın neticesinde hemen evi terk edip anne babanın himayesine sığınabiliyor, işin daha kötüsü anne baba da kızlarının evli olduklarını unutup damada karşı cephe alabiliyorlar.

 

Sözün özü “evliliğin kutsal gayesini” keşfederseniz işte o zaman hayalini kurduğunuz mutluluğa da erişmiş olursunuz. Allah’ın rızasını kazanmak için bir araya gelen çiftler gerçekten hayırlı bir birliktelik kurmuşlardır.

 

“Eğer, ilerde bir gün keşke demek istemiyorsan 3 şeyi doğru seç!

Eşini, İşini ve Arkadaşını.” (Yunus emre)

 

Bu 3 şeyden birinde olsun yanılgıya  düşenler bir ömür boyu bu hayatta iflah olmazlar. Düzen tutmaz bir hayatın serüveninde başrol oyuncusu olurlar. Acı, sıkıntı ve dertleri bu nedenle hiç azalmaz daha da artar.