ABD çaldı, İngiliz oynadı, Alman çanak tuttu.Peki; ya biz.

İğneyi kendimize batırmadan önce ABD, İngiliz ve Almanlara bir bakalım.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) güya bizim dostumuz, stratejik ortağımız,NATO müttefikimiz. Dış ticarette açığa düştüğümüz bir ülke.

İngiltere AB üyesiyken bizim AB üyeliğimiz sürecinde en büyük destekçilerimizden birisiydi. En büyük ticari partnerlerimizden birisi.

Gelelim Almanlara;

Almanlar Avrupa’daki en büyük ekonomi. Bizimde en büyük partnerimiz.Yani Almanya’yla dostluğumuz öyle böyle değil. Bir tarihi birlikteliğe dayanıyor.

Hal böyle iken, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) kalkıyor; Türkiye’yi Suriye Irak Katar gibi ülkelerle aynı kefeye koyuyor. Türkiye’den ABD’ye yapılan direk uçuşlarda yolcuların kabine elektronik cihaz sokmalarını engelleme kararı alıyor. El insaf diyorum.

Tıpkı bozacının şahidi şıracı sözünde olduğu gibi ABD bir karar alıyor onun yalakası İngiltere balıklama atlıyor. Almanya’da hiçbir dostluğa sığmayacak şekilde skandal kararlara imza atıyor.

90 yılı aşkın cumhuriyet tarihinde yüzünü hep batıya çevirmiş Türkiye’ye uygun görülen bu muamele kabul edilemez.

Bu noktaya neden geldik. Bu işin altında bir çapanoğlumu var sorusu ister istemez akla geliyor.

Şöyle ki Türk Hava Yolları kim ne derse desin son yıllarda yaptığı atakla dev hava yolu şirketlerinin korkulu rüyası haline geldi. En hızlı büyüyen şirketlerden biri… Dolayısıyla olaya ekonomikyönden bakanlar var. Doğruluk payı da olabilir. Çünkü direkt uçuş deniyor. Örneğin Türk hava yolu şirketleri Almana yada Fransa bağlantılı uçarsa sorun yok. Böyle saçmalık olur mu?

Bu nasıl dostluk, bu nasıl müttefiklik, bu nasıl bir ilkellik…

Bu madalyonun bir yüzü;

Şimdi gelelim diğer yüzüne, yani kendimize;

Tek kelime söylüyorum.

Ülkenin bu denli çıkmaza sokulmasında, kıskaca alınmasında sıfır sorun diyerek yola çıkanların, yolda yürürken teker, teker bütün dostlarını kaybedenlerin hiç mi payı yok.

BTSO’da Üstün Dökmen farkı

BTSO Akademi kurulduğundan bu yana gerçekten aktif biçimde çalışıyor. Önemli konukları iş dünyasıyla buluşturuyor.

Birçok etkinliğine katıldım. Ama geçtiğimiz günlerde düzenlediği Prof.Dr. Üstün Dökmen’in konuşmacı olarak katıldığı ‘Empatik İletişim ve Varolma Sanatı’  konferans diğerlerinden çok farklıydı.

Çok Amaçlı Salonda neredeyse katılımcılara sandalye yetiştirilemedi. Bu salon ancak Bakan Başbakan gibi konukların ağırlandığı dönemlerde bu kadar doluyordu. Sayı 500’le sınırlandırılmasına rağmen adeta duyan gelmişti.

Evet, belki konu önemli ama sanırım birazda Üstün Dökmenin farkı olsa gerek. TV programlarındandatanıdığımız hocanın kendine has sunumu ve konulara pozitif bakışı ilgiyi artırmıştı.

Gelelim Prof.Dökmen’e

 Öncelikle pozitif bakış açısına dikat çekerek,  “Pozitif Eleştiri İşi Geliştirir ve Motivasyonu Artırır” diye konuştu

Ayrıca kriz denince herkesin ekonomik kriz algıladığına da değinerek cüzdanı kaybetmekte bir krizdir Asıl önemli olan krizleri yönetmektir. ifadesini kullandı

 BTSO Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur, hayatta en önemli yatırımın insana yapılan yatırım olduğunun altını çizdi.