Bu haftaki yazımızda boşanma davasında verilen nafaka türleri, hangi koşullarda hangi tarafa verileceği konularına ilişkin özet halinde bilgiler sunacağız.
Medeni Kanunumuzun 169. Maddesine dayanılarak boşanma davası henüz devam ederken gerek eşlerden biri, gerek 18 yaşından küçük müşterek çocuklardan her biri için ayrı ayrı ‘Tedbir Nafakası’ alınabilmektedir. Bu nafaka sadece dava devam ederken ödenecek olup, dava kesin sonuca bağlandıktan sonra kesilmektedir.
Bir de boşanma davası kararı sonucunda mahkemece verilen 2 çeşit nafaka vardır. Bunlar;
• İştirak Nafakası: Müşterek çocukların velayeti kendisine verilmeyen tarafın, çocukların bakım ve giderlerine ortak olması amacıyla velayeti alan tarafa çocuklar için ödemek zorunda olduğu nafaka türüdür.
• Yoksulluk Nafakası: Evliliğin boşanma kararı ile bitmesi nedeniyle yoksulluğa düşecek eşe, diğer eş tarafından ödenen nafaka türüdür.
Geçen haftaki yazımızda velayet konusunda kesin bir paylaştırma çizelgesinin söz konusu olmadığını, müşterek çocukların menfaatleri düşünülerek eşlerden hangisinin yaşam koşulu daha uygun, çocuğun yaşı ve ilişkisi bakımından hangi eş daha uygun ise velayetin o eşe verildiğini anlatmıştık. 
Bu nedenle nafaka konusunda da cinsiyet ayrımı yoktur. Yani nafaka sadece kadın eşe ödenmez. Eşlerden erkek olan taraf da çocukların velayeti kendisinde ise mahkemeden talep etmesi halinde çocuklar lehine hem tedbir nafakası hem de iştirak nafakası alabilir. 
Kaldı ki tarafların maddi durumları değerlendirilerek, boşanma sonucunda erkek olan eş yoksulluğa düşecek durumda ise ve diğer eşin maddi durumu iyi ise uygun miktarda yoksulluk nafakası da talep edilip, alınabilir.
Dava kesin olarak sonuçlandıktan sonra hükmedilen nafaka miktarı yıllar geçtikçe değer kaybetmiş, artık ihtiyaçlara yetmiyor olabilir. Bu durumda nafaka artırım davası açılabilir. Ya da tam tersinin düşünecek olursak, yıllar geçtikçe nafaka ödeyen tarafın maddi durumunda kötüleşme olursa ve artık nafaka miktarı, ödeyen eş için maddi olarak büyük bir zorluk yaratıyorsa bu durumda da nafakanın azaltılması davası açılabilir.
Mahkeme ilamları (kararları) ile ilam hükmündeki diğer kararlar son işlem tarihinden itibaren 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Ancak nafaka alacakları bu durumun istisnasıdır. Yani üzerinden 10 yıl geçmiş olsa dahi nafakaya ilişkin karar dayanak yapılarak istenebilir. Ancak birikmiş nafaka alacakları için geriye dönük olarak sadece son 10 yılda biriken nafakalar alınabilir. Yani geriye dönük olarak 10 yıldan fazla zaman geçmiş birikmiş nafaka alacağı zamanaşımına uğramış olur.
Bu konuda özetleyebildiğimiz haliyle nafaka konusuna değindik. Bir sonraki hafta yeni yazımızda görüşmek üzere, adalet ve huzur dolu günler dilerim.