Ömür boyu süren kronik bir hastalık olan diyabet, günümüzde her 100 kişiden 18'inin ortak sorunu.

Üstelik yeni geliştirilen medikal tedavilere rağmen görülme sıklığı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de artıyor. Sağlıksız beslenme, hareketsiz yaşam ve obezitenin giderek çoğalması, bu artışın temel sorumluları arasında yer alıyor.

  1. Kardiyoloji muayenenizi yaptırın Periyodik olarak rutin testlerinizi yaptırmanız çok önemli. Yapılan testlerde kan şekeri, kolesterol, karaciğer, böbrek, vitamin ve mineral değerlerine bakılarak ihtiyaç halinde doktorunuz tarafından gerekli müdahalelerin erken yapılması önemlidir. Kış aylarında kilo artışı sonucu kan şekerinin yükselmesi dışında kan basıncı ve kolesterol değerleri de yükseliyor.

KALP KRİZİNE DİKKAT

  1. Kilonuzu kontrol altında tutun Hareketsiz kalmanın neden olduğu kilo artışı, kan şekeri değerlerinin yükselmesine zemin hazırlıyor. Kilo artışını engellemek için mümkün olduğunca günlük en az 30 dakikalık yürüyüşler planlayın. Eğer daha yoğun egzersiz yapmak istiyorsanız, kardiyoloji uzmanından onay almayı ihmal etmeyin. Ayrıca aşırı beslenmekten de kaçının. Kalori dengesini hesaplayarak doğru beslenmeye özen gösterin. Günlük aldığınız kalori, yaktığınızdan fazla ise kaçınılmaz olarak kilo artışına neden olur.
  2. Aşınızı yaptırın Diyabet hastalarında bağışıklık sistemi zayıflıyor ve bunun sonucunda da tüm enfeksiyonlara yatkınlık artıyor. Gribal enfeksiyonlar daha geç iyileşerek yaşam kalitesini düşürmesinin yanı sıra zatürre gibi ciddi bir soruna da yol açabiliyor.

Kış aylarında sık görülen gribal enfeksiyonlardan korunmak için her yıl grip aşınızı yaptırın. Astım ve KOAH gibi kronik akciğer hastalığınız varsa zatürre aşısı yaptırmanız da önemli.

  1. Kat kat giyinin Vücut ısınızın kontrolünü sağlamak için soğuk havalarda tek kat bir kazak ve kalın bir palto yerine kat kat giyinin. Terleten sentetik kıyafetler yerine pamuklu ürünleri tercih edin. Çünkü soğuk hava ve terleme daha çabuk hastalanmamıza neden oluyor. Soğuk havalarda baş, boyun ve ellerden ısı kaybını önlemek için şapka, atkı ve eldiven kullanın.
  2. Cildinizi bol bol nemlendirin

Soğuğa maruz kalan cilt kuruyor, çatlıyor ve bunun sonucunda da enfeksiyonlara zemin hazırlıyor. Bu nedenle nemlendirici kremlerle cildinizi düzenli olarak yumuşak tutmaya özen gösterin.

Özellikle ayaklarda açılan yaralar bazen ciddi derin doku hasarına, hatta bazen parmak veya ayağın kesilmesine bile yol açabiliyor. Her gece çorap hizasına kadar nemlendirici krem kullanarak cildinizin yumuşamasını sağlayın. Böylece enfeksiyonlar için cilt bariyerinizi güçlendirmiş olacaksınız.

  1. Deniz ürünleri tüketin Diyabet tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar B12 eksikliğine neden olabiliyor. Bunun sonucunda diyabetiklerde meydana gelen nöropatikötüleşebiliyor, unutkanlık ve anemi oluşabiliyor. Bu nedenle B12'den zengin kırmızı et ve deniz ürünlerini haftada en az iki gün tüketmeniz çok önemli. Rutin kontrollerde periyodik olarak B12 düzeyi ölçülmeli. Eğer eksikse doktorunuzun önerisi doğrultusunda tedaviyi asla ihmal etmeyin.

DEPRESYONA SEBEP OLABİLİR

  1. D vitamini eksikliğine dikkat D vitamini esas olarak güneş ışınlarıyla sentezleniyor ve çok az da besinlerle alınabiliyor. Dolayısıyla kış aylarında D vitamini sentezi azalıyor ve bunun sonucunda D vitamini eksikliği görülebiliyor. Bu vitaminin eksikliği başta kalsiyum ve kemik metabolizması olmak üzere, osteoporoz, yorgunluk, kas ağrısı, kramplar, depresyona eğilim, kalp damar hastalıkları ve bağışıklık sisteminin doğru çalışmaması gibi birçok sistemi ilgilendiren problemlerle sonuçlanabiliyor.

B12 gibi D vitaminine de periyodik olarak bakılmalı ve gerekiyorsa tedavi edilmeli.

  1. Kapalı ortamlardan uzak durun sinema, metro, otobüs gibi toplu yaşam alanlarında grip gibi üst solunum yolu enfeksiyonlarının bulaşma riski daha fazla olduğu için kapalı alanlardan uzak durun. Herkesin ortak kullandığı kalem, bardak, anahtar gibi eşyalarla mümkün olduğunca az temas etmeye çalışın. Ellerinizi sık sık sabunla yıkamak da almanız gereken bir başka önemli önlemi oluşturuyor.