Bursa Büyükşehir Belediyesi, kimse kusura bakmasın ama ramazan sofralarında kantarın topuzunu kaçırdı.

Bir bakıyorsunuz Balkanlarda, bir bakıyorsunuz Kafkaslarda bir ay boyunca sofra kurmuş. Bir Bakıyorsunuz Ankara’da gövde gösterisindeler.

Ankara’yı anlarım; adına lobicilik dersiniz, etkinlik dersiniz eyvallah.

Ancak kimse kusura bakmasın; ben Batum’u anlayamam.  Zaten adamlarında bizi anladıklarını sanmıyorum. Onlarda muhtemelen ‘Türkün malı deniz’ hesabındalar.

Dediklerine göre amaç, Balkanlarla Kafkaslar arasındaki Müslüman azınlık arasındaki dostluk ve kardeşlik ilişkilerini pekiştirmek.

Dikkatimiçekti;

Müslüman azınlık deniyor. Soydaş filan yok.

Yahu bana ne Gürcistan'daki azınlıktan.

Altepe’nin, yüzyıllar boyunca Osmanlı ile huzuru yaşayan Kafkaslara Türkiye olarak yine aynı huzuru yaşatmayı misyon edindiklerini söylemesi dikkat çekici.

Lütfen biraz empati yapalım.

Ayrıca bizim ülkemizdeaçlık sınırında olan milyonlar varken dışarıda iftar sofraları kurmak da neyin nesi bunu da anlamış değilim.

Eskilerin bir sözü vardır bilirsiniz:‘Eve lazım olan camiye haramdır.’

Çok merak ediyorum,

Büyükşehir Belediyemizin çok mu parası varki; bir ay boyunca Batum’da yada Balkanlarda iftar veriyor. Üstüne üstlük içlerinde bir grup basın çalışanınıda yanına alarak bir uçak dolusu insan Batum’a götürülüyor.

Yazıktır,günahtır. Yetimin hakkına el uzatmaktır.

Bu gösteriştir, bu riyadır.

Malum riyada dinimizde en büyük günahlardandır; Bilmez misiniz?

Sorduğunuz zaman bu işin hayırseverlerin bağışlarıyla organize edildiğini söylerler.

Eğer öyleyse o hayırseverleri de bilmek isterim.

Ayrıca hangi balkan ülkesinden kaç kişi Gürcistan’a götürüldü. Yada Gürcistan’dan kaç kişi Balkanlara…

Öyleya Balkanlardan Kafkaslara köprü kurmaktan bahsediliyor.

Kimsenin gücüne gitmesin ama buna da ‘Ayranı yok içmeye, köprü kurar geçmeye’ derler.

Üstelik organizasyon basın aracılığıyla yedi düvele duyuruluyor.

Dinimize göre hani bir elin verdiğini öbür el duymayacaktı.