Bilmiyorum...
Ne mükemmel bir sözdür, ama kullanamayız, çünkü her şeyi bilen bizleriz!
Haklısın...
Bunu diyebilmek için Hakk’a iman etmiş olmalıyız. Ama adaletten kopanlar bunu diyemezler.
Özür dilerim...
Erdemli olabilenin kullanabilecek olduğu bir söz. Ama biz, kendimizi er görür, demli çay içeriz, erdemden bihaberiz.
Affedersin...
Bu sözü kullanmayı, özür dilemeyi zayıflık olarak görür, büyüklüğümüze gölge düşürmeme adına küçülür dururuz.
Başardınız, kutlarım...
Ne! Birinin başarısını kabul etmek mi, olmaz böyle bir şey, biz yapmamışsak o başarı değildir, tebrik etmeyiz, kimseyi de kutlamayız, çünkü kibrimizden vazgeçmeyiz.
 
Bu yazılanlara itirazınız mı var!
Düşünün bakalım;
En son hangi konu hakkında "Bilmiyorum" dediniz!
En son kime "Haklısın" diye cevap verdiniz!
Yakın zamanda kimden, kimlerden "Özür" dilediniz!
Yaptığınız bir yanlış karşısında birinden "Af" dilediniz mi!
Kime teşekkür ettiniz, kimi tebrik ettiniz, kimi kutladınız!
Bu yüzyılda çok şey kaybettik, ama bizi insan yapan birçok şeyi de kaybettik, işte bunları gündeme taşımak için bugün bunları yazdık!
Her naneyi bilen, her haltı yiyip özür dilemeyi nefsine yediremeyen, hiçbir başarıyı görmeyen, hak yolunda hakanlık yaptığını zannedip haklıya hakkını vermeyen bizler...
Bu yazdıklarımızdan dolayı da bizlere "haklısın" diyemeyecek olan sizler...
Konuyu bir türkü ile bağlayalım, bu türkü de hepimize gelsin!
"Aşağıdan yukarıdan, yolun sonu görünüyor..."


***
 

RIFAT KABUKÇU
TSE'den emekli, eski bir TSE mensubu.
Uzun yıllar TSE İstanbul Bölge Müdürü olarak görev yapmış, bizim TSE'de göreve başladığımız dönemde tanıdığımız ilk Bölge Müdürlerimizden birisidir.
MİLLİ SES VER PROJESİ dolayısıyla ülke genelinde yapmış olduğumuz çalışmalardan ötürü bize bir mesaj göndermiş!
Mesajın özel olduğunu düşünerek, burada yazmayı uygun bulmadık, ama mesaja verdiğimiz karşılığı burada yazmak istedik...
 
"Rıfat ağabey, değerli müdürüm,
Bizleri hem onurlandırıp, hem de utandırdınız, şahsınızda kurumumuza emeği geçen herkese çok teşekkür ediyoruz.
Sizlerden aldığımız terbiye, siz büyüklerimizden gördüğümüz sevda ile, bizlere emanet bıraktığınız kalite bayrağını dalgalandırmaya devam ediyoruz. 
Ve bu sevdadan asla vazgeçmeyeceğiz.
Sizin kaliteniz, bizim kalibremizdir.
Desteklerinizden dolayı teşekkür ediyor, selam ve saygılarımızı sunuyoruz..." 


***

BİR BAŞKASI!
Bilenler biliyor, telefonumuzda kaydı bulunan herkese, yazılarımızı, projelerimizi gönderiyoruz.
Yine bilenler bilir ki, yazdıklarımız, paylaştıklarımız tamamı ile siyasetin ve ticaretin dışında, görev alanımızla ilgili olmakla beraber, inandığımız doğrular üzerinedir. 
Ve köşe yazısı yazdığımız için (Binlerce köşe yazısı!) bir ücret almamaktayız, bu işi para için yapmamaktayız!
Kişileri karalamak üzerine değil, kirli anlayışları ifşa etmek üzerine ve temiz kalite anlayışını ön plana çıkarmak, mensubu olmaktan onur duyduğumuz kurumumuz TSE'nin önemini anlatmak için yazıyor, çiziyor, paylaşıyoruz!
Ama aynı mahallenin mensupları olduğumuzu düşündüğümüz ve halen bizim mahallede oturan biri diyor ki;
"Yazdıkların beni ilgilendirmiyor, bana bu mesajları gönderme!"
Karşı mahallenin mensuplarından böyle bir mesaj alsak, önemsemeyeceğiz, çünkü biz, karşı mahallenin rantını engelleyerek, milyar dolarların yurt içinde kalması için yaklaşık 27 yıldır aynı çizgi üzerinde yürüyor, kendi çapımızda MİLLİ SES vermeye çalışıyoruz.
 
Ve biz, bu mesajı alınca utandık!
Mesaj gönderdiğimiz için değil, bu kişilerle aynı mahallenin sakini olduğumuz için utandık!
Ve dedik ki;
Allah bir gün bize, bu mahallenin muhtarlığını veya muhtar azalığını nasip ederse, mahallede ne kadar gayri milli ve gayri ahlaki sakin varsa, sakin sakin mahalleyi terk edecekler...
Mahallemize selam olsun, mahallelimiz var olsun, Allah mahallemize elem keder vermesin!
Bizim mahallenin eski sakini olan, Rıfat KABUKÇU müdürümüze, mahalleyi ve mahalleliyi unutmadığı ve mahalleden ayrılmasına rağmen, desteklemeye devam ettiği için tekrar teşekkür ediyor, saygılarımızı sunuyoruz...


***

SALİM ÖZDAĞ
4 Ocak günü son yolculuğuna çıktın, seni uğurladık, hakkımızı da sana helal ettik...
Şimdi, muhterem eşin hanımefendiyi de yanına aldın...
Ablamızı, senden 10 gün sonra, 15 Ocak günü, Dikkaldırım Mihraplı Şehitler Camii’nden, dün, öğle namazına müteakip uğurladık ve haklarımızı helal ettik...
 
Eşin Makbule hanım ile sana selam gönderdik, sen de oradaki, yiğit erlere, vatan sevdalısı Alperenlere, Bozkurt yüreklere selam söyle...
Biz vatan sevdalıları senden ve eşinden razıyız, Allah her ikinizden razı olsun...
Ruhunuz şad, mekanınız cennet, komşunuz Peygamber efendimiz olsun...