Bursaspor'un henüz kurulduğu yıllar... Babam ortada, biz abimle iki yanında, Atatürk Stadı aşinalığımız başlıyor ufaktan. Kütahyaspor, Güneşspor ve Toprakspor maçları kalıyor o dönemden, aklımın bir köşesinde. Daha sonrasında masmavi gözleriyle yakışıklı bir adamın tiryakisi oluyoruz. 
Top ayağına geçtiğinde tribünlerde hareketlenmeler başlıyor, uğultular yükseliyor, rakip takımın sol kanadı dağılıp gidiyor. 
Kadroda olmadığı maçların tadı tuzu yok adeta! 
Günümüzde; İlhan Mansız'ın 2002 yılı dünya kupasında Roberto Carlos'a yaptığı çalım olarak bilinen ki bir Brezilyalı savunmacıya yapılması nedeniyle de manidar olan Gökkuşağı Hareketi'nin o dönemdeki en iyi uygulayıcısı. Defans oyuncularının belalısı…
Mesut Şen, Türkiye'de 2. Lig’den ulusal takımlara davet edilen ilk futbolcuydu. Ünü giderek futbol dünyasını etkilemeye başladı. Tabi magazin âlemini de! Şahane kadın olarak bilinen Sevim Çağlayan'la yakınlaştı. Yalnız yeşil sahaların değil, gecelerin de yıldızıydı artık.
Koşmayı sevmeyen ‘Kaptan’ın en sevdiği bölge, kapalı tribünün gölgesi olmuştu. Bu yüzden de duruma göre bazen sol açık pozisyonunu tercih ediyordu ama taraftarlar açısından kredisi sonsuzdu. O unutsa da, tezahüratlarla oraya davet edilirdi.
 Ersel'le birlikte çok uyumlu bir ikili oluşturmuşlardı. Bursa'yı öylesine etkilediler ki, bugün onların isimlerini taşıyan birçok kişiyle karşılaşabilirsiniz.
Mesut kaptan, erken sayılabilecek bir yaşta jübilesini yaptı ve emekliye ayrıldı. Futbolcuların acımasızca kullanıldığı, Bosman yasalarının egemen olmadığı dönemin kurbanlarındandı. Oynarken yöneticiler, emekli olduktan sonra da bu kentin insanları, diğer arkadaşlarına olduğu gibi Mesut Şen'e de sahip çıkmadılar. Hepsi sırtları sıvazlanıp sahaya sürüldü, sen bizim evladımızsın denip 3 kuruşa mahkûm edildiler. Ömürlerinin geri kalanında yaşadıklarının da tanığıyım.
Gün geldi ve efsanemiz öldü! 
Bursa’nın nadide değerlerinden biriydi.
Üzüldük mü?
Layığıyla uğurlayabildik mi?
Bursa yine vefasızdı!
Bursasporlular anlamsız bir gündemin peşindeydiler yine…
Kendilerini yalnız bıraktıklarını düşündükleri ve protesto ettikleri siyasetçilerden bu kez garip bir şekilde Süper Lig’e çıkmak için destek istiyorlardı. 
Yaşanılanlardan ders çıkarılmaması, gelecek adına kaygı verici. 
Takım yetersiz, 1. Lig’den çıkabilecek ne yönetimi, ne de kadro kapasitesi var. Buna rağmen Süper Lig rüyası nedir?
Niye gelecekle ilgili sürdürülebilir planlarımız yok.
Gerekirse daha da düşelim ama gümbür gümbür gelelim. 2010 ruhuyla, kimseye el açmadan, kimseyi sallamadan.
Bursaspor’un değerlerine sahip çıkarak, vefasızlık etmeden.
Bağışla bizi;  
GÜLER YÜZLÜ, GÜZEL GÖZLÜ ADAM!..