Uzun yıllardır sosyal medya iletişimi alanında faaliyet gösteren biri olarak doğru haberi okuyucularına ulaştırmak için özveriyle çalışan agazete ekibine dahil olmanın mutluluğunu yaşıyor ve ilk yazımı yazmanın heyecanını sizlerle paylaşıyorum.

Köşe yazılarımda sosyal medyanın tüm seslerini yansıtmaya çalışacak, dijital medyanın oluşturduğu yeni varoluş biçimini tüm boyutlarıyla inceleyerek, okuyucularımızın beğenisine sunacağım.

Değişim ve bu değişime uyum sağlamak hayatımızın vazgeçilmez dinamiği. Gazetelerin, TV’lerin ve medya araçlarının yayılmasıyla başlayan toplumun farklı kesimlerinden haber alma süreci, sosyal medyanın gelişimiyle artık hız ve haber kaynağı bakımından en üst seviyeye çıkmış durumda. Bu süreç nasıl devam edecek birlikte yaşayarak göreceğiz.

Sosyal medyadan haber almanın yanında kamu kurumlarıyla, şirketlerle, arkadaşlarımızla olan iletişim sürecimiz de artık sosyal medya üzerinden ilerliyor, tanımadığımız kişilerin yada kuruluşların notunu sayfalarını inceleyerek veriyoruz.

Eminim ki sizler de çevrenizde şu cümleleri sıkça duyuyorsunuzdur; “Bak neyi beğenmiş”, “Aa onunla da mı arkadaşmış”, “Beni Facebook’ta arkadaşlıktan çıkarmış ama görünce yüzüme gülüyor” veya benzeri şekilde ortaya çıkan yüzlerce yeni tanımlama var. Listeye her gün yeni bir tanım da eklenecek gibi duruyor.

KÖTÜ NİYETLİ KULLANANLARA DİKKAT!

Sosyal medyayı kötü niyetli kullananlar da var elbet. Bu da işin diğer bir yönü. Bazıları, karalama kampanyalarını sosyal medya üzerinden yaymaya çalışarak, bu mecraları kirletiyor. Dedikodu, iftira, hakaret ve yalan haber almış başını gidiyor.

“Klavye teröristleri” olarak tanımlayacağımız kişiler, genellikle hayatlarında başarılı olamayan, başarısızlıkları için kendilerini sorgulamak yerine, suçu başkalarına yükleme kolaylığına kapılmış karakterdekiler oluyor.

Sosyal medyada, “Haklı olan biziz ama istediğimiz yerde değiliz, o halde bunun bedelini birileri ödemeli” zihniyetindeki hastalıklı kişilerin sayısı az değil. Bu anlayışla serseri mayın gibi bir oraya bir buraya saldırıyorlar ancak sonuçta hüsrana uğrayan yine kendileri oluyor.

Bu tarz saldırılara karşı kurum, kuruluş ve kişilerin alacağı etkili tedbirler var doğal olarak. İlerleyen günlerde yazılarımızda bunlara yer vereceğiz.

Sosyal medya için daha yazılacak çok şey var, bugün merhaba diyoruz. Siyasetten özel sektöre, fenomenlerin yön verdiği trendlerden dijital yatırımlara kadar pek çok farklı konu bizleri bekliyor.