Uluslararası ticarette pay sahibi olmak isteyen KOBİ’lere çağrımız var; Standard'lardan haberiniz olacak!
Bir Standard nasıl hazırlanır?
Standardı kimle hazırlar?
Bunları bilmeden, sadece hazırlanan Standard'lara uyan taraftaysanız, kusura bakmayın, Standardı hazırlayanların izin verdiği ölçüde küresel piyasalarda yer alabilirsiniz!
 
Unutmayın ki, gelişmiş ülkeler kendi üretimlerine, kendi teknolojilerine göre ‘Standard'ları hazırlıyorlar.
Bakın, ‘Standard'ları hazırlayan ülkeler, aynı zamanda en çok ihracat yapan ülkelerdir. 
TSE,  yıllardır uluslararası standardizasyon kuruluşlarına üyedir. Ama sanayici bu üyeliği aktif hale getirmek için gereğini yapmıyor.
Standard hazırlama faaliyetlerine katılmıyor, üye olmuyor, görüş vermiyor.
İşimize gelmeyen, teknolojimize uymayan, ticaretimizi engelleyen ‘Standard'ları iptal ettirme hakkımız olmasına rağmen, bizim sanayicimiz bu hakkını kullanmıyor!
TSE, ‘Standard’ hazırlama kurullarına üyelik aidatını ödüyor, buna rağmen birçok Teknik Komite de Türkiye'den bir tek üye yok!
Denileni yapan, hazırlananı uygulayan değil, dediğini yaptıran, hazırlığında görev alan bir sanayi anlayışına geçmeliyiz.
Günü kurtaran değil, geleceği tayin eden bir sanayi için Standard hazırlama faaliyetlerine iştirak etmek gerekiyor.
Bunun için TSE'ye müracaat etmek, Ayna Komitelerde görev almak gerekiyor. Maliyeti olmayan bu durumun ihmal edilmemesi gerekiyor.
 
Kurala uyan anlayış terk edilmeli, kuralı tayin eden anlayışa geçilmelidir. Bunun için TSE ile irtibata geçilmelidir. 
‘Standard'lardan haberdar olmayan AR - GE Merkezleri var!
Ve bu merkezlere devletin vermiş olduğu çok büyük destekler var. Bir yerden başlamak için çağrı yapalım ve diyelim ki;
"AR - GE Merkezleri, önce Türkiye'de Ayna Komitelerde, sonra da yurt dışında Teknik Komitelerde mutlaka görev alacaklardır!"
Net vurguyu da yapalım; Kuralı belirleyen tarafta değilseniz, AR - GE faaliyetlerinizin çıktısının uluslararası bir geçerliliği yoktur!

***

AYIP DEĞİL!
Olumsuzluklar karşısında çok sık kullanırız "Ayıptır, yazıktır, günahtır"
 
Şimdi bu figana ters açıdan yaklaşalım!
Bizi kandıranlara, aldatanlara, kalitesiz ürünleri bize satanlara diyoruz ki;
Hala akıllanmadığımız için, hala size aldanmaya devam ettiğimiz için, devam edin, yaptığınız iş;
"Ayıp falan değil!"

***

YAZIK DEĞİL!
Aferin size!
Devam edin böyle, biz bu muameleyi hak ediyoruz, hala TSE belgesiz, kalitesiz ürünleri kullanmaya devam ediyoruz ya, bize yazık falan da değil!
Yeter ki siz çok kazanın, biz bu muameleyi hak ediyoruz!

***

GÜNAH DA DEĞİL!
Devlet uyarıyor, TSE anlatıyor, TSE çabalıyor, biz yıllardır yazıyoruz, ama ne fayda!
Bir akrabamız arıyor, diyor ki; "Şu ürünü aldım, şu kadar para ödedim, ama arızalandı, muhatap bulamıyorum, çünkü kapıdan satın aldım!"
 
Diyoruz ki "TSE belgeli ürün niye almadın, hadi başkasını anladık da, sen de mi bizi hiç okumadın, anlamadın!"
Aldatanlara sesleniyorum; "Aldatmaya devam edin bizi! Bizi aldatmanız günah da değil, bize bunlar müstahak!"
O akrabamıza da "Has oldu sana, başının çaresine baksana!" dedik...
Oh be!..

*** 

TELEKOM'A MESAJ
Evde kullanmış olduğumuz internet için, Telekom'un Beşevler de bulunan birimine gittik.
Kapıdan girişten itibaren gösterilen ilgi ve muameleden oldukça memnun kaldığımızı belirtelim.
Genç personelin, sabrı, çözüm odaklı gayreti, özellikle yaşlı insanlara karşı davranışı alkışı hak ediyor, Beşevler personelini alkışlıyoruz.
 
Yaşadığımız problemin çözümü için ikinci katta bulunan çözüm masalarına gittik.
Her şeyin güzel olduğu bir ortamda, odaların ve ortamda bulanan camların, karanlık ve çalışma ortamını negatif etkileyecek olan kara - kapkara filmlerle kaplatılmasına anlam veremedik!
Yüzü gülen personelin gönlünü - gözünü karartmamak gerekir diye düşündük, bu yüzden bu mesajı vermeyi uygun bulduk!..