"Eğitim sistemimiz içinde adeta kangrene dönüşen sürücü kurslarındaki en temel sorunlardan biri M.E.B başta olmak üzere M.T.S.K sisteminin işletilmesi ve denetlenmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmemesidir." Bu sözlerin sahibi özel eğitim kurumlarında çalışan direksiyon öğretmenleri...

Bizler Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel öğretim kurumlarında çalışan direksiyon eğitmenleriyiz. Gelişen ve globalleşen dünya normlarına ayak uydurmak sureti ile bir çok alanda düzenleme yapılması gereği ortaya çıkmış, ehliyet alma konusunda da bazı düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Bu vesile ile 1987’den günümüze uzanan sürücü kursları macerası başlamış olup her sene birkaç defa yönetmelik çıkarmak sureti ile sektörün oluşumunun tamamlanması sağlanmaya çalışılmış, hala istenen standartlar oluşturulamamıştır. Bu yeni sistemle sürücü adayları Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı bu kurumlardan teorik ve uygulamaları eğitimlerini almaya devam etmektedirler.

ASLİ GÖREVİMİZ SÜRÜCÜ YETİŞTİRMEK

Asli görevi sürücü yetiştirmek olan bu kurumların denetlenmesi, açılması, yönetilmesi gibi hususlara dair yasal düzenlemeler neticesinde sistem işlemeye başlamıştır. Bu uygulama her ne kadar kağıt üzerinde ve teorikte doğru olarak görünse de, sürücü olmak maksadı ile bu kurumlara müracaat eden adaylar teorik ve uygulamalı dersleri alıp bu eğitim sürecinde araç sevk ve idaresini teorik süreçte trafik adabı (sürece yeni dahil olmuştur) bir sürücünün uyması gereken her türlü kural kendisine gösteriliyordur.

MİLAT OLUŞTURMAKTA

Önceden bu süreç, eğitim pistlerindeki direksiyon hocalarının kendi araçları ile tur başına ücret alarak sürücülük öğretilir, akabinde Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yaptığı ehliyet sınavlarına katılmak sureti ile trafik polisleri gözetiminde değerlendirmeye tabi tutularak ehliyet almaya hak kazanılırdı. İlerleyen süreçte eğitim işinin Milli Eğitim Bakanlığı göreve tanımı içerisinde dahil olduğu için bu kuruma devredildi. Bu süreçle beraber sürücü kursları ile ilgili sorunların başlaması bir milat oluşturmakta.

BİR ÇIKMAZIN İÇERİSİNE...

Bu sorunların zaman dilimi içerisinde düzeltilmesinden ziyade, sektör bir çıkmazın içerisine sokulmaktadır ve bu sorunların nedenleri üzerinde, sektör içerisindeki bilinçli kişilerin fikir ve önerileri olmakla beraber, sorunların çözümünde bu güne kadar alınan yolun yeterli olmadığı biz direksiyon eğitmenleri tarafından gözlenmekte ve bilinmektedir. Ancak kişisel gözlem ve değerlendirmeler, kursların var olduğu ilk günden itibaren bu sorunların azalmasından ziyade katbekat çoğalarak özellikle bir direksiyon eğitmenleri nezdinde katlanılması zor bir süreç haline gelmiştir.

GEREKLİ HASSASİYET GÖSTERİLMİYOR

Eğitim sistemimiz içinde adeta kangrene dönüşen sürücü kurslarındaki en temel sorunlardan bir tanesi M.E.B başta olmak üzere M.T.S.K sisteminin işletilmesi ve denetlenmesi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmemesinden kaynaklanmaktadır. Bu sistemin kurulmasında gerekli olan iradenin yönetim sistemindeki işleyişi sürekli gözlem, denetim ile kalitelileştirmesi için, sektöre dair AR-GE çalışmalarının iyi yapılması, yurt dışı uygulamalarının sisteme entegre edilerek çağa ayar uydurulması gerektiğini düşünmekteyiz.

3,600 SÜRÜCÜ KURSU 40 BİNİN ÜZERİNDE EĞİTMEN 

Bakanlık verilerine göre Türkiye genelinde 3,600 civarında sürücü kursu bulunmakta. Bununla beraber 40 binin üzerinde direksiyon eğitmeni sertifikası var olmaktadır. Bu mevcudiyete rağmen son dönemlerde sürücü kurslarının kaliteyi artırmak adına, üniversite mezunu direksiyon hocalarının sektör içerisinde çoğalmasını istemelerine rağmen, birazdan değineceğim sorunların artması ile beraber sektörü üniversite mezunu direksiyon hocalarının ilgi göstermemesi, kursların lise mezunlarına iş kapısı açılması bahanesi ile ucuz iş gücü temin etme hayallerine daldırılmıştır.

DENETİMSİZLİK DEVAMSIZLIK GETİRİYOR

Bu kurslarda kursiyerlerin teorik ve pratik eğitimlere devam zorunluluğu olmasına rağmen, periyodik dönemlerde bu zorunluluğun kontrol edilerek adayların derslere devamlılığının sağlanması yeni nesilde trafik bilincinin oluşmasına katkı sağlayacaktır. Lakin bu denetimlerin gerektiği gibi yapılmamasından dolayı devamlılık mecburiyeti olan bu derslere bir çok aday katılmamakta. Bu durum hem kurs sahiplerinin hem de adayların işine gelerek, yetersiz denetimler neticesinde teorik ve uygulama sadece kağıt üzerinde kalarak, adaylar trafik kuralları ve levhalar hakkında yeterli bilgiye haiz olmadan eğitimler kağıt üzerinde nihayetlenmekte.

YADSINAMAZ BİR GERÇEK

Bu süreç içerisinde trafik kazalarında meydana gelen can ve mal kayıplarında insan kusurunun öne çıkması yadsınamaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsan hatalarındaki yüksek sorumluluk oranı, sürücü yetiştirme ve değerlendirme sınavlarındaki uygulamaların sorgulanmasına yol açmaktadır. Trafik terörünün nedeni olarak gösterilen sürücülerin hataları birkaç gazete, ulusal ya da uluslar arası kanallarda gösterilerek bu sorunların çözümüne dair müsbet adımların atılmaması, yaşantımızın yadsınamaz bir gerçeği haline gelmiştir.

TİCARİ KAZANÇ GÖZÜ İLE BAKILIYORDU

Sürücü kurslarının ilk kurulduğu dönemlerde mevzuata uygunluk pek aranmıyor, gereken personel pek dikkate alınmıyor. Sadece kurumun var olup olmadığı, üstün körü denetim neticesinde olur alarak ticari hayatına başlıyor idi. Bundan dolayı, sürücü kursları mantar gibi çoğalarak, bu eğitim yuvalarına sadece ticari kazanç gözü ile bakılmasından dolayı kaliteli eğitim ediliyor, adayı kursla olan ilişiği en kısa sürede nihayetlendirilerek yeni adaylar için yer açılıyordu.

ŞÜKÜRLER OLSUN…

Şükür ki en azından bu konuda gerekli hassasiyet göstermek sureti ile kurum açılışları zorlaştırılmış, belli kriterlere uygunluk göstermeyen kurslara açılış izni verilmemiştir. Ticari kazancı ön planda tutup eğitimi ikinci plana iten bu kurumların önüne, geç de olsa set vurulmuştur. Mevcut kurslar kursiyer bulabilmek için, cazip şartlar öne sürerek kendilerinin önerisi ile hayata geçirilen taban fiyat uygulamasını dahi delmek sureti ile daha ucuz ve daha kolay ehliyet sertifikası verebilmek için, eğitimdeki kaliteyi bir kenara atıp ticari rekabeti hızlandırmışlardır.

İŞİN EHLİLERİ SEKTÖRDEN UZAKLAŞTI

Zaman içerisinde sistemin oturması ile beraber kağıt üzerinde de olsa mevzuat açısından bir çerçeve içerisine girmeye başarmış, direksiyon eğitmeni sayısı ders yüküne göre belirlenerek sayı fazlalaşmıştır. Lakin kalifiye eğitmenlerden ziyade, sektörde yaş, sayı aranmaksızın tercih edilen emekli eğitmenlerin ucuza çalışması, üniversite mezunu direksiyon eğitmenlerinin sektörden uzaklaşmasına sebebiyet vermiştir.

UYMAMAKTA ISRARCILAR

Bu uzaklaşmaların bir diğer sebebi ise, sektörü temsil eden kurucuların oluşturduğu STK’larda alınan kararlar doğrultusunda kazanımlarının artmasına rağmen, asgari ücretle vasıfsız bir eleman gibi istihdam edilmeleri olmuştur. Her ne kadar uzman ve usta öğreticiler yönetmeliğinde belirlenen çalışma şartları sosyal haklar v.b gibi durumlar var olsa da, bir çok kurum buna uymamakta ısrarcıdır.

PASİFİZE EDİLİYORUZ

Özellikle Milli Eğitim Temel Kanunu 5580 Sayılı Özel Öğretim Kanunu’nda, açıkça görev ve yetkimizin belirtilmesine rağmen, direksiyon uygulama sınavlarında ki mevcudiyetimiz pasifize edilerek, sadece adayın başarısızlığında aracı geri getirecek şoför olarak hukuksuz bir şekilde vazifelendirilmemiz, biz eğitmenlerin çıkartılan her yönetmelikle yaptığımız işte, özellikle direksiyon sınavlarında susturulmak istenmesi, sınav komisyonunun yeterli eğitimden geçirilmeyerek, sadece kağıt üzerinde eğitime tabi tutuldukları gösterilmek sureti ile 30 dakikalık bir süreç içerisinde yetersiz değerlendirmede bulunarak, işin ehli olmayan kişilere ehliyet verilmesi, bu ölçme ve değerlendirmenin yeterli olmaması, trafik kazalarının artmasına bir etken olarak gösterilebilir.

SORGULAMA SEBEBİYETİ VERMEKTEDİR

Üstelik bu uygulama sınavlarında görevli personelin verdikleri ehliyet sınıflarının dahi olmaması, değerlendirmeyi hangi kriterlere göre yaptıklarını sorgulanmasına sebebiyet vermektedir ve de bu uygulama sınavlarında yönetmelik de belirtilen haftalık 40 saat çalışma sürecimizin dışına çıkılmakta. Bu konu hakkında ne Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın, ne de M.E.B’in herhangi bir yaptırımı bulunmamaktadır. Fazla çalıştırılan direksiyon eğitmenlerinin haftalık ders programları iki gün izin gösterilmek sureti ile usulüne uydurulmaktadır.

FAZLA MESAİLERİMİZ ÖDENMİYOR

5580 sayılı kanunda fazla mesai yasaklanmış olmasına rağmen bizlerin uygulama sınavlarında görev tanımı içerisinde olmadan yaptırılan bu zorunlu mesainin hak edişi de anayasanın ilgili maddesi göz ardı edilerek tarafımıza ödenmemektedir. Eğitimdeki standart ve kalitenin yakalanabilmesi, çalışma şartlarımızın düzeltilmesi ya da kağıt üzerinde var olan haklarımızın eksiksiz tarafımıza  ödenerek bu kurumlarda çalışan biz direksiyon eğitmenlerinin keyfi uygulamalardan ziyade günümüz koşullarına entegre edilen yönetmeliklerle sağlanacağını belirtmek isteriz.

ÖZLÜK HAKLARIMIZ VERİLMİYOR

Yukarıda belirttiğimiz sorunlar çerçevesi içerisinde, sınavlarda ön koltuktan arka koltuğa geçirilmemiz, sınavlarda değerlendirme içerisinde bulunmamamız, duba aralarına (geri park)ve L parkta araçtan indirilmemiz, özellikle sınavlarda susturulmamız, yanlış değerlendirmelere karşı yaptığımız itirazların dikkate alınmaması, bununla beraber özlük haklarımızın bir çok kurum tarafından tarafımıza verilmemesi de sektördeki mevcut eğitmenlerin kangrene dönüşen bir yaraya sahip olmalarına sebebiyet vermiştir.

KURSİYERLERİN DEĞİL KURUMLARIN İŞİNE YARIYOR

Bu uygulamalı sınavların farklı ülkelerdeki süreci izlenerek, bu yolda mesafe kat etmiş olanları incelenip uygulama safhasına geçirilebilir düşüncesindeyiz. Ezbere dayalı parkur sınavı adayın kişisel becerisini göstermesi adına yeterli olmayıp, sudan bahanelerle adayların sınavlarının nihayetlendirilmesi sadece ve sadece kurumların işine yaramaktadır.

ANKARA VALİMİZE TEŞEKKÜRLER

Bu vesile ile bizlerin sesini siz kamuoyuna duyurmamızda, sıkıntılarımızı sizlerle paylaşmamıza müsaade eden Sayın Ankara Valimiz Ercan Topaca Beyefendiye ve siz değerli basın mensubu arkadaşlarımıza, bu süreçte güvenli bir şekilde basın bildirgemizi duyurmamızı sağlayan Emniyet mensubu arkadaşlarımıza, sesimizin duyulması için bizlere destek veren yerel, ulusal ve uluslararası medyamızın mensuplarına, özellikle ülkemizin bir çok ilinden gelerek bu günde bizleri yalnız bırakmayıp, ekmeğine emeğine sahip çıkan direksiyon eğitmeni arkadaşlarımıza sonsuz teşekkür eder, ülkemizde trafik kazalarının yaşanmayacağı bilinçli sürücülerin trafikte yaya önceliğini tanıyarak, huzurlu bir şekilde araç sürmelerinin var olacağı güzel günler temenni ediyorum.  

Saygılarımızla  

Tüm Türkiye Direksiyon Usta Öğreticileri

***

KATILAN İLLER LİSTESİ

Ankara, Alanya, Bartın, Bursa, Bolu, Denizli, Düzce, Kayseri, Rize, İzmir, İstanbul, Amasya, Adana, Uşak,  Konya, Tekirdağ, Manisa(Soma)