Cargill'deki işçi direnişinin sembollerinden olan yavru köpek Yoldaş, emekçi sahiplerinden cebren ve hile ile koparıldı. İşçiler, Yoldaş'ın Orhangazi Belediyesi'nin şehir dışına bıraktığı yeri didik didik ettiklerini ama bulamadıklarını söyledi. İşçiler, Yoldaş' köpeği eninde sonunda bulacaklarını ve bu hayvan haklarıyla birlikte kendi direnişlerinin sesi olacaklarını ifade ettiler.

Bursa Hayvanları Koruma - Yaşatma ve Barındırma Derneği (BURHAYKO) olarak, Cargill işçileriyle birlikte direndiğinden dolayı Yoldaş ismi verilen ve de onunla birlikte götürülen köpeklerimizin halen kayıp olması bizi ciddi anlamda üzüyor ve de akıbetleri hakkında endişelendiriyor. Önemle belirtmek isteriz ki 5199 kanununa göre Orhangazi Belediyesi’nin kimseden habersiz bir şekilde alıp ve Yoldaş’ı götürmesi büyük bir suçtur. Çünkü bu kanuna göre hiçbir belediye sahipli veya sahipsiz köpeği alıp bulunduğu yerden başka bir yere veya ilçe dışına götüremez ve de bırakamaz (atamaz). Üstelik söz konusu olan bir de yavru köpekse. Bu anlamda belediye hayvanı sadece kısırlaştırma için alabilir ve sonrasında da aldığı yere bırakmak zorundadır. Kaldı ki Yoldaş henüz yavru bir köpek olduğundan belediye onu bu anlamda da alamaz. Özetle; Şu an Orhangazi Belediyesi alenen suç işlemiştir.

SUÇ DUYURUSNDA BULUNACAĞIZ

BURHAYKO olarak Orhangazi Belediyesi’ni Yoldaş ve Yoldaş’ın yanında giden köpeklerimizi alıp bilinmeze bıraktığından dolayı şiddetle kınıyoruz. Ve de bu anlamda savcılığa suç duyurusunda bulunacağımızı bildiriyoruz. Çünkü bu bir iddia değil aksine, Orhangazi Belediyesi’nin köpekleri aldığının ve sonrasında başka bir yere bıraktığının bizzat kendi itirafıdır. Ayrıca çok üzücüdür ki buna benzer durumlar diğer ilçelerde de (17 ilçede) sıkça yaşanıyor ve kimsenin ruhu duymuyor. Şöyle ki; gece yarısı köpeklerimiz yerlerinden alınıyor ve bilinmeze, ormana, dağlara, bizim ulaşamayacağımız yerlere atılıyor. Burada Yoldaş köpeğin tek farkı ve de şansı, Cargil vesilesiyle tanınması ve de medyatik olmasıdır. Bundandır ki sesi duyuldu. Aksi taktirde Yoldaş’tan da kimsenin haberi olmayacaktı.

BULUNMASI İÇİN HERŞEYİ YAPACAĞIZ

Günlerdir Yoldaş’ı dört koldan aramamıza rağmen bir türlü bulunamıyoruz. Ancak yılmadan, usanmadan aramaya devam edeceğiz ve Yoldaş’ın bulunması için elimizden geleni yapacağız. Konuya ümitli bakmak istiyorum ve inşallah Yoldaş yaşıyordur ve de bulunur diyorum.

Vildan Elçin Şenkaya

Bursa Hayvanlar Hakları Dayanışma Platformu Başkanı

---

 Artık yeter!

‘Bir can bir umut hayvan hakları’ platformuyuz biz. Kurucumuz Nesrin Genç Yılmaz Hanım ve bende bu platformun yöneticilerinden birisiyim. Demem o ki; sekiz aydır mücadele verilen bir yerdeki bir yavrumuzun, işçi arkadaşlarımızın elinde iken ve de 8 aydır onlarla birlikte direnirken, usulsüz ve suç sayılabilecek bir şekilde oradan habersiz bir şeklide alınıp bilinmeze gitmesini kesinlikle tasvip etmiyoruz. Bugün Yoldaş ismindeki köpeği konuşmamızın bir nedeni de, onun bulunması gibi bir de bilinmeze giden bütün çocuklarımızın ablası ya da annesi olması isteğimizden de kaynaklanıyor. Yoldaş’la birlikte bizler belediyelere artık ‘yeter’ demek istiyoruz.

‘CAN’LAR TOPLANIP BİLİNMEZE DAĞITILMASIN

Belediyeler daha fazla çocuklarımızı usulsüz bir şekilde toplayarak yok etmesinler. Kaldı ki şaibeli bir şekilde ‘Yoldaş ismindeki yavru köpeği şuraya koyduk buraya koyduk denilmesi de hiç hoş bir davranış değil’. Biz artık bunu istemiyoruz. Bir yerlerden  toplanan köpekler eğer toplanmışsa da, bakımı yapılıp, kısırlaştırıp, küpesi takılarak aldığı yere bırakılması yine 5199. maddede geçerlidir. Tek isteğimiz biz insanlara emanet olan ‘can’larımız toplanıp bilinmeze dağıtılmasın. İznik’in köpeği Bursa’da Bursa’nın köpeği Yalova’da vs durumlar yaşanmasın. Hastalarsa dahi tedavi edildikten sonra (madem hayvan hakları var) buna uyularak alındığı yere geri bırakılsın. Tek derdimiz ve de isteğimiz Yoldaş köpeğin kaybolması hayra vesile ve de öncü olsun. İsmi derdimizi anlatacak bir isim olarak duyulsun ve bir an önce bulunsun ve ağabeylerinin yanına dönsün.  

Hürriyet Karaaslan Nadir

Hayvan Hakları Savunucusu

---

Yoldaş için ne gerekiyorsa yapacağız

Bursa Hayvanları Koruma - Yaşatma ve Barındırma Derneği (BURHAYKO) olarak bizler Yoldaş’ı aramaya çıktık ve Yoldaş’ın bulunması için ne gerekiyorsa da yapmaya hazırız. Köpeği Cargil işverenlerinin şikayeti üzerine aldığını ve akabinde farklı bir yere bıraktığını Orhangazi Büyükşehir Belediyesi bizzat kendisi kabul etmiştir. Bu itirafın üzerine bizlerde savcılığa gidip belediyemiz hakkında suç duyurumuzu yapacağız ve yasal olarak da Yoldaş’ın arkasında durup haklarını arayacağız. Ve Yoldaş diğer hayvanların sesi olacak.

Rüya Parsak

Bursa Hayvanları Koruma - Yaşatma ve Barındırma Derneği Başkan Yardımcısı

---

Bıkmadık, yılmadık!

Cargil işçileri olarak 251 gündür fabrikanın önünde ekmek mücadelesi veriyoruz. Sendikalı olduğumuz için Cargil işvereni bizi kapının önüne koydu ve o günden bugüne gelene dek hakkımızı, emeğimizi aramak adına fabrikanın önünde mücadele halindeyiz. Bu sürecin ilk günlerinden beri orada tanıştığımız küçük bir yavru köpeğimiz vardı. İsmini de bizimle birlikte olduğundan dolayı ve de yaptığımız işe binaen Yoldaş koyduk. Yoldaş bu süreçte 8 ay boyunca (251 gündür) bizimle birlikteydi. Fakat geçtiğimiz perşembe günü (20 Aralık) Cargill işverenin şikayetiyle Orhangazi Belediyesi’nden gelip, bizlerin orada olmadığımız bir iki saatlik kısa bir süre zaman zarfından istifade edilip kulübesinden köpeğimizi alıp gitmişler.

BELEDİYE ALDIĞINI İTİRAF ETTİ

Bunun üzerine konunun takipçisi olarak hemen ertesi günü (mesai bitimine yakın alındığı için) sabahın erken saatlerinde Veteriner İşleriyle görüşmek için Orhangazi Belediyesi’ne gittik. Gittiğimizde bize (konuyla ilgili toplantı halindelerdi) henüz yavru olan Yoldaş’ı, Cargil’in şikayeti üzerine aldıklarını ve akabinde Orhangazi sınırlarında olmayan (Gemlik sınırlarında olan) Kurşunlu bölgesinde bıraktıkları söylendi. Yoldaş’ın hayatından endişelendiğimizden ısrarla tam olarak bıraktıkları yeri sorduk. Ancak söylenen yere gittiğimizde hiçbir şekilde ne Yoldaş’ın ne de beraberinde götürdükleri iki tane köpeğin izine rastlayamadık.

SÖYLENEN YERDE YOKTU!

Aramalarımız 10-15 kişilik bir arkadaş grubumuzla hafta sonu da devam etti. Ancak tüm çabalarımıza rağmen ne civar köylerde, ne yerleşme alanlarında, ne konteynır sahalarında Yoldaş’ı bulamadık. Kime sorduysak, nereye ulaştıysak, bakmadığımız bir yer kalmadığı halde Yoldaş’ın izine bir türlü rastlayamadık. Ve hafta başı olur olmaz (25 Aralık Pazartesi) tekrar Orhangazi Belediyesi’nin Veteriner İşleri Müdürlüğü'ne  gittik ve köpeğimizin söylenen yerde olmadığını, orada olsa kesin bizim bulacağımızı, (çünkü hem ayağında problem vardı hem de hasta ve de yavru bir hayvandı) rahatsızlığından dolayı uzaklaşabileceği ve de gidebileceği alanlar belli olduğunu bir kez daha sabırla anlatmaya çalıştık. Kaldık ki normal şartlarda dahi bir hayvanı bir boşluğa bırakırsınız, gidebileceği yerler bellidir. Her hayvan gıda besini bulmak için mutlaka yerleşim alanı arar ve de oraya gider.

SORUNU OLAN BİZİMLE ÇÖZSÜN

Orhangazi Belediyesi’nin bize söylediği nettir. “Biz şikayet üzerine köpeği oradan aldık ve araçla bahsettiğimiz yere götürüp bıraktık”. Yaptıklarının suç olduğunu bildikleri halde nasıl böyle bir şeyi yaptıklarını sorunca da, Orhangazi Belediyesi Veteriner İşleri çelişkili ifadelerle ve de tamamen üste çıkma çabasıyla bir savunma halindeler. Cargill işverenin asıl problemi işçileriyledir. Dolayısıyla sorunlarını bizimle çözmek yerine yanımızda bulunan ve de bize muhtaç olan hasta bir hayvandan medet umacak kadar gözünü kararttıysa, Cargill bu durumda Yoldaş yavru kadar olamamıştır  de kendini küçültmüş bir firmadır. Bu psikolojik bir savaştır, mental olarak bizleri rahatsız etmek, moralimizi bozmak, yaralamak adına yapılmış ucuz bir harekettir. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar bizler çoktan rüştümüzü ispat ettik. 251 gün, kısa ve de herkesin dayanabileceği bir süre değil. Söylerken bile aslında dile zor gelen, ama asıl yaşayanın içinde bulunanların çok daha iyi anlayabileceği bir süreç. Ayrıca bizim direnişimiz artık sadece Cargill işçisinin mücadelesi değil, aynı zamanda tüm işçilerin mücadelesi haline geldi. Bizlerinde kesinlikle davamızdan vazgeçmeye niyetimiz yok. Onlar da bunu çok iyi idrak ettiklerinden dolayı üzücüdür ki ‘saçma sapan’ yollara başvuruyorlar.

TEK İSTEĞİMİZ YOLDAŞ’I BULMAK

Ve bu savaşı küçücük ve de çaresiz bir hayvanın üzerinden yürütmeye çalışmaları ayrıca acı bir durum. Yoldaş’ı arama çalışmalarımız devam edecek. Suç duyusunda bulunmak diğer adımımız olacak. Buna paralel olarak da aynı şekilde hakkımızı ve emeğimizi arama şeklinde çalışmalarımız da devam edecek. Bilinmesini isteriz ki hiçbir şekilde ne yılgınlık ne de bezginlik yok bizde. Şu andaki tek isteğimiz Yoldaş’ın bulunup bir an evvel yanımıza dönmesidir.

GELİN BİRLİKTE VERELİM BU MÜCADELEYİ

Son olarak da şunu söylemek istiyorum: bizler işçi ve emekçi olmamızdan ziyade bu ülkenin birer de vatandaşıyız. Dolayısıyla bu ülkenin sahibiyiz. En nihayetinde çünkü bu ülkeye sahip çıkan ve de yaşayan bizleriz. Durum aslında şu özet olarak: Ülkemizde Cargill isminde yüzde 100 Amerikan sermayeli bir firma var. Ve diyor ki Türkçesi: Ben gelirim senin enerji kaynaklarını, 1. sınıf tarım arazilerini kullanırım, buradan milyonlarca doları tek başıma kazanırım ve senin işçinin ana yasal hakkını da tanımam, senin işçinin çocuklarının geleceği de benim umurumda olmaz, en nihayetinde köpeğine dahi saygı duymam, benim tek derdim, senin vatandaşı olduğun topraklarda para kazanıp zenginliğime zenginlik katmak. Kısacası ‘seni sömürürüm’ diyor. Bizim şu anda yerlilikten, millilikten dem vurulduğu dönemde en çok ihtiyacımız olan şey buysa bundan daha yegane bir ortam olamaz. Çünkü bizim mücadele ettiğimiz sermaye yüzde 100 Amerikan sermayesi. Ve ben buradan çağrı yapmak istiyorum: Gelin birlikte verelim bu mücadeleyi. Afyon kırmakla veya afyon almamakla bu yaptığımız şeyin hiçbir farkı yok.

Oğuz ÇÖMEZ

Cargil İşçisi (direnen)