Kahvehanede, tramvayda, metroda, çarşıda... sözün kısası iki kişinin bir araya gelip muhabbet edebileceği her mekanda konuşulan ilk konu ve ilk soru "Ne olacak Bursapor'un hali..." oluyor.

Geçtim erkek erkeğe muhabbetleri, hanımlar bile artık dillerinden Bursaspor'u düşürmez oldu...

Nasıl düşürsünler ki:

Bizim Şükriye Abla, maç günü eşi Mehmet Abi'nin yüzünden anlıyor skoru...

Eğer Bursaspor yendiyse, timsah pastası hazır, yemekten sonra çayla, meyve suyuyla afiyetle yenecek yeşil beyaz bir timsah pastası...

Bunda sıkıntı yok tabii ki... Koca mutlu olunca ev ahalisi her dem mutlu...

Oğlanla kızın harçlıkları ikiye katlanıyor pazartesi günü... Değmeyin keyfine...

Beraberlik varsa eğer... Takıma göre değişiyor... Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi üç büyükler ise...

Yorum hazır...

"İyi be fena sayılmaz 1 puan 1 puandır. Bursa'da çıkarırız acısını..."

Ama gelelim mağlubiyete... Şükriye Abla, 16 Aralık 2016'dan bu yana çileli günler yaşıyor... Arada sadece berabere kalınan Fener maçı hariç...

Mehmet Abi, Allah'tan alkol kullanmıyor...

Bir de o olsaydı yandı gülüm keten helva...

6 haftadır, Mehmet Abi'nin yüzü sirke mirke değil adeta kömür karası satıyor...

Yüzü simsiyah...

Evde yemek yemek yok... İki gıdım sohbet yok... Çocuklar sanki babaları değil, eve gelen ejderha gibiymiş gibi hemen odalarına kaçıyor...

Anlayacağınız Gündoğan Ailesi'nin fertleri Bursaspor galip gelene kadar gün yüzü göremeyecek...

Gözünü seveyim Bursasporlu topçular, bu hafta yenin Gaziantepspor'u da 'Komşu Anne'min yüzü gülsün...

Büyük bir dua alacaksınız haberiniz olsun...

Yoksa, dünkü gazetedeki Fatih Akkuş'un yazdığı yazının başlığındaki gibi... "Kim bu Bursaspor'u bu hale getirdiyse..." diye başlayacağım cümleye ama sonu hiç hayırlı olmayacak... Nokta...