“Açlıktan karnı guruldayandan dürüst politikacı olmaz!.. (A.EİNSTEİN)”

Şimdi yakın zamanda kendimizde de hissettiğimiz bu eksikliği gidermek adına, manalarını araştırdığım 'siyaset ve politika' kelimelerini biraz daha yakından inceleyip bu konu ile ilgili yaptığım araştırma ve kendi görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Öncelikle çatı kavram siyasetten başlamak istersek, bu kelimenin Arapça kökenli olduğu görülür. Beni en çok şaşırtan konu ise kelime kökeninin bizle iç içe olan bir kelime olmasına rağmen hiç bu manada düşünmemiş olmamızdır.

Siyaset kelimesi, tam olarak ‘SEYİS EDEN’ manasını karşılamaktadır. Yani eğitici, eğitmen vb. Hepinizin malumu olduğu üzere bizde at yetiştiricilerine verilen sıfat da ‘SEYİS’tir. Bu anlamla karşılaştığımızda ve konumuzla bağdaştırmaya çalıştığımızda aklımıza ilk gelen ve yüzümüze hafif bir tebessüm, aklımıza derin bir düşünce olarak yansıyan bir deyim varlığını hissettirdi.

‘OLAYLARA AT GÖZLÜĞÜ İLE BAKMAK’… Bende de Yunanların bu kelimeyi terminolojiye kazandırırken neyi düşündükleri kafamda soru işareti oluşturdu. Acaba Yunanlar olayı samimi düşünerek devlet idarecilerinin bir eğitim içerisinde yetişip eğitimci olmalarını mı, yoksa kendilerinin ortaya koydukları politika anlayışının misyonunu yaymaya çalışan misyonerler olarak mı tasarlamışlardır? İşte bu noktada bizlerin konuya bakış açısı ve hakimiyeti bu soruyu çözücü tek unsur olacaktır. Şimdi buraya kadar yazdıklarımız ışığında bir düşünelim…

Yıllardır siyasetçi olduğunu söyleyen kaç devlet adamımız birey veya millet nezdinde eğitmenlik yapmıştır veyahut yapma fırsatı yakalamıştır?

Siyasetçi kimliğine sahip veya aday olmuş kaç kişi eğitici ehliyetine veya formasyonuna sahiptir? Yine kaç siyasetçi veya adayı, sahip olduğu bilgiyi aktarmak adına doküman hazırlamış ve bunları aktarmıştır? vb. çıkarılabilecek binlerce cevabı havada kalan soru sorulabilir.

Geçelim ikinci kavramımız olan 'POLİ-TİKA’ya. Burada da yazdığım gibi kelimeyi birleşik olarak düşünüp ona göre analiz edelim. Çoğumuzun da hatırlayacağı gibi 'POLİ' kelimesi çok anlamını ifade etmekte, özellikle de bilimsel terimler ile birlikte kullanılmaktadır. (Örnek olarak, POLİKARBON kelimesi çok karbonlu anlamına gelmektedir.)

Diğer kelimemizi çözmek için ise PATİKA kelimesinden yola çıkalım. Patika kelimesinin dilimizde tam karşılığı, basit ayak yoludur. Burada PA kelimesinin ayak olduğunu en azından bulmaca çözerken öğrendiğimizi varsayarsak TİKA kelimesinin yol manasını taşıdığı açıktır.

O halde asıl konumuz olan POLİTİKA’ya dönecek olursak kelime olarak ‘çok yol’ anlamını taşımaktadır. Siyaset gibi bunu da iki türlü bakış açısından yorumlayabilir ve yorum şekline çok dikkat etmemiz gerektiği söylenebilir. Ancak günlük hayatımızda bu kelimeyi doğru kullandığımızı rahatlıkla söyleyebiliriz. Yaptığımız sohbet esnasında karşımızdaki kişi birden çok seçeneğe geçiş yaptığında veya her görüşünde haklı çıkmak adına manevra yapan kişilere ‘POLİTİKA YAPMA’ diye uyarıda bulunuruz.

Bu araştırma sonucunda vardığım en anlamlı kanı ise zorlukların bilgisizlikten kaynaklandığı anlamı olmuştur. Bilgi sahibi olmanın işleri kolaylaştırdığının açıkça ispatı hayatımızda geçerliliği oldukça üst düzey olan bu terimlerin anlamlarının kolayca tahlil edilerek konuyla alakalı bilinçlenmenin sağlanmış olmasıdır. Peki siyaset kelimesi konusunda sorduğumuz soruların benzerlerini soracak olursak; politikacı olmak isteyen kişilere niye yalancı ön yargısı ile yaklaşılır? Politikacı dendiğinde niye akla gelen uygunsuz işlerle uğraşan insan tasviridir?

Politikacılarımız, acaba yeni yollar mı üretmekte yoksa kendilerine dayatılan yollar üzerinde mi ilerlemektedir?

Biz öncelik olarak milletine ve ülkesine katma değer oluşturmayı şiar edinmiş bireyler olarak, bu terimlerin tanımlarına uygun olacak şekilde kendimizi geleceğe hazırlamaya dair bir zorunluluk hissediyoruz. Beklentimiz ise devlete hizmette ölçü olarak, yapılacak olan reklamların promosyon giderlerinin karşılanması değil, sahip olunan bilgi ve birikimlerle talip olunan noktadaki tecrübe ve deneyimler olmasının zorunluluk haline getirilmesidir. Bahsettiğimiz bu şartlar yerine getirildiğinde sponsorlara gebe kalan ve kendini borçlu hisseden devlet idarecisi profilinin de kırılarak karar verme mekanizmasında daha hür bir yapının oluşturulabileceğine inanıyorum. Tıpkı Ulu Önder Atatürk’ün oluşturduğu ilk meclis gibi!..

“Siyaset, başkalarına sezdirmeden değişme sanatıdır!.. (A.MALRAUX)”

Dürüst siyasetçilerin var olacağı, güzel günlerin getireceği aydınlık yarınlarda buluşmak dileğiyle…