Ben de isterem, ucuz faturadan…

Ben de isterem, yükten kurtulmadan…

Konut muyam, suçlu muyam,

Konut iseeem suçlu muyam.

Bugün yazıma böyle bir dörtlükle başlayasım geldi.

Çünkü Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’nün öncelikle sanayicinin mali yüklerini azaltılacağı ve bu bağlamda sanayide tüketilen elektrikteki TRT payının kaldırılacağını açıklaması elektrikte bir konut müşterisi olarak benim aklıma bu dörtlüğü getirdi.

Hakikaten sanki konutlar suçlu. Sanki konutlar üvey evlat.

Sen üretim reform paketi hazırlayacaksın, sanayicinin kullandığı elektrikten TRT payını kaldıracaksın, başka teşvikler de sunacaksın ki; ne sanayicinin elektriğinden TRT payının kaldırılmasına ne de başka teşvikler verilmesine karşı değilim. Çünkü kalkınmanın yolu üretimden hem de katma değeri yüksek ürün üretiminden geçer.

Üretimin yolu da emekçiden…

O üretime emek veren de bir insandır ve mağarada değil herhalde konutlarda yaşıyordur.

Ama konutlara sıra gelince ketum davranılmasını anlamış değilim.

Tamam; TRT milli kuruluşumuz;

TRT markamız.

Sanayici boyutunda bu sorunun çözülecek olmasını önemsiyorum ve tüm konutlarında kapsama alınması gerektiğinin altını çiziyorum.

Neyse sanayici için bir umut ışığı doğdu denilebilir.

Darısı bizlerin başına.

Artık ben de TRT payı ödemek istemiyorum.

Umuyorum; Sayın Bakan konutların kanayan yarasına parmak basar ve zaman kaybetmeden reform paketine dahil edilmesini sağlar.

Çünkü konutlara büyük haksızlık söz konusu.

Çünkü sen konutsun. Sen sahipsizsin. Tüketici derneklerin var ama gücü olmadığı için kimse iplemiyor kanısını güçlendiriyor. 

Bu tezata mutlaka son verilmeli.

Milli bayramları unutmayalım, unutturmayalım

Ünlü komedyenler Metin Akpınar ve Zeki Alasya’nın bir zamanlar ‘aşular ikiye ayrılur, karma aşu yarma aşu’ dediği gibi ülkemizde bayramlar da ikiye ayrılır…

Dini bayramlar, milli bayramlar…

Her iki bayramlar da bizim vazgeçilmezimiz, varlık nedenlerimizdir.

Ama ne hikmetse işin milli tarafında son yıllarda bir dejenerasyon yaşanıyor.

Eskiden ne 23 Nisanlar, ne 19 Mayıslar, ne 29 Ekimler kutlardık.

Hele; yerinde yeller esen Atatürk Stadı’nda düzenlenen 19 Mayıs kutlamaları eminim hâlâ hafızalardadır. Bütün okulların oluşturduğu müthiş ambiyans, Işıklar Askeri Lisesi’nin yaptığı inanılmaz şovlar adeta bir adrenalin patlamasına yol açıyordu.

Kısaca müthiş bir heyecan vardı.

Şimdi öyle mi?

Ne gezer;

Örneğin, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı bir yürüyüş ya da bir STK’nın düzenlediği resepsiyondan ibaret.

Peki, ne oldu?

Ne heyecan kaldı ne bir şey.

Çünkü FETÖ haini çıkmadan önce yapılan Türk dünyası şölenleri maalesef milli bayramlarımızın önüne geçmişti.

İşin daha da üzücü tarafı FETÖ şerefsizini def ettik ama milli bayramlarımıza yeterince dönemedik değerlerimize sahip çıkamadık.

Tabii ki istisnalar var.

Nilüfer Belediyesi yürüyüş düzenliyor, Bursa Mimar Mühendis İşadamları Derneği BUMİAD, dernek merkezinde Atatürk’ü anma etkinliği organize ediyor ve resepsiyon veriyor.

Gerek BUMİAD Başkanı Orhan Efe gerekse kurucu başkan İlker Özarslan’ın verdiği mesajlar gerçekten anlamlıydı.

BUMİAD Başkanı Efe, “BUMİAD tarafsız, olaylara objektif bakan bir kurumdur. Taraf olduğumuz tek şey, Atatürk’ün emanet ettiği Türkiye Cumhuriyeti, birlik ve beraberliğimiz ile sonsuza dek dalgalanacak bayrağımızdır” dedi.

Efe, geleceği iyi okuyabilmeniz için geçmişi çok iyi ve objektif olarak analiz etmeniz gerektiğini anlattı.

Milli bayramlarımızı unutmayalım, unutturmayalım.

Otomotiv lisesinde anlamlı buluşma

Otomotiv sektörünün nitelikli iş gücü ihtiyacını karşılamak üzere kurulan Türkiye’nin ilk otomotiv lisesi, Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçı Birliği Mesleki Teknik Anadolu Lisesi (OİB MTAL), Gençlik Haftası’nda 2. OTOFEST ve Kariyer Günleri etkinliği ile otomotiv sektör temsilcileri ile öğrenciler bir araya geldi.

Otomotiv sektörüne nitelikli iş gücü kazandıran okulda amaç, 4 yıl boyunca emek verilen öğrencilerin alan içinde kalmalarını sağlamak.