Sizi tanıyarak röportajımıza başlayalım isterseniz, sonrasında elbette çalışmalarınızla ilgili sorularımızda olacak.

Teşekkürler, buralara kadar gelip benimle röportaj gerçekleştirdiğiniz için ben de sizlere teşekkür etmek isterim .İsmim Murat Eldem Bursa Mustafakemalpaşa 30 Ağustos 1972 doğumluyum. İlkokul, ortaokul ve liseyi Mustafakemalpaşa’da okudum. Bu arada avukat İbrahim Küçükkralı ağabeyimin yanında çalıştım. 1991 yılında kendime ait bir ofis açtım arzuhalcilik ve tapu takip üzerine. 1997 yılında Mustafakemalpaşa Savcılığı'nda zabıt katibi olarak göreve başladım. 2007 yılında tedbiren müdürlük görevi verildi 2,5 yıl  Mustafakemalpaşa Savcılığında müdürlük yaptım. Adliyede infaza bakıyordum. 2009 yılında Beyoğlu Adliyesi dolandırıcılık sahtecilik bürosuna tayin oldum, Adliyemiz Çağlayan'la birleşince 2010 yılında Çağlayan Adliyesi’ne geçtik. Orada 2 yıl kadar görev yaptım. 2013'te Mustafakemalpaşa Adliyesi'ne geri döndüm. 2014 yılında  bir ameliyat geçirdim dizimden malulen emekli oldum. Şu an adli yazışmalar olarak Mustafakemalpaşa'da yeni adliyenin karşısında  halkımızın  nitelikli olmayan basit dilekçelerini yazarak halkımıza adli olaylarda yol göstermeye çalışıyoruz. Halkımızın dertleriyle dertleniyoruz diyebilirim.

36 YILLIK ADLİYE GEÇMİŞİM VAR

36 yıllık adliye geçmişim var adli işlerle ilgili geçmişim var bunun tecrübesini halkımıza aktarmaya çalışıyoruz.Bunun kendime en avantajlı gördüğüm nokta o dönemki savcıların çok nitelikli olması , çok iyi yerlerde olmaları bunun yan sıra bizden sonra görev yapmış olduğu yerlerde de Ülkemizin geleceği ile ilgili çok önemli kararlar almaları, ülkede bir dönem operasyonları  direkt etki etmeleriydi. Biz onların düsturu ile yetiştik. İstanbul'da görev yapmış olmanın da çok büyük avantajını gördüm.  İstanbul çok farklı bir memleket tabi.

ÇOK NİTELİKLİ SAVCILARLA ÇALIŞTIM

Mustafakemalpaşa 100 bin  nüfuslu bir ilçe olduğu için Adliye ile ilgili başı sıkışan genelde bu işlerle haşır neşir olduğum için avukata gidip de para veremeyecek durumda olan insanlarımız mutlaka bana danışır. Halkımız tabii kendilerini bize yakın görüyor kendinden biri görüyor, bizde  buralıyız zaten tecrübelerimizle  onlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Adliyede buraya yakın oldu, kısmetimizde hep buralardaydı. Hatta başka yere olma durumu vardı ama nasip burasıymış. İcra  benim ağırlığım zaten savcılık işleri her türlü işle ilgili mutlaka ararlar sorarlar. Mesela sizin yanınızda kısa zamanda 3-4 telefon geldi işte sizde şahitsiniz. Çünkü sonuçta danışmalardan para almıyoruz. O yüzden vatandaşlarımız mutlaka ama mutlaka beni bir ararlar sıkıntılarını paylaşırlar, soru sorarlar. Evliyim, bir oğlum bir kızım var bir de 28 aylık Ali Murat torunum var dünyanın en tatlı şeyi torun sevgisi inanın. Gelinim Kuaför, kızım belediyede çalışıyor, İktisat mezunu. Oğlumda esnaf Eldem  Fast-food’u işletiyor.

KESİNLİKLE MEMURİYET ŞİKAYETİ ALMAM

Bir de tabii Memuriyetten emekli olduğumuz için memurlarla halkın arasında da bir köprü vazifesi de görmeye çalışıyorum. İşte vatandaş gelir abi işte adliyede bizim işimiz şöyle olur böyle olur derler ama adliyede durum farklı tabii ki, Mesela ben kesinlikle  memuriyet  şikayetini yapmam. Zaten mümkün mertebe memurun haklı bir sebebi vardır diye düşünürüm .Çünkü Memuriyetten geldiğimiz için biliriz durumu ,içerisi dışarısı gibi değil dışarıdan görüldüğü gibi değil ayrıca. Bizim dönem daha zordu şu an personel sıkıntıları pek  yok en azından artık, şu an teknoloji sıkıntıları da yok bizim zamanımızda çoğu zamanda daktiloyla iş görüyorduk, işte görüyorsunuz ilk daktilomda  burada.

EMEKLİ OLDUKTAN SONRA 1 YIL KENDİME GELEMEDİM

Şöyle anlatayım gerçekten çok zor şartlarda görev yapıyorlar dışarıda anlatılan gibi görünen gibi değil. Çocuklar çok cansiperane çalışıyorlar . Bu bağlamda devlete harçlar  vesaire de gibi birçok para da toplamasına vesile olmamıza rağmen maalesef derektiği kadar ilgi alaka göremiyorlar. Ayrıca çok mesaide harcanıyor ,önceden burada 2 katip  kalmıştık bir hafta nöbet tutuyorsunuz. O dönemlerde birçok trafik kazası oluyordu gece 2'de otopsiye gidiliyor 4-5 kişi  ölmüş mesela kazada neyse oradan dönüyorsunuz  eve sabaha karşı sonra sabah gidiyorsun tekrardan adliyeye.Sabah yine geceden de birçok mevcutlu vesaire oluyor işler arka arkaya yoğun bir mesai tam anlamıyla. Emekli olduktan sonra 1 yıl kendime gelemedim adliyecilik  çok değişik bir şeydir. Yani anlayacağınız iyi ki de adliyeci olmuşum. Aslında iyi ki de adliyede yetişmişiz. Düsturumuz  şudur , bir savcımızın düsturudur aslında . ‘Bakın derdi,  hiçbir insan sadece  ibadet ile cennete giremez ,cenneti  hak edemez , ama insanlara faydalı olan adalet dağıtan insanlar cenneti hak ederler” demişti. Bu müjdedir  insanlara faydalı olmaya çalıştık hep, adaleti sağlamaya çalıştık. Bir çok insan geliyor Mesela benim için 1 dakikalık şey hemen sorar cevabını alır ,Ama o kişi aklında o konuyu belki bir haftadır bir aydır  düşünüyordur. Gelir sorar  öğrenir gider. Sizden  alacağı bir cevapla hareket edecek. Tabii bunlar insanı mutlu ediyor. Tabii ki elbette çok yorucu bir meslek ,bu  meslekte yoğrulduğumuz için  büyüdüğümüz için bize zor gelmiyor artık bu saatten sonra.

İNSANLARA MUTLULUK VERDİĞİMİZ İÇİN MUTLU OLUYORUZ

 Peki Murat Bey gençlere  bu mesleği önerir misiniz?

Ben çocuklarıma  adliyeci olmalarını önermedim. Çünkü çok yıpratıcı biraz da nankör olan bir meslek. Sonuçta soyut bir şey yapıyorsunuz. bazen 40-50 kişi geliyor günde onlara derman oluyorsunuz 40-50 kişiden 3 kişiden 4 kişiden belki maddi olarak kazanç elde edebilirsiniz. Ben çok önermem gençlere, ama ben bu mesleği çok seviyorum mesela adliye kapalı olduğu halde ben cumartesi günü bile gelir işyerimi, masamı düzenlerim buraya biraz mutlaka uğrar zaman geçiririm. Bu o zamanlardan gelen bir gelenek insanlara belki mutluluk verdiğimiz için mutlu oluyoruz. Allah'a çok şükür kazanmıyoruz desek yalan olur kazanıyoruz da ama dediğim gibi çok ağır bir meslek. Adam geliyor mesela 5 sene önce 10 sene önce geldiğinde işte seninle konuşmuştuk diye söylüyor ama bazen tabii hatırlamıyoruz ama Örneğin  10 sene önceki yazmış olduğum evrağı göstersinler anında hatırlarım ama arada gelen geçen yıllarda tabii normal konuşmalar pek aklımda kalmıyor .

HALA DAHA GÖNDERİRLER

   Yorucu mu?  Yorucu. Zevkli mi? Zevkli ama bir de bakıyorsun mesela bir cemiyetiniz  oluyor dolup taşıyor bir şey oluyor dolup taşıyor. Mesela bir yerde işin oluyor oraya gittiğinde mutlaka bir tanıdığın çıkıyor mutlaka bir tanıdığın kişi çıkıyor. İnfazcı olduğumuz karar inceleme konusunda daha çok kendimi yetiştirmiştim. Şöyle anlatayım bir klasörün incelemesi benim için yarım saattir. Yarım saatte dosyanın içeriğini ben size dökebilirim. Çünkü o şekilde yetişiyorsunuz incelenecek evrakları biliyorsunuz infaz işine baktığım için hala daha bana WhatsApp üzerinden kargo ile kararlar gönderirler, dosyalar gönderirler bakarım bereket e-devlet çıktı e-devlet üzerinden de bakıp gönderip inceleme yapabiliyoruz. Bu da tabii vatandaşa hizmetin değişik bir şekli ,zor mu  çok zor..

  Yaşadıklarınız ile ilgili dikkat çekici anınızı bizlerle paylaşır mısınız? Sonrasında dileklerinizi alıp röportajımızı tamamlayalım isterseniz.

ÇOK İLGİNÇ, ŞAŞIRTICI DAVALARLA   KARŞILAŞTIM

Tabii birçok dava geldi geçti başımdan, mesela Beyoğlu Adliyesi'nde dolandırıcılık sahtecilik bürosunda iken o zamanın parasıyla milyarlarca liralık dolandırıcılık davasına baktık. Ben onu 2000 TL olarak algılamıştım öğle değilmiş.. İstanbul'un önde gelen bir ailesinin iki kız kardeş arasında dolandırıcılık olayıydı. Ben olaya  biraz mizansen de katıyorum ,vatandaş ölüyor o dönemde aylık kira gelirleri 300.000 TL olan hanlar, hamamlar kalıyor gerçekten büyük bir miras kızın biri evli  profesörle, diğeri ise Jet sosyeteden bir  kadın. Bir  çuval evrak getirdi o kira gelirinin gelir vergisi  vesaire oluyor 300 bin liralık kira gelirinin 70-75 bin lira kadar. Eniştesine gitmiş bunun bir formülü falan yok mu bir dünya vergi ödüyoruz deyince “ya baldız” demiş “var da ben sana söyleyemiyorum”. Nasıl yapacağız? deyince. Şirket kuracağız şirket giderine  senin rujunu  bile koyacağız gider sayılacak, her şey bedava tamam mı? Tamam demiş kadın.  Kadın ifadesinde notere götürdüler beni diyor. ”Babası Moris'ten intikal edilecek hisseleri, intikalden gelen malların adıma  şirket kurmaya, artık şirkete ait olan mallarla ilgili olarak vakıf kurmaya” diyerek devam ediyor.Noterdeki bayan soruyor abla bunu böyle imza atarsan bütün malların gidebilir deyince kadın eniştem  bana kazık atacak hali yok sen göster benim imza atacağım yeri demiş ve imzalamış. Ondan sonra ilk kira geldikten sonra ikinci, üçüncü  aydan sonra kiralar gelmemeye başlamış. Neden kiralar gelmiyor diye sorunca , sonra işte anlatmışlar. Biz şirket kurduk ardından şirketin mallarının  hepsini vakfa geçirdik. Ablanla birlikte bütün malları Vakfa aktardık. “Nasıl yani diyor vakıftan mı alacağız kiraları”  diye sorunca,  yok artık sen kira alamayacaksın, vakfın malı oldu cevabını almış. Vakıflar yasası özel bütün kötü niyetli kişiler vakıflar üzerinden düzenbazlık yaparlar. Vakıflar yasası üzerinden  dolandırıcılığı  o şekilde yapmışlar. Bütün malları gitti kadının, o zaman işte  1 milyar 800 milyon dolara eşdeğer bir davayı da savcım inceledikten sonra takipsizlik kararı vermişti.Bu kadar büyük mablağlı bir dava başımdan geçmişti  çok ilginç bir davaydı ve bu  dosya bu şekilde kapandı. Bunun yanı sıra tabii birçok  dava geldi  birçok konu geçti başımızdan anı geçti ama tabi yerimizde dar yavaş yavaş röportajımızın sonuna yaklaşmaktayız.

Son olarak buradan başla Mustafakemalpaşa’da yaşayan hemşerilerim olmak üzere Bursa'da yaşayan bütün yurdumuzda yaşayan 83 milyon vatandaşıma  buradan Mustafakemalpaşa'dan sevgilerimi ,selamlarımı  göndermek istiyorum. Sıkıntısı olan, sorusu olan  herkesi   Mustafakemalpaşa yeni Adliyesi'nin karşısındaki büromuzda  yardım ettiğimiz gibi her zaman  telefonlarımızın da  açık olduğunu  ayrıca hatırlatmak istiyor, herkese  esenlikler diliyorum.

Huzurevinde yeni yıl kutlandı Huzurevinde yeni yıl kutlandı