Bir yılı aşkın bir süredir tüm dünyada olduğu gibi bizim yaşamımıza da adeta karabasan gibi çöken 'corana' denilen illetten bir türlü kurtulamıyoruz

Tam her şey yoluna girdi, vakalar azalmaya başladı diye düşünürken son günlerde hızla artmaya adeta patlama yapmaya başlayan vaka ve ölüm sayıları bizleri yeniden kara kara düşündürmeye başladı. Konu ile ilgili o kadar ilginç yorumlar yapılıyor ki;

Neymiş; Lokantaya oturmuşuz, korona yakamıza yapışmış. Berbere uğramışız, virüs bizi orada bekliyormuş. Çay ocağına gitmişiz, daha bardaktan bir yudum alamadan illet bizi bulmuş. Geçin bunları. Uzmanlara saygılıyım. Ama itirazım var. Kanımca, tablonun bu denli ağırlaşmasının en önemli nedeni, Koronalıların ve temaslıların evde tutulamaması.

Pandeminin ilk başladığı geçtiğimiz yılı hatırlayın. Pozitif olanların yanı sıra, grip olanlar dahi yurtlarda, pansiyonlarda misafir ediliyordu.

Diğer insanların arasına karışması engelleniyordu. Yazın bir karar alındı. Şayet ağır değilse, testi pozitif çıkanlar dahi evlerine yollanmaya başlandı. 'Kendi karantinanızı kendiniz alın' dendi. Kanımca vahim bir hataydı bu.

Riskli gruptakiler sokaklarda cirit attılar. Filyasyon ekipleri yetersiz kaldı. HES kodu tam anlamıyla fiyaskoydu. Millet birbirinin HES kodu ile elini kolunu sallaya sallaya gezdi.

Şimdi vakalar patlayınca, çare arıyoruz. Bakıyorum pek çok kişi, 'tam kapanma' konusunda ısrarcı. Bense bu konuda çekimserim. Hattı karşıyım. Bir kere psikolojimiz bozuldu. 'Kırmızı Oda' bile psikolojimizi zor düzeltir.

İşin bir de ekonomik yönü var. 'Tam kapanma' isteyenlerin çoğunun tuzu kuru. Kaldı ki, parası olanlara yasak masak yok. Bodrum'a akıyorlar. Ev partileri düzenliyorlar. Hayat onlara güzel.

Kapansa ne olur, kapanmasa ne olur. Ama üç kuruş maaşla geçinmeye çalışanların, Kirasını-vergisini-işçi maaşını ödemekte güçlük çeken işverenin-esnafın hali harap. Geçen bir esnafla dertleşiyorduk.

Aylık en az 10-15 bin lira cepten yediğini söyledi. Dairesini satmış. Öyle idare etmeye çalışıyor. İşler açılmazsa daire parasını yediğiyle kalacak. Daha işsizlerin, garibanların halini anlatmıyorum.

Kahvede garsonluk yapan ve aldığı 60-70 lirayla evine ekmek götürmeye çalışan bir çalışana, gelin de kapatmanın mantığını anlatın.

Uzatmayacağım. Zaten bunlar her gün konuştuğumuz meseleler. Benim önerim. Kapatmayın. Koronalıları ve temaslıları sokaktan uzak tutun, vakalar kendiliğinden azalır..

Günün Sözü:

Ne kalem yazabildi halimizi, Ne de cümleler anladı bizi!

Ünlem şaşkın, virgül eğri. Bir noktaya gizledik derdimizi!