Vatan savunması sırasında girdikleri çatışmalarda gözlerini bile kırpmadan cesurca savaşan kahraman gaziler, göğüslerinde taşıdıkları şeref madalyalarının hikayelerini paylaştı.
TBMM’de Mustafa Kemal Atatürk’e 19 Eylül 1921 tarihinde gazilik unvanının verilmesinin yıl dönümü nedeniyle kutlanan Gaziler Günü’nde, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Yalova Şubesi üyesi gaziler Gürkan Kaşıkçı, Enes Göksu ve Tayfun Mollaahmetoğlu, bu vatan için her daim can vermeye hazır olduklarını anlattı.
1988 yılında Bingöl’de operasyona giderken hain saldırı sonucu 8 kurşunla gazi olan Gürkan Kaşıkçı, gaziliğin kendisi için bir onur olduğunu söyledi. Çatışmada ağır şekilde yaralandığını anlatan Kaşıkçı, tekerlekli sandalye üzerinde yaşamını gaziliğin verdiği mutluluk ile sürdürdüğünü ifade etti. Türkiye’nin ilk terör gazilerinden olduğunu anlatan Kaşıkçı, “Yalova’nın da ilk gazisiyim. Çatışmada sonuna kadar müdafaa ettik, mücadelemizi verdik. Daha sonra hastaneye kaldırıldım. Ondan sonra uzun bir süre tedavi sürecim sürdü. Kurşunlardan bir tanesi omuriliğime zarar verdiği için ağır bir hasar aldım orada. Şu anda rahat bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Onurluyuz, mutluyuz. Gaziler Günü’nü kutluyorum herkesin” dedi.

“Gazi olarak evime döndüm”

2007 yılında Tunceli’de düzenlenen operasyonda mayına basarak sol bacağını diz altından kaybeden Tayfun Mollaahmetoğlu ise gazi olduğu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı: “Hozat’ta girdiğimiz operasyonda mayına basmam sonucu sol bacağımdan yaralandım. Sol bacağım ampute. Diz altında protez kullanıyorum. Uzun süren bir operasyondu. Bölücü terör örgütünü takipteydik. Onlar da geçiş güzergahına bizi yavaşlatmak için döşenen mayına sabaha karşı basmam sonucunda yaralandım. Tabi operasyon devam etti. Benden sonra o teröristler yakalanmışlar duyduğumuz haberlere göre. Ondan sonra beni en yakın askeri hastaneye helikopterle sevk ettiler. Orada ameliyatlarım yapıldı. Yaklaşık 15 gün Elazığ Askeri Hastanesi’nde tedavim yoğun bakımda devam ettikten sonra Ankara GATA’ya sevkim yapıldı. Orada protez işlemleri ve diğer ameliyatlarım yapıldıktan sonra taburcu oldum ve gazi olarak evime döndüm.”
Gaziliğinden 1 yıl sonra evlenen ve 2 kız çocuğu babası olan Mollaahmetoğlu, “Gazilik çok büyük bir onur. İnsanların yaşadığı, bizim özellikle yaşadığımız. Göğsümüzde madalyamız var, çok büyük bir onur. Bu yüzden çok gururlu ve onurluyuz” dedi.

Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi Takla atan off-road araçları yürekleri ağza getirdi

“Gaziler bu toplumun en cesur insanlarıdır”

15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı Şehit Orgeneral Eşref Bitlis Kışlası’nda er olarak görev yaparken hain terör örgütü mensuplarıyla girdiği çatışmada gazi olan Enes Göksü ise, “Darbe kalkışması esnasında girilen silahlı çatışmada yaralandım. El bombasının patlamasıyla birlikte şarapnel parçasıyla yaralandım ve sağ ayağımdan mermi yemiştim o gün. Gazilik onur ve gurur verici bir makam. Allah kimsenin başına vermesin ama gururlandırıcı bir olay. Gaziler bu toplumun en cesur insanlarıdır” diye konuştu.

Kaynak: İHA

Editör: Ezgi Özdaş