SON DAKİKA
Hava Durumu

#anı

A Gazete - anı haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, anı haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

'Büyük' hikayelerde kazananlar belli oldu Haber

'Büyük' hikayelerde kazananlar belli oldu

Bursa’da altyapıdan ulaşıma kadar birçok alanda çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, şehrin kültür ve sanat hayatına da katkı sunmaya devam ediyor. Cumhuriyet’in ve Lozan Mübadelesi’nin 100’üncü yılı münasebetiyle düzenlenen ‘Bursa Günlüğü Hikâye Yarışması’ da göç yollarında yaşananları günümüze taşıdı. Bursa Uludağ Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Nesrin Karaca, Türk hikâyeciliğinin son dönem önde gelen isimlerinden Mustafa Çiftci, Bursa’nın yaşayan hafızası olarak bilinen şair ve yazar Nevzat Çalıkuşu, tarihî romanları ve hikâyeleriyle Türk tarihini sevdiren Hasan Erdem ile romanları ve hikâyeleriyle Türk edebiyatının önemli isimleri arasında yerini alan Güray Süngü’den oluşan ekip, yarışmanın kazananlarını belirledi. Buna göre ‘Hayal Meyal’ müstear isimli Saadet Küçük birinci, ‘Avni Muradi’ müstear isimli Oğuz Mutlu ikinci, ‘Kebikeç’ müstear isimli Seval Özdemir üçüncü oldu. ‘Gemlik35’ müstear isimli Nilar Gök ile ‘Hayalci’ müstear isimli Hatice Öztop Büber ise teşvik ödülüne lâyık görüldü. Yarışmanın birincisi 15 bin, ikincisi 10 bin, üçüncüsü 5 bin, teşvik alan iki kişi de 2 bin 500’er TL para ile ödüllendirildi. Bursa Balkanlar’ın özeti gibi Bursa’nın kültürel hafızasına değer katan yarışmanın ödül töreni, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin ilk siyasi zaferi olan Mudanya Mütarekesi’ne ev sahipliği yapan Mudanya’daki Montania Otel’de yapıldı. Ödül töreninde konuşan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Bursa’nın, Osmanlı’nın cihanşümul devlet olma yolunda kök saldığı ilk resmi başkenti olduğunu, ecdadın Bursa’da diktiği ulu çınarın dallarının 3 kıta, 7 iklime uzandığını belirtti.  Birçok milletin o dalların altında yüzyıllarca huzur ve barış içinde yaşadığını kaydeden Başkan Aktaş, “Sarı Saltık Gazi’nin izinde Balkanlara giden Evlad-ı Fatihan, asırlar boyunca o toprakların iskânı için çalışıp gayret eden alperen ruhlu insanlardı. Evlad-ı Fatihan, Balkanlar’ın her karışını imar, ihya ve inşa etti. Onlar ulvi bir amaç için topraklarını bırakıp gitti oralara. Rumeli’nin her karışını vatan toprağı yapmak için kanları ile yoğurdular. Lakin gün geldi Balkanlar’daki huzur ortamı bozuldu. İsyanlar, Balkan Savaşları, 1. Dünya Savaşı, Lozan Mübadelesi, asimilasyonlar derken, Balkanlar’dan Bursa başta olmak üzere Türkiye’nin muhtelif yerlerine soydaş ve kardeşlerimiz göç etmek zorunda kaldı. İnsanın doğup büyüdüğü topraklardan ayrılmak zorunda kalması ve o ülkeye de pasaportla gitmesi ne kadar hazin. Bursa, Osmanlı’nın özeti gibi: Kuzeyden güneye, doğudan batıya herkes Bursa’da bir araya gelmiş. Bursa bir bakıma Balkanların da özeti gibi. Bir yönümüz hep Balkanlara dönük” dedi. Bu acılar geleceğe aktarılmalı Bu yıl hem Cumhuriyet’in hem de Lozan Mübadelesi’nin 100’üncü yılı olması nedeniyle böyle bir hikaye yarışması düzenlediklerini ifade eden Başkan Aktaş, “Sadece şehrimizde değil, Türkiye’nin hemen her yerinden talep gören ve severek takip edilen dergimiz Bursa Günlüğü olarak Lozan Mübadelesi’nin 100’üncü yılını vesile kılmak istedik. Bu doğrultuda da Balkanlar’dan şehrimize göç etmek zorunda kalan soydaşlarımızı ve kardeşlerimizi konu edinen bir hikâye yarışması açtık. Bu yarışma vesilesiyle; Bursa’ya göç eden Balkan muhacirlerinin hayat hikâyelerini ve mücadelelerini tekrar gündeme getirmeyi amaçladık. Bu acıları, bu hüzünleri, bu üzüntüleri gelecek kuşaklara aktarmalıyız. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç, Srebrenitsa katliamıyla alakalı ‘unutmayacağız, unutturmayacağız’ diyor. Çünkü unutulan soykırım tekrar eder. Dolayısıyla bu acıları da gelecek nesillere aktarmak lazım. Unutturmamak lazım. Aslında Cumhuriyet de böyle kazanıldı. Ben bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı’nın banisi Osman Gazi, Bursa’mızın fatihi Orhan Gazi başta olmak üzere, kutlu vatanımız için canını feda eden aziz şehitlerimizi, göç yollarında vefat eden muhacir kardeşlerimizi rahmet ve hürmetle yâd ediyorum. Yarışmamıza eserleriyle değer katan tüm katılımcılara, seçici kurula çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Yarışmanın birincisi Saadet Küçük, mübadele hikayelerini büyüklerinden çok dinlediğini, bu hikayelerin unutulmaması için bu yarışmaya katıldığını söyledi. Yarışmanın ikincisi Oğuz Mutlu da Bulgaristan’da iki Türk’ün idam edilmeden önceki bir fotoğrafını görüp, hikayesini oradan esinlendiğini belirtti. Çok göç hikayesi dinlediğini ve sadece inanç uğruna Türkiye'ye gelmelerinin kendisini çok etkilediğini kaydeden yarışmanın üçüncüsü Seval Özdemir ise, “İnsanların yaşadığı değerler uğruna buraya gelmeleri bana farklı ufuklar açtı. Bu yarışmayı düzenlediğiniz için çok teşekkür ederim” dedi. Konuşmaların ardından Başkan Aktaş, seçici kurul üyelerine teşekkür plaketi, dereceye giren yarışmacılara da ödüllerini verdi. Giritya Mudanya Giritliler ve Yanyalılar Kültür ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Melda Üney de Başkan Aktaş’a havluya nakşedilen Giritya danteli hediye etti. Kaynak: Bülten

'Türkiye' gemisi Çanakkale Boğazı'ndan geçti Haber

'Türkiye' gemisi Çanakkale Boğazı'ndan geçti

Çin’de yaptırılan ve en fazla konteyner taşıma kapasitesine sahip 399.9 metre uzunluk, 61.3 metre genişlik ve 33.5 metre derinlikte olan gemiye, Cumhuriyet’in 100’üncü yılı anısına ‘Türkiye’ ismi verildi. Gemi bir seferde 24 bin 346 standart konteyner taşıma kapasitesine sahip ve ‘megamax’ sınıfı olarak adlandırılıyor. İngiltere’nin Felixstowe Limanı'ndan yola çıkan ve Tekirdağ'a giden Liberya bayraklı 399.9 metre uzunluğundaki ‘MSC Türkiye’ Ege Denizi’nden saat 09.00 sıralarında Çanakkale Boğazı’na giriş yaptı. Saat 10.10 sıralarında Çanakkale önlerinde olan ‘MSC Türkiye’ 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 100’üncü yıl dönümünde Kilitbahir Kalesi ile Kilitbahir köyü dağında bulunan ‘Dur Yolcu’ yazısı önünden geçti. Geminin Çanakkale önlerinden geçişi sırasında Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğüne bağlı römorkörler su gösterisi ve selamlama yaptı. Boğazın manevra yapılması en güç noktası olan Nara Burnu’nu dönen ‘MSC Türkiye’ Tekirdağ'a gitmek üzere Marmara Denizi’ne doğru yol aldı. ‘MSC Türkiye’ gemisine boğaz geçişi sırasında Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bağlı ‘Kurtarma-15’ ve ‘Kurtarma-16’ römorkörleri refakat etti. Dev geminin geçişi sırasında Çanakkale Boğazı kuzeyden güneye saat 07.00 ile saat 12.30 arası gemi geçişlerine kapatıldı. Kaynak: İHA

Kahraman gaziler anılarını anlattı Haber

Kahraman gaziler anılarını anlattı

Vatan savunması sırasında girdikleri çatışmalarda gözlerini bile kırpmadan cesurca savaşan kahraman gaziler, göğüslerinde taşıdıkları şeref madalyalarının hikayelerini paylaştı. TBMM’de Mustafa Kemal Atatürk’e 19 Eylül 1921 tarihinde gazilik unvanının verilmesinin yıl dönümü nedeniyle kutlanan Gaziler Günü’nde, Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Yalova Şubesi üyesi gaziler Gürkan Kaşıkçı, Enes Göksu ve Tayfun Mollaahmetoğlu, bu vatan için her daim can vermeye hazır olduklarını anlattı. 1988 yılında Bingöl’de operasyona giderken hain saldırı sonucu 8 kurşunla gazi olan Gürkan Kaşıkçı, gaziliğin kendisi için bir onur olduğunu söyledi. Çatışmada ağır şekilde yaralandığını anlatan Kaşıkçı, tekerlekli sandalye üzerinde yaşamını gaziliğin verdiği mutluluk ile sürdürdüğünü ifade etti. Türkiye’nin ilk terör gazilerinden olduğunu anlatan Kaşıkçı, “Yalova’nın da ilk gazisiyim. Çatışmada sonuna kadar müdafaa ettik, mücadelemizi verdik. Daha sonra hastaneye kaldırıldım. Ondan sonra uzun bir süre tedavi sürecim sürdü. Kurşunlardan bir tanesi omuriliğime zarar verdiği için ağır bir hasar aldım orada. Şu anda rahat bir şekilde yaşamaya devam ediyoruz. Onurluyuz, mutluyuz. Gaziler Günü’nü kutluyorum herkesin” dedi. “Gazi olarak evime döndüm” 2007 yılında Tunceli’de düzenlenen operasyonda mayına basarak sol bacağını diz altından kaybeden Tayfun Mollaahmetoğlu ise gazi olduğu süreçte yaşadıklarını şöyle anlattı: “Hozat’ta girdiğimiz operasyonda mayına basmam sonucu sol bacağımdan yaralandım. Sol bacağım ampute. Diz altında protez kullanıyorum. Uzun süren bir operasyondu. Bölücü terör örgütünü takipteydik. Onlar da geçiş güzergahına bizi yavaşlatmak için döşenen mayına sabaha karşı basmam sonucunda yaralandım. Tabi operasyon devam etti. Benden sonra o teröristler yakalanmışlar duyduğumuz haberlere göre. Ondan sonra beni en yakın askeri hastaneye helikopterle sevk ettiler. Orada ameliyatlarım yapıldı. Yaklaşık 15 gün Elazığ Askeri Hastanesi’nde tedavim yoğun bakımda devam ettikten sonra Ankara GATA’ya sevkim yapıldı. Orada protez işlemleri ve diğer ameliyatlarım yapıldıktan sonra taburcu oldum ve gazi olarak evime döndüm.” Gaziliğinden 1 yıl sonra evlenen ve 2 kız çocuğu babası olan Mollaahmetoğlu, “Gazilik çok büyük bir onur. İnsanların yaşadığı, bizim özellikle yaşadığımız. Göğsümüzde madalyamız var, çok büyük bir onur. Bu yüzden çok gururlu ve onurluyuz” dedi. “Gaziler bu toplumun en cesur insanlarıdır” 15 Temmuz 2016’da darbe girişimi sırasında Jandarma Genel Komutanlığı Şehit Orgeneral Eşref Bitlis Kışlası’nda er olarak görev yaparken hain terör örgütü mensuplarıyla girdiği çatışmada gazi olan Enes Göksü ise, “Darbe kalkışması esnasında girilen silahlı çatışmada yaralandım. El bombasının patlamasıyla birlikte şarapnel parçasıyla yaralandım ve sağ ayağımdan mermi yemiştim o gün. Gazilik onur ve gurur verici bir makam. Allah kimsenin başına vermesin ama gururlandırıcı bir olay. Gaziler bu toplumun en cesur insanlarıdır” diye konuştu. Kaynak: İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.