Günümüzde 7’den 70’e herkes sosyal medyada…

Sosyal medya…

Hani doğru ve ölçülü kullanıldığı zaman çok yararlı, aşırıya gidilen her şeyde olduğu gibi ‘zehirli hançer’ olan…

Sabah saati birçoğumuz (en azından ben), bazen bir günaydın demek için, bazen de uyurken neler kaçırdığımızı görmek için bir göz atarız…

Ve dün sabah Facebook’un ‘Tarihte Bugün’ kısmında iki yıl önce (2016 yılında) paylaştığım bir yazı dikkatimi çekti… Belki de ben de bir kadın olduğum için yazıyı okuyunca tekrar çok etkilendim…

Tam hatırlayamamakla birlikte, sanki o zaman bir kadın bana bu yazıyı göndermiş, bende sayfamda paylaşmıştım…

Ve görünce yeniden yazıyı, dayanamadım açıkçası ve bir de gazete sütunlarından “bir kadından, bir kadın olmanın aktarışını” siz çok değerli agazete okurlarıyla paylaşmak istedim… Kim bilir. Belki de; ‘Bir kişi bile biz kadınları anlasa dünya daha yaşanılır bir hale gelir’ ümidiyle… Sevgiler…

BEN BİR KADINIM

(Sevgili kadınlara ithaf olunur)

Ben bir kadınım.

Korkularımla kardeş büyüdüm, kuşkularımla arkadaş oldum.

Zaman geldi saçımın teli bile ağızlara pelesenk oldu. Hiç işi yokmuş gibi toplumun, eteğimin boyunu konuştular, gömleğimin düğmesini, hatta ayakkabılarımın açıklığını.

İnsan olduğumu unuttular aklımı unuttular.

Oysa isterdim ki beni konuşsunlar…

Yaptıklarımı, yapamadıklarımı, aklımı, toplumdaki yerimi konuşsunlar.

Ben bir kadınım.

Politika beni alet etti, din beni alet etti.

Babam “Komşular ne der?” diye sordu.

Ağabeyim, “Arkadaşlarım ne der?” diye üstüme geldi. Annem “Baban kızar!” dedi.

Töre tepeme bindi,

Gelenek sırtıma,

Yargılar zehirli bıçak gibi kesti hayallerimi.

Ben bir kadınım.

Ne çocukluğumu yaşadım bir kız çocuğu gibi,

ne gençliğimi yaşadım genç kız gibi,

ne seçimimi yapabildim özgürce…

Kendi istediğimle bile evlensem, yine ailemin uygun gördüğü, yine toplumun yargılarına uygun biri oldu.

Ben bir kadınım…

Yiyecek reklamlarında bile kullandılar hemcinslerimin vücudunu.

Her gün renkli basında gördüm kadın fotoğraflarına salya sümük bakan erkekleri.

Ben bir kadınım…

Oysa ben bir kadın olmaktan gurur duymak isterdim, duyurmadılar…

Hep unuttular kendilerini de bir kadının doğurduğunu! Yeri geldi utandılar benden!

Yeri geldi namus dediler adıma…

Oysa namussuzluğun yalancılık,

namussuzluğun riyakarlık,

namussuzluğun iki yüzlülük,

namussuzluğun adaletsizlik,

namussuzluğun vicdansızlık,

namussuzluğun hak yemek olduğunu unutarak,

namusu yalnızca benim bedenime hapsettiler.

Ben bir kadınım!

Beni uğursuzluğa,

mutsuzluğa,

sevgisizliğe,

toplum yargılarına,

dine politikaya,

reklama mahkum edenlere,

ikinci sınıf yapmaya çalışanlara sesleniyorum.

Ben olmasam siz olur muydunuz?

İncelik nedir? Zarafet nedir? Bilir miydiniz? 

Ben bir kadınım!

Ben dünyanın düzenini sağlarken,

nasıl oldu da dünya düzenini bozar gibi gösterdiniz beni?..

Bence bunu bir düşünün.