SON DAKİKA
Hava Durumu

#erkek

A Gazete - erkek haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, erkek haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Kadınlar erkeklerde ne arar? Haber

Kadınlar erkeklerde ne arar?

GÖKÇE ÇALIŞCİ Kadınlar, erkeklerin sadece dış görünüşünden etkilenmez. Bu yazımızda kadınların erkeklerde ne aradığını  araştırdık. İşte detaylar... DUYGUSAL OLMAK  Duygularınızı görmezden gelmeyen bir erkek hayatın size sunduğu en büyük hediyedir.  Kadınlar kaba ve anlayışsız erkekleri her zaman itici bulurlar. Kadınlar duygularını gösteren sevgisini söylemekten çekinmeyen erkeklere bayılır.  Hoşlandığınız bir kadını etkilemek istiyorsanız duygularınızı çekinmeden gösterir. Romantik davranışlarınız karşısında hiçbir kadın size karşı koyamaz. GÜVEN VERİN  Bir ilişkinin sağlam temeller üzerine kurulu olmasını sağlayan en temel şey güvendir. Güven duygusu ilişkilerin olmazsa olmazıdır. Sadık olan ve gözü sevdiği insandan başkasını görmeyen erkekler, kadınların aradığı erkek modelidir. Yalan söylemeyen, hayatındaki her detayı partneriyle paylaşan erkekler her zaman bir adım daha önde olur. KAHKAHA ATTIRIN Zamanın yanında su gibi bir aktığı insanı kim istemez ki? Kadınlar, kahkaha atabildikleri ve eğlenceli zamanlar geçirdikleri erkeklere daha çok bağlanır. Çünkü kadınlar espri yapan erkekleri zeki görür. Bir kadını etkilemek istiyorsanız hayatının eğlenceli yönlerini keşfetmeye başlayın. SPOR YAPAN ERKEKLER  Kadına güven veren erkek stili, kaslı düzgün ve yapılı erkeklerdir. Spor yapan erkek istemsizce çekici gelir.Kadınlar güçlü görünen erkeklerle birlikte olmayı tercih eder. Bu sebeple spor yapan erkekleri daha etkileyici buluyorlar.

Kardelenler açmaya devam ediyor Haber

Kardelenler açmaya devam ediyor

Ezgi Özdaş Ülkemizde yıllardır süren kız çocuklarını eğitime katma ve kız çocuklarının eğitim düzeyini yukarı çekme çabaları tüm vatandaşların malumu. Devlet kademesinde birçok düzenlemenin yanı sıra toplumda da çeşitli farkındalık çalışmalarıyla kız çocuklarının eğitime katılması için harcanan çaba yıllar geçtikçe meyvesini vermeye başladı. Türkiye İstatistik Kurumu’nun yayımladığı 2021-2022 yılı eğitim verileri hesaplanarak oluşturulan Muhtemel Eğitim Süresi istatistiklerinde kadın ve erkekler arasındaki muhtemel eğitim süreleri ortaya çıktı. Verilerde yer alan cinsiyet eşitliği endeksinde 1 değeri eşitliği, 1’den küçük değer erkek lehine eşitsizliği ve 1’den büyük değer ise kadınlar lehine eşitsizliği belirtiyor. Buna göre verilerin TÜİK tarafından yayımlanmaya başladığı ilk yıl olan 2018’de cinsiyet endeksi rakamı 0,97’yle erkekler lehine eşitsizliği gösterirken 2022 yılı verilerinde ise 1,01 değerini alarak kadınlar lehine eşitsizlik durumunu gösterdi. İstatistiklere göre 2022 yılına ait göstergelerde ilkokul-yükseköğretim düzeyinde toplam muhtemel eğitim süresi 18,2 yıl olarak açıklanırken bu rakam kadınlarda 18,3 yıl, erkeklerde ise 18,1 yıl olarak ifade edildi. İlkokul-ortaöğretim düzeyinde ise toplam muhtemel eğitim süresi 12,7 yıl olurken erkekler için bu rakam 12,7 yıl, kadınlar için ise 12,6 yıl oldu. Okul öncesinde ise toplam muhtemel eğitim süresi 1,6 yıl olarak gerçekleşirken erkelerde 1,6 yıl kadınlarda 1,6 yıl olarak eşit dağıldı.

Yargıtay'dan evleneceklere emsal karar Haber

Yargıtay'dan evleneceklere emsal karar

İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, davacı erkek eş vekili dava dilekçesinde tarafların 24.05.2017 tarihinde evlendiklerini, nikâhtan sonra davalının müvekkiline bakire olmadığını söylediğini, müvekkilinin bu olay karşısında şok olduğunu, olayları babası ve kayınpederi ile paylaştığını, müvekkilinin babası ve kayınpederi arasında tartışma yaşandığını, davalı ve ailesinin müvekkiline ve ailesine hakaret ettiğini, yaşananlar nedeniyle davacının kandırıldığını, maddi-manevi olarak yıprandığını ileri sürerek tarafların evliliklerinin iptaline karar verilmesini talep etti. Davalı kadının vekili ise tüm iddiaları inkâr ederek, müvekkilinin geçmişte yaşadığı her şeyi nikâhtan önce davacıya anlattığını, davacının bu durumu anlayışla karşıladığını, nikâhtan sonra aileler arasında düğün masrafları nedeni ile anlaşmazlık yaşandığını, bunun üzerine ertesi gün erkeğin müvekkiline bu evliliğin yürümeyeceğini söyleyerek boşanmayla ilgili değerlendirmelerde bulunduğunu, davacının devamında gelişen tavır ve davranışları ve özellikle eşine yönelik ithamları nedeniyle evlilik birliğinin devamının imkansız hale geldiğini ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 50 bin TL maddi, 50 bin TL manevi tazminat ödenmesine, dilekçe ekinde sunulan ve davacı tarafından iade edilmeyen eşyaların aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde bedelleri toplamı 10 bin 772 TL'nin tahsiline karar verilmesini talep etti. İlk derece mahkemesi erkeğin taleplerini kabul, kadının taleplerini ise reddetti İlk derece mahkemesi, eşlerin 24.05.2017 tarihinde nikâhlandıkları, düğünün daha sonraya bırakıldığı, geçen süre içinde kadının bu evlilikten önce yaşadığı cinsel ilişki nedeniyle bakire olmadığını eşine açıkladığı, erkeğin bu açıklama üzerine düğün yapmaktan vazgeçtiği, hâl böyle olunca evlilikle ilgili kendisinden özel bilgiler saklanan erkeğin evliliği devam ettirmekte hukuki ve şahsi faydasının kalmadığı, ortaya çıkan bu sonuçtan tamamen kadının sorumlu olduğu gerekçesiyle kadının karşı boşanma davasının reddine, asıl dava olan erkeğin davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1'inci maddesi gereğince boşanmalarına, erkek eş yararına 5 bin TL maddi, 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine, erkeğin ziynet takı alacağı talebinin reddine, kadının ev eşyası talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verdi. İlk derece mahkemesinin kararına karşı karşı davacı kadın istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi, 03.07.2020 tarihli kararı ile istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının hangi tarafın tanık beyanlarına üstünlük tanındığına dair gerekçe içermemesi nedeniyle kaldırılmasına, asıl davada verilen boşanma kararının kesinleştiği ve karşı davadaki haklılık durumuna göre değerlendirme yapılması gerektiği gözetilerek ve ayrıca davacı-karşı davalının evlenmenin iptaline ilişkin talebi hakkında da hüküm kurulması suretiyle adli denetime elverişli ve gerekçeli şekilde karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine, esasa ilişkin diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verdi. Dosyayı tekrar ele alan ilk derece mahkemesi, 29.09.2020 tarihli kararı ile erkeğin evliliğin iptal edilmesi yönündeki talebi ile ziynet eşyası alacağı talebinin reddine, tarafların boşanmasına ilişkin hükmün istinaf muhteviyatı dışında bırakılarak kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, evlilikle ilgili eşinden özel bilgiler saklayan kadının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesiyle erkek eş yararına 5 bin TL maddi, 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulundu. Bölge Adliye Mahkemesi kadın lehine tazminata hükmetti Bölge Adliye Mahkemesi, dosya muhteviyatına göre tarafların aileleri arasında nikâhtan sonra düğün masraflarının kimin tarafından yapılacağına ilişkin tartışma yaşandığı, bu olaydan sonra erkeğin eşinin bakire olmadığını kabullenmiş olmasına rağmen düğün yapmaya yanaşmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda kadından kaynaklanan kusurlu bir davranışın bulunmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin boşanma davasının kabulü doğru değil ise de boşanma kararının istinaf edilmeyerek kesinleşmesi nedeni ile hataya işaret edilmekle yetinildiği, asıl davada verilen boşanma kararının kesinleşmesi nedeni ile kadının karşı davasındaki boşanma talebinin konusuz kaldığı, davadaki haklılık durumuna göre inceleme yapıldığında karşı davada davacı kadının haklı olduğu, dolayısıyla yararına yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kadın yararına 10 bin TL maddi, 5 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Bölge Adliye Mahkemesi'nin kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulundu ve dosya temyiz incelemesi için Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'ne gönderildi. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, kadın lehine manevi tazminat hükmünü bozdu Yargıtay 2. Hukuk Dairesi kararında şu ifadelere yer verildi: "Davacı-karşı davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazları yersizdir. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olması gerekir (TMK m. 174/2). Boşanmaya sebep olan olaylar bu nitelikte değilse manevi tazminata hükmedilemez. Davacı-karşı davalı erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışları davalı-karşı davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde değildir. Öyleyse davalı-karşı davacı kadının manevi tazminat talebinin reddi gerekirken, bu husus nazara alınmadan yazılı şekilde davalı-karşı davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir." Kadın lehine hükmedilen manevi tazminat açısından hükmü bozan Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, dosyayı Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderdi. Bölge Adliye Mahkemesi kararında direndi Bölge Adliye Mahkemesi, kanunda düğün yapmak zorunlu bir unsur olarak düzenlenmemiş olsa da düğünün yöresel örf ve adetlere göre bir ritüel olduğu, hâl böyle olunca kadının nikâhtan önce yaşadığı ilişki bahane edilerek haksız şekilde düğün yapılmaması ve de evliliğin sonlandırılmak istenmesinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle direnme kararı verdi. Böylelikle dosya, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gündemine taşındı. "Düğün masraflarının kimin tarafından yapılacağına ilişkin çıkan tartışma yüzünden düğünün iptal olması kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmez" Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, bozma ilâmında şu ifadelere yer verdi. “Yargıtay'ın manevi tazminatı gerektirmeyen evlilik birliğine ilişkin uygulamalarına göre salt boşanma kararı verilmiş olması olgusu nedeniyle manevi tazminat verilemez. Yargıtay'a göre salt boşanmış olmak, kişilik haklarına saldırı niteliği taşımaz. Boşanma kararı verilmiş olması manevi tazminat ödenmesine gerekçe yapılamaz. Zira evliliğin sona ermesi, tek başına kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilemez. Aynı şekilde birlik görevlerini yerine getirmemek, evin ihtiyaçları ile ilgilenmemek, ev kirasını veya faturaları ödememek, evi sebepsiz terk etmek, eve bakmamak, eve geç gelmek, bağımsız konut temin etmemek, birlikte yaşamaktan kaçınmak, çalışmamak, sık iş değiştirmek, mali yükümlülükleri yerine getirmemek, dava açarak fiili ayrılığa sebebiyet vermek gibi kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu kabul edilmeyen kusurlu davranışlar nedeniyle manevi tazminat ödenmesine karar verilemez. Tüm bu anlatılanların ışığı altında olaya gelindiğinde tarafların 24.05.2017 tarihinde nikâh işleminin tamamlanmasının ardından tarafların aileleri arasında düğün masraflarının kimin tarafından yapılacağına ilişkin tartışma yaşanması nedeniyle düğün merasiminin yapılmadığı, eldeki davada erkeğin kusurlu davranışları nedeniyle kadının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı bariz olup, kadın yararına manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.” Kaynak: İHA

Erkeklerde en sık görülen ikinci kanser prostat Haber

Erkeklerde en sık görülen ikinci kanser prostat

Prostatın üremeye yardımcı bir organ olduğunu ifade eden Acıbadem Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bülent Oktay, “Genç yaşlarda üremeye yardımcı olurken, belli bir yaştan sonra prostatta hem büyüme hem de bazı hücrelerde tür değişiklikleri olmaya başlar. Prostat kanseri çoğunlukla 50 yaşın üzerinde görülür. Erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türüdür. Kanser ölümlerinin de yüzde 5’ini oluşturur. Türkiye’de görülen kanserlerin yaklaşık yüzde 13’ü prostat kanseridir. Prostat kanseri erken evrede teşhis edildiği takdirde hayat kurtarıcı tedavilere sahiptir. Hasta, erken teşhis edildiğinde genelde prostat kanserinden hayatını kaybetmez. Erken teşhis için elimizde diğer kanserlerde olmayan önemli bir teşhis yöntemi vardır. Prostat spesifik antijen, yani kısaca PSA dediğimiz bir kan testi. Bu nedenle 50 yaşının üzerinde olan her erkeğin PSA kan testini rutin olarak yılda bir kez yaptırmasında fayda vardır” dedi. "Risk faktörü varsa daha erken yaşta yaptırmalı" Erken teşhisin hayat kurtardığını belirten Oktay, “Kilolu olanların ve ailesinde birden çok prostat kanseri görülen kişilerin prostat kanserine yakalanma ihtimali daha yüksektir. Dolayısıyla risk faktörlerine sahip kişilerin daha erken yaşlarda PSA kan testini yaptırmaları gerekir. PSA kan testinde anormallik tespit edildiğinde, günümüzde yine multiparametrik prostat MR’ı ve burada da lezyon görülürse, özel bir ultrasonografiyle hedefe yönelik prostat biyopsisi ile biyopsi yapılması şarttır. Biyopside teşhis edildiğinde tedavi yöntemine geçilir. Yayılmamış, organa sınırlı prostat kanserinde günümüzün en etkin tedavisi robot yardımlı laparoskopik radikal prostatektomi ameliyatıdır. Kanser tedavisinde çok büyük katkı sağlamamasına rağmen bu yöntemle idrar kaçırma ve erkeğin cinsel fonksiyonlarının geri dönüşünde diğer ameliyat yöntemlerine göre daha iyi sonuçlar alınmaktadır” ifadelerini kullandı. Kaynak: İHA

6 kişiye can verdi Haber

6 kişiye can verdi

Bursa Çekirge Devlet Hastanesi’nde beyin ölümü gerçekleşen 43 yaşındaki erkek hasta İ.Y. organları ile 4 hastanın hayata tutunmasına ve 2 hastanın görmesine vesile oldu. 18 Ağustos tarihinde travma sebebi ile Çekirge Devlet Hastanesi’nde tedavi altına alınan 43 yaşındaki erkek hasta İ.Y. 5 günlük yaşam mücadelesinin ardından hayata tutunamadı. Hastanın beyin ölümünün gerçekleşmesi üzerine hastane organ nakil koordinatörleri, hastanın ailesi ile görüşerek organ bağışı hakkında bilgi verdi. Ailenin onay vermesi sonucu durum Sağlık Bakanlığı’na bildirilerek, nakil olacak hastaların belirlenmesine başlandı. Çekirge Devlet Hastanesi’nde gerçekleştirilen başarılı operasyonla merhumun bir böbreği Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne, diğer böbreği ise Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gönderildi. Merhumun kalbi İstanbul’da özel bir hastaneye, karaciğer ve korneaları ise Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne gönderildi. İl Sağlık Müdürü Dr. Yavuzyılmaz’dan Teşekkür Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi Yavuzyılmaz, organ bağışının son derece onurlu ve kutsal bir davranış olduğunu belirtti. Aile ferdini kaybetmenin acısını bir kenara bırakıp, büyük duyarlılık göstererek merhumun organlarını bağışlayan aileye teşekkür eden Dr. Yavuzyılmaz, “Ailemizin bağışladığı organlar sayesinde organ bekleyen 4 hastamız yaşama tutunacak korneaları ile de iki hastamız ışığa kavuşacak. Merhuma Allah'tan rahmet yakınlarına baş sağlığı diliyorum” dedi. Kaynak: İl Sağlık Müdürlüğü Bülten

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.