Türkiye erken seçim sürecine girdi. Uzun süredir koma halinde olan ekonominin buna nasıl bir tepki vereceği merakla bekleniyor. Ya gerekli ilaç tedavileri yapılacak ve buna olumlu tepki verecek; ya da ötenazi hakkını kullanacak.

Dövizin başını almış gidiyor olması ve buna bağlı olarak akaryakıt fiyatlarının yükselmesi hem tüketiciyi zor durumda bıraktı hem de üretim sektörlerini. Ülkemizde üretimin yeterli seviyede olmaması sadece inşaat sektörünün öne çıkartılması ekonomi çarklarının düzenli işlemesine engel olmakta.

Seçim öncesi hükümetin acil bir eylem planını devreye sokması gerekiyor. Duyumlarımıza göre Mayıs ayı içinde vergi affı var. Bu bırakın vergi ödemeyi yapmasını zar zor işletmesini ayakta tutmaya çalışan esnafı çok rahatlatır. Daha önceki yapılandırmada borç taksitlerini ödeyemeyen işletmeler e-haciz kıskacıyla sıkışmış durumda. Bu da zor durumda olan ekonomiyi daha da zor bir hale getiriyor. Bu yüzden yeni bir vergi affı gerekiyor ancak öncekiler gibi olursa yine amacına ulaşmaz. Olağanüstü hal döneminde olduğumuzu unutmayalım. Bu sadece güvenlik açısından gerekmiyor. Ekonomi açısından da olağanüstü hali gerekli kılmaktadır. Vergi cezalarının ve faizlerinin tümünün silinmesi ve hatta vergi aslından da bir miktar verginin silinerek kalan borcun uzun vadeye yayılması son derece yerinde bir karar olacaktır. Aynı şekilde diğer kamu borçları içinde böyle bir yöntem uygulanmalıdır.

Bir diğer konu devlet teşviklerinin uygulanmasındaki vergi ve SGK borcu olmaması şartının kaldırılması olmalıdır. Bu kural işletme sahiplerinin elini kolunu bağlamakta ve devletin teşvik uygulamasından faydalanamamasına yol açmaktadır. Zaten zar zor ayakta duran işletmelerin bu tür teşviklere çok ihtiyaç duyduğunu biliyoruz. Vergi borcunun olmadığı işletmeler bir elin parmaklarını geçmeyen sayıdadır.

Tabii borcunu zamanında ödeyen işletmelere de daha güzel vergisel avantajlar sunulmalıdır. Sosyal adalet açısından bu gereklidir. Vergisini ve SGK primini zamanında ödeyenler cezalandırılmamalıdır.