Manevi abim, M.Şefik Kar ile sosyal medya'dan özellikle anlamlı ve güzel bulduğumuz paylaşımları mesaj olarak birbirimize göndeririz.

Son gönderdiği paylaşım çok dikkatimi çekti. Dostluk konulu bu yazı  gerçekten çok anlamlıydı.

''Eski dostluğu devam ettirmek,imandandır. ''hadis-i şerifi ile başlayan yazı şöyle devam ediyor;

''İslam'a göre dostluk, bir nasip meselesidir ve insanın dışında gelişir. Şununla dost olayım deyip olamazsınız. Dostluk,yürürken belirginleşen bir şeydir. 'Katlandığımız değil, razı olduğumuz insanlar dostlarımızdır. 'İlk olarak şunu söyleyelim: 'İnsanı ,yol değil,yol arkadaşları yorar. 'Yola çıkacağımız insanları yüzde yüz isabetle seçme şansımız ise maalesef yoktur. Çünkü bu seçimi veya elemeyi, esas itibarıyla yapacak olan bizler değilizdir.

Yoldur, yolculuktur. Yanımızdakinin dostumuz olup olmadığı yolculuk esnasında ortaya çıkar. Özellikle siyaset ve ticarette büyük bir kısmı hüsranla sonuçlanır. Tanıdığımızı sandığımız insanları tanıyamamış olmanın üzüntüsü ve şaşkınlığı bizi yolculuktan daha fazla yorar. Tam da burada şunu sormalı: Kırk yıl birlikte olmuş olsak bile, bir insanı ne kadar tanıyabiliriz? Rakamlar maddiyatı, harfler ise maneviyatı temsil eder. Dolayısıyla, rakamlar(ve hesaplar) üzerinden sahici bir dostluk oluşmaz, sadece ortaklık kurulur. Taraflar ancak bir harfin(anlamın) ucundan tutarlarsa, dost olabilir veya kalabilirler. Rakam ile harfi toplamaya kalkışırsanız eğer, bu işlem sizi Nurettin Topçu'nun şu sözüne götürür; ''Menfaat yaşamak,ahlak ise yaşatmak ister.

''Kadim bir dostluğun oluşabilmesi için zorluklara,yokluklara ve imtihanlara ihtiyaç vardır.

İşte bütün bunlardan alnının akıyla çıkan münasebete ise 'sınanmış dostluk' diyoruz.

Şöyle anlatalım:

Asıl marifet, bahar aylarında veya yaz mevsiminde değil, kışın açabilmektir. Yani iyi gün dostu olmak kolaydır, en mühimi kötü gün dostu olabilmektir. Dünyevi şeyler için kırk yıllık dostların birbirini yok saydığı günlerden geçiyoruz.

Hesap yapmaktan iş yapmaya veya dostluk kurmaya vakit bulamayanların sayısı da ne yazıktır ki her geçen gün artıyor.

Bazı dost bildiklerimiz ise kırıcı,kıyıcı ve ifşa edici.

''Oysa dostluk açmayı değil, kapatmayı gerektirir. Söz gelimi  dostunun sırrını herkesten saklamak, ayıplarını örtmek, sözüne müdahale etmemek, iyiliğini istemek, onun hüznüyle mahzun olmak, bütün bunlar 'dostluğun edepleri'arasındadır.  

Çünkü dostluk ve kardeşlik,öldükten sonra da devam eden kıymetlerimizden biridir.'Ahiret kardeşliği'diye boşuna denilmiyor..(Bir dostun not defterinden) 

Günün Sözü:''Gerçek zenginlik,'KANAAT ETMEKLE' ,gerçek fakirlik de,'KANAATSİZLİK'ile başlar!..(Hz.Ali r.a)''