İhlas: kalbin kinden, garazdan, eğrilikten ve zandan arınmış olmasıdır. İhlas; bir diğer ifade ile samimiyettir.

     İnsanları kemale erdiren üç şey vardır. Bunlar; ilim, amel ve samimiyettir. Bu üç haslete sahip olanlardan Allah (c.c) razı olur.

Yüce Allah da Kur’an’ı Kerim’de samimiyete dikkat çekmekte ve bize şöyle buyurmaktadır:“Halbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.( Beyyine:5)

 Niyet bir işi Allah rızası için yapmayı kalpten geçirmektir. İş ya kalp ile ya dil ile ya da diğer organlarla yapılır. Kalbimizle yaptığımız işler niyet ve düşüncelerimizdir. Dilimizle yaptığımız işler konuşmalarımızdır. Organlarımızla yaptığımız işler de hal ve davranışlarımızdır. Söz ve davranışlarımız çoğu zaman niyete bağlı olduğu için iyi niyet ve samimiyet başlı başına bir ibadet sayılır.

     Yapılan bir ibadetin ve insanların takdirini kazanan bir hizmetin kusursuz olabilmesi için sadece Allah’ın rızasını kazanmak maksadıyla yapılması şarttır. İnsanların takdirini ve teveccühünü elde etmek düşüncesiyle yapılan işlerin ve ibadetlerin Allah katında  hiçbir değeri yoktur. Yapılan işleri Allah katında değerli kılan bizim ihlas ve samimiyetimizdir. Yani o işleri sadece Allah rızası için yapmış olmamızdır. Mesela, insanlar bizi görsün ve takdir etsin diye namaz kılmak, zekat vermek şirk derecesinde büyük günahtır.

İyi niyet ve samimiyete dayanmayan, sadece gösteriş için yapılan ibadetlerin ve güzel davranışların Allah katında hiçbir değerinin bulunmadığını Peygamberimiz (S.A.V) bizlere şu نhadisiyle haber veriyor: "Yapılan işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılığını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah'a ve Resülü'ne varmak, onlara hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah'a ve Resülü'ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa, onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir. ”( - Buhari:Bed”ül vahiy 1)

       Özetle diyebiliriz ki, yapılan işlerden sevap kazanmak için o işlere iyi niyet ve samimiyetle başlamak gerekir. Niyetin kalben yapılması yeterli olduğu için bunu ayrıca dille söylemekşart değildir.

     Sevgili Peygamberimiz buyuruyor ki;

“Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:

Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb–ı Hak bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz misliyle, hatta kat kat fazlasıyla yazar.

Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb–ı Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.

Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yaparsa, Cenâb–ı Hak o fenalığı sadece bir günah olarak yazar.”( 3- Buhari:Rikak 31)