Önceki gün Bağlarbaşı-Esentepe İstasyonu’nun hemen önünde bulunan otobüs durağından, saat 16.30 civarında, özel otobüs şirketine ait B36 No’lu ve 16M0049 plakalı otobüse bindim. Gazeteci olarak, ücretsiz olan ve süresi 2018 yılının Mart ayında dolacak olan BuKartımı cihaza tuttum. Ancak bilemediğim sebeplerden dolayı cihaz kartımı okumadı ve ekranda ‘yetersiz bakiye’ yazısı çıktı.

HAKARETE UĞRADIM

Bunun üzerine sinirlenen (60 yaşlarında olduğu tahmin ettiğim şoför, sarışın ve gözlüklü) gereksiz ve aşırı bir tepki koyarak el hareketleriyle destekli ileri geri, hakarete dayanan konuşmalar yapmaya başlayınca, şoför beyi daha dikkatli olması gerektiği konuda uyardım. Kartımın ücretsiz olduğundan dolayı doluma ihtiyacı olmadığını, büyük ihtimal cihazın ya bozuk olduğundan veya tutukluk yaptığından kartı okumadığını ve kontrol etmelerini söyledim. 

“CİHAZI BOŞVERİN, KENDİNİZİ KONTROL EDİN”

Bunu duyan şoför daha da sinirli bir tonla, bir kadınla konuştuğunun farkında olmak bir yana, kalabalık yoluculara rağmen “Siz cihazı boş verin, kendinizi kontrol edin” dedi. Pes artık…

Bu kabul edilemez hakaret ve durum karşısında şikayetçi olacağımı belirterek Hamitler Metro İstasyonu’nda indim ve metro turnikesinden otobüste cihazın okumadığı kartımı okutarak geçtim ve evime metroyla gittim.  

ACİLEN DÜZEN GETİRİLMELİ

Sayın yetkililer, bu böyle olmaz. Böyle devam edemez, etmemeli. Acilen bir düzen gerekli. Şehrimizde her gün bu ve buna benzer çirkin durumlar özellikle özel otobüslerde yaşanmakta. Bu durumun mutlaka önüne geçilmeli. Her zaman dediğim gibi. Herkes sevdiği işi yapsın, sevmeyen de bıraksın… Gerekenin yapılması ricamla.

 İsmini vermek istemeyen bir meslektaşımız

Not: Yetkililer ulaşmak istediği durumda, meslektaşımızın ismi ve irtibat telefonu verilecektir.

‘Can’ları kötülükle değil sevgiyle doyurun!

Canlar adına açlık ve sefaletin hiç bitmediği yerlerden sadece biri idi Eşkel...

Ve onların kötülüğe değil, sevgiye, yemeğe ve tedaviye ihtiyaçları vardı.

Biz de soğuk ve yağışlı bir günde, Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği olarak Orman Su İşleri Bursa 2. Şube Müdürlüğü’nün araç desteğiyle onları yalnız bırakmadık.

Varlığımızla masum canların, önce karınları doydu, sonra da tedavileri yapıldı.

En sonunda da sevgiye doydular...

Bölgede belirlenen can dostu insanlara, sonraki günlerde aç kalmasınlar diye mamalar bırakıldı…

ÇOK DUYGULANDIK

Besleme esnasında bir köpek ile karşılaştık. Hem de gördüğümüz köpek insanların çok sevdiği Setter denilen bir av köpeğiydi. Köpek durmadan başını sallıyor, sanki bize bir şeyler anlatmaya çalışıyordu. Yanına yaklaşınca ise dayanılmaz bir koku duyduk. Kim bilir ne zamandan beri kulağında enfeksiyonla yaşıyordu. Üstelik bu köpeğin yavruları da olduğunu öğrendik. Hem de yavrularına öyle güvenli bir yerde bakıyordu ki, gözlerimize inanamadık ve çok duygulandık.

O DA BİR ANNEYDİ…

Anneyi orada bıraksak enfeksiyon onu öldürecekti, sadece anneyi alsak yavrular ölecekti. Anne ve yavruları alıp götürebileceğimiz belediyeye bağlı olarak bir bakımevi ise yoktu.

HİÇ OLMADIKLARI KADAR MUTLULAR…

Akabinde 1 anne 7 bebeği ile birlikte ölümün kucağından alındı ve veterinerde ilk tedavileri yapıldı. Klinik masrafları derneğimiz tarafından karşılandı. Ve şimdi onlar, Banu Baltacı’nın koruması altında hiç olmadıkları kadar mutlular...

YENİDEN GELECEĞİZ

Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği bölgeden canlara yeniden geleceğiz sözü vererek ayrıldı. Eşkel’in en kötü tablosu bu bölgede düzenli bir tedavinin ve kısırlaştırmanın olmamasıydı. Bir de bakılamayan canların sahipleri tarafından buraya atılması… Hasta olduklarında tedavi edilecekleri bir yer olmaması ve kendi başlarına hastalıkla mücadele ederek acı içinde ölmeleri öyle kötü ki…

KİM BİLİR KAÇ MASUM CAN CANINDAN OLUYOR…

İşin diğer acı yanı, kış aylarında Eşkel tarafına kimsenin uğraması… Bu durumda kim bilir kaç kedi, köpek acı içerisinde can veriyor. Kışın gelmesiyle artık canlar daha da zor durumda. Çünkü hem açlıkla hem de soğukla mücadele ediyorlar. Yazın da durum çok farklı değil, çünkü o zaman da sıcakla, susuzlukla ve hastalıklarla mücadele ediyorlar.

ÖMRÜMÜZ ONLARA FEDA

Demem o ki; hayvanları sevmek, korumak ve onlarla yaşamak, bir günlük, bir mevsimlik ya da bir yıllık değil. Onlara bir ömür adanması gerekiyor. Kimimiz onların farkında bile değilken, kimimiz ömrümüzü onlar için feda ediyoruz.

Kaldı ki canlara, illa ömrünüzü feda etmeniz de gerekmiyor. Yeter ki onlardan desteğinizi esirgemeyin. En büyük sevabın aç bir canlıyı doyurmak olduğunu unutmayın. Bir de başlarını okşamayı ihmal etmeyin. Bu dünya onlara da bize de yeter. Sadece yaşamayı bilelim.

BELEDİYELERDEN RİCAMIZDIR

Belediyelerden isteğimiz, canların yaşam haklarının farkında olarak onların tedavisi ve kısırlaştırılmaları için gerekli birimlerin açılmasının sağlanmasıdır. Biz belediyelerle işbirliği içerisinde çalışmaya hazırız. Yeter ki canların yaşam koşulları daha uygun hale gelsin…

Saygılarımla

Sibel Akıncı

Bursa Hayvanlarla Yaşam Derneği Kurucu ve Yönetim Kurulu Başkanı