Biliyor musunuz, bizde politikacının da, muhataplarının da hafızaları zayıftır. Politikacılarımız, buna güvenerek, rahmetli Demirel’in “Dün dündür, bugün bugündür” sözüne bağlıdırlar.

Sayın Cumhurbaşkanımız, “Bu hasret bitsin”, “Ne istedin de vermedik?”in Türkiye’yi nereye getirdiğini; başkanlık sistemi için, rahmetli Erbakan’ın rahle-i tedrisindeyken aklında kalanlarla başkanlık sistemi aleyhine neler söylediğini hatırlamak istemiyor.

Sayın Cumhurbaşkanım, lütfen bir özeleştiri yapsanız da, biz de kime başkanlık yetkileri verdiğimizi bilsek.

Yine badem bıyıklı valiler mi atayacaksınız?

Yoksa, Sayın Dışişleri Bakanımızla, sevgili ve başarılı İçişleri Bakanımızın, birdenbire o valilere özenip bıyık bırakmaları, sizin badem bıyıklılara sempatinizin devam ettiğini fark etmelerinden midir, kamu yöneticilerinden bu algıyı yok edecek misiniz?

Sayın Cumhurbaşkanım, son zamanlarda, lâiklik konusunda çok güzel şeyler söylüyorsunuz. Bu söylemlerin, taktik icabı söylendiğini sanıp, dikkate almayan, yöneticilerin kulaklarını o hudutsuz yetkilerinizle çekecek misiniz?

Ya o mahalli idarelerde, her türlü rezilliği yapan, imar durumlarıyla rantlar yaratan, bazen çocuklara da tasallut eden yöneticilerin, kamu alanlarında içki içmeyi yasaklayarak, kendilerini maskelemelerini engelleyecek misiniz?

Siz, sadece Müslümanlığı rakı içmemeye indirgeyenlerin mi başkanı olacaksınız, yoksa devrimciliği sadece rakı içmek sananların da mı başkanı olacaksınız?

İnsanların giyimlerine, yaşam tarzlarına vazgeçilmemiş müdahaleler devam edecek mi, “kamusal alanda içki içmek yasaktır” diyerek, kamu hizmetlerinden mahrumiyeti, kamudan aldığınız güçle, kamunun bir kesimine dayatacak mısınız?

Bizi, gece gündüz rakı masasından kalkmayan biri olarak algılamayın Sayın Cumhurbaşkanım, biz ağzına içki koymayanlardanız ama bize politika, “Başkalarının haklarını koruma sanatıdır” diye öğrettiler de ondan bunları soruyoruz.

Herkes hata, hatta hatalar yapar.

Ama siyasetçi hata yaparsa bedelini öder.

Barış süreci diye Habur’a mahkemeler kuranları, Kobani’ye yardım için açılan koridordan Türklere karşı zafer kazanmışçasına geçenlere bu imkânı verenleri, kazılan hendeklere evlerin dehlizlerle birbirine bağlanmasını seyredenleri, o valileri, o valilerden emir almaya razı olup boyun büken askerleri cezasız mı bırakacağız Sayın Cumhurbaşkanım?

“Stratejik derinlik” diyerek, güneyimizde, Tahran’dan başlayıp, Irak ve Suriye üzerinden, önce Lübnan’a, sonra da Birleşik Arap Emirlikleri’ne uzanan bir Şii kuşağının oluşmasına sebep olanlar, referandum mitinglerinde yanınızda tebessüm edecekler mi?

Bunu fark edip, geç de olsa, masayı devirmediniz, kongreyi toplayıp stratejik derinliği tarihe gömmediniz mi?

Bunları yaptınız, FETÖ’nün de kolunu kanadını kırdınız.

Ama Şii kuşağı güneyimizde duruyor, Kürt kuşağı teşekkül etmesin diye, şimdi askerlerimiz Suriye topraklarında çarpışıyor, 15 Temmuz’da şehit olanlar mezarlarında yatıyor.

Yanlış politikaları ile bunlara sebep olanlar ne olacak Sayın Cumhurbaşkanım?

Biz toplum olarak, balık hafızasına sahip olmak, demokrasinin bir hesap verme rejimi olmasını unutmak istemiyoruz Sayın Cumhurbaşkanım…