Kerbela’ya giden yolda Hakemlerin Kararı:

 

Muaviye, savaşta yenileceğini görünce, askerlerinin mızraklarının ucuna Kuran’dan sayfalarını taktırmıştı. Bu durum, güya,“savaşın sonucuna Allah karar versin”anlamına geliyordu. Hz. Ali ile Muaviye’nin eşit şartlarda yargılanması anlamı taşıyan bu durum,  Hz. Ali'nin Müslüman toplumun lideri olduğu iddiasını reddetmesine imkân veriyordu.

Barışın sağlanması konusunda büyük rol oynayan Kurrâ ehli, Müslümanların arasındaki sorunun çözümünde Kurân'ı hakem olarak kabul edip, herkesi bu görüşü benimsemesi tavsiyesinde bulunup, Hz. Ali'nin de bu görüsü benimsemesi için ona baskı yapmışlardı.

Hz. Ali, Muâviye'ye gönderdiği elçiyi geri çağırarak; "Yazıklar olsun!.. Ester'e söyleyin geri gelsin. Zira fitne çıktı. Artık savaşı bırakmaktan başka çare yok"diyerek, savaşta daha fazla Müslüman kanının akmaması için Hz.Ali, Kuran’a dayanan bir hakem heyeti oluşturulmasına razı olmuştur.

Ancak Hz. Ali'nin hakem isteğine boyun eğmesinden rahatsız olan taraflarından büyük bir grup,"Hüküm yalnızca Allah'ındır" (Enam:57)ayetini öne sürerek, durumu protesto ettiler. Hakem heyeti kurmanın, Kuran’daki"İki Müslüman gruptan biri diğerine saldırırsa, saldıranla (mütecavizle) Allah'ın emrine dönünceye kadar savaşın,"(Hucûrat:9) emrine karşı gelmek olduğuna inanan bu aşırı dindargrubun, küçük bir kısmı Kurraköyüne çekilir. Bunlara gruptan ayrıldıkları için“Haricilerolarak anılmışlardır.

Hz. Ali,Muaviye'nin ne istediğini öğrenmek için gönderdiği elçiye Muâviye; "Siz ve biz Allah'ın kitabında emrettiği şeye döneceğiz. Sizden, razı olduğunuz bir kişiyi gönderiniz, biz de bir kişi göndeririz ve bu kışların Allah'ın Kitabında olan hükümle karar vermelerine, Kitaptan şaşmamalarına dair onlardan söz alırız. Daha sonra da anlaştıkları şeye uyarız“ diye planını açıklar.

Muaviyenin bu teklifi halka ilan edilir. Aralarında UrveB.Üdeyye'nin de bulunduğu Temim oğullarından bir grup, sözkonusu Muaviye’nin teklifine; "Allah’ın emri dururken tutup ta başka şahısları mı hakem tayin ediyorsunuz? Oysa Allah'tan başka hiç kimsenin hüküm verme yetkisi yoktur" (La hükme illa lillah) diye karşı çıkarlar. Nihayetinde Muâviye hakem olarak, AmrB.El-Âs'ı tayin eder. Hz. Ali taraftarları da "Biz Ebû Musa el-Esâri'ye razıyız" derler. Bunun üzerine Hz. Ali "Siz daha işin başında bana isyan ettiniz, şu an bana karşı gelmeyiniz" diyerek Ebû Musa hakkındaki endişesini dile getirerek, onlara ihtarda bulunur. Çünkü Hz. Ali'ye göre,EbûMûsa el-Es'ârî insanları Muâviye tarafına yönlendirerek kendi sırlarını onlara anlatıyordu. TaraftarlarıEbû Musa üzerinde diretmeleri karşısında Hz. Ali istemeyerek de olsa bunların görüşlerine uymak zorunda kalmıştı.

Hz. Ali'nin bu kanaati ise Haricilerin ortaya çıkması neticesinde doğrulanmış oluyordu. Haricilerin yanlış davranışları hem yeni bir sapık fırkanın doğmasına hem de birçok kimsenin itikadının bozulmasına yol açmıştı.

Taraflar hakem tayini ile ilgili sözleşmeyi yazarak, bunun kabul vetasdik ettiler. Sözleşmenin özeti Şöyle idi:

(Yarın: Hakem heyetinin kararı ve sonuç)