Bakan Işıkhan, yeni asgari ücreti açıkladı Bakan Işıkhan, yeni asgari ücreti açıkladı

“Merhamet kalbin aklıdır” diyen bir hocamızın ifadesiyle “eğer bir kavramı, Yüce Rabbimiz kendisi için ısrarla kullanmışsa, aynı vasfı gönderdiği kitap ve peygamber için de kullanmış ve onu bütün insanlardan istemişse, işte o kavram İslam dininin en temel kavramlarından birisi demektir.” Rahmân ve Rahîm olan Rabbimiz “Rahmetimi kendime kanun olarak yazdım”, “Benim rahmetim bütün varlığı, kâinatı kuşatmıştır” der. Kur’ân’ı bize şifa ve rahmet olarak,  Peygamber efendimizi de âlemlere rahmet olarak gönderdiğini söyler. Rabbimiz bizden de tüm varlığa merhametle muamele etmemizi ister. 
Mekke fethi yolunda Peygamber efendimiz bir çalı dibinde henüz dünyaya getirdiği yavrularını emziren bir köpek görür. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz devesinden inip anne köpek ve yavrularının başına gidip sahabeden Cuayl’ı yanına çağırır. Onu ordunun tamamı oradan geçip gidinceye kadar, o köpek ve yavrularının rahatsız edilmemesi için oraya nöbetçi bırakır. Bu ilk merhamet dersinden sonra tevazuyla Mekke’ye giren Hz. Peygamber ikinci büyük merhamet dersini verir: Sancaktar Sa’d b. Ubade “Arkadaşlar, bugün savaş ve intikam günüdür, bugün Allah’ın kan dökmeyi bize helal kıldığı gündür” dediğinde Efendimiz sancağı onun elinden alıp Hz. Ali’ye verir ve “Bugün merhamet günüdür, bugün Allah’ın kan dökmeyi haram kıldığı gündür. Evine giren güvendedir. Ebu Süfyan’ın –ki hep düşmanlık etmişti- evine giren güvendedir. Beytü’l-Harâm’a giren güvendedir.” Sonra Mekkelileri toplar ve onlara “Beni nasıl bilirsiniz?” diye sorar. Onlar “Kerim bir kardeş, kerim bir kardeşin oğlu olarak biliriz” derler. Hz. Peygamber “Bugün size Yusuf Peygamber’in kardeşlerine söylediğini söylüyorum, bugün size hiçbir kınamam yoktur.” 
Merhamet “acımak” değildir. Zira acıma duygusu kişinin kendisini acıdığından farklı bir yere konumlandırdığını gösterir. Merhamet, Peygamber Efendimiz örneğinde olduğu gibi, merhamet ettiği için harekete geçiren, kendisi için zaman, dikkat ve çaba isteyen aktif bir duygudur. Yüzlerce kez dilimizden düşürmediğimiz rahmeti, merhameti kuşanabilmek, yaşayıp yaşatabilmek duasıyla…


HUZURLU TOPLUMUN TEMİNATI: MÜMİN

Bir toplumu ayakta tutan ve huzur içinde yaşamasını sağlayan en temel ilke adalettir. “Ey iman edenler, Allah için hakkı ayakta tutanlar ve adaletle şahitlik yapanlar olunuz.”1 ayeti, mümin olmanın hak ve adaletten yana olmayı gerektirdiğine işaret eder. Adalet aynı zamanda sosyal hayatın en önemli denge unsuru ve teminatıdır.
Toplumda huzurun gerçekleşmesi için vazgeçilmez olan diğer bir ilke, güvendir. Mümin, Muhammedü’l-emîn olan Peygamberini model alarak, inanan-inanmayan bütün insanlara güven telkin eder. Çünkü Allah Resûlü (s.a.s) onu şöyle tarif etmiştir: “Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı emniyet hissettikleri kişidir.”2
Aziz Müminler!
Huzurlu ve güvenli bir toplum inşa etmenin bir diğer ilkesi de doğruluktur. Samimi ve dürüst olmak, mümin olmanın bir gereğidir. Mümin, açık sözlü ve şeffaftır. İçi dışı birdir. Niyeti ve amelleri birbiriyle tutarlıdır. Yüce Rabbimizin فَاسْتَقِمْ كَمَآ امُِرْتَ “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!”2F
3 emrine
uygun olarak sırat-ı müstakimden ayrılmamak müminin
şiarıdır. Mümin yalan söylemez, iftira atmaz, kul hakkına el
uzatmaz!
Kıymetli Müslümanlar!
Bir toplumun beraberlik şuurunu zedeleyen ve tefrikaya kapı aralayan en zararlı davranışlardan biri ise sû-i zandır. Sû-i zan, delilsiz ve temelsiz bir şekilde önyargılarla insanları karalamak, kötü düşünceler üzerine zan bina etmektir. Hâlbuki müminlerin canları ve malları gibi, onur ve haysiyetleri de birbirlerine emanettir. Aralarındaki ilişkide kardeşlik hukuku, kardeşlik ahlakı hâkim olmalıdır. Mümin kardeşine hüsn-i zan yani iyi niyet beslemek imanın gereğidir. Rabbimiz hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede müminleri şöyle uyarmıştır:
“Ey iman edenler! Zannın çoğundan kaçının. Çünkü öyle zanlar vardır ki günahtır...”4
Değerli Müminler!
İslam dini, sû-i zannı yasakladığı gibi insanların gizli hallerini araştırmayı ve ifşa etmeyi de yasaklamıştır. Birbirini çekiştirmeyi, birbirinin arkasından kötü konuşmayı, kardeşinin ayıp ve kusurlarını ortaya dökmeyi haram kılmıştır. Çünkü bütün bu kötü huylar, fitne ve fesadın yaygınlaşmasına, birbirine güvenmeyen bireylerin huzursuz ve düzensiz bir toplum oluşturmasına sebep olur. Böyle bir toplumun ayakta kalmasına ve geleceğe umutla bakmasına imkân yoktur.
Yüce Allah,
 “Birbirinizin gizliliklerini araştırmayın, birbirinizin gıybetini yapmayın…”5 emriyle bizi bu konuda hassas davranmaya davet etmiştir. Aksi halde varılacak yer dünyada hüsran, ahirette ise pişmanlıktır. Nitekim Cenâb-ı Hak, sözün doğru ve güzelini söylemeyen müminlerin arasını şeytanın bozacağını bize şöyle haber vermektedir: “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler; çünkü şeytan aralarına girer. Kuşkusuz şeytan insanların apaçık düşmanıdır.”6
Muhterem Müminler!
Sevgili Peygamberimiz “Her duyduğunu söylemesi kişiye yalan olarak yeter!”7 buyurur. Doğruluğunu araştırmadan bir bilgiyi paylaşmak, asılsız sözlerin yayılmasına, yalan ve iftiranın beslenmesine alet olmaktır. Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın.…”8
Bir mümin, sorumsuz ve şuursuzca yayınlanan asılsız haber ve yorumlara itibar etmez. Masum insanların şeref ve haysiyetine söz söylemekten, ateşten kaçar gibi uzak durur. Her söylediği sözün, her yazdığı yorumun, her yaptığı işin bir hesabı olduğunu bilir. Rabbimizin şu ayetini hayat düsturu edinir: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.”9
Aziz Müslümanlar!
Huzurlu, güvenli ve güçlü bir toplum inşa etmek için kitabımız Kur’an-ı Kerim’e, Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.s)’in sünnetine tabi olalım. Tevhit bilincini, kardeşlik şuurunu ve güzel ahlakı önce ailelerimizden başlamak üzere çevremize yayalım, yaşayalım ve yaşatalım. Aramızdaki bağları zayıflatacak, bizi birbirimize güvenemez hale getirecek her türlü davranıştan uzak duralım. Eşlerin, anne babaların, çocukların, amirin, memurun, işçinin, işverenin, komşunun, akrabanın, dostun, arkadaşın, kısacası toplumun bütün bireylerinin birbirine güven duyduğu huzurlu bir ortam için hep birlikte emek verelim. Peygamber Efendimizin şu uyarısını bir an olsun aklımızdan çıkarmayalım: “Birbirinizden nefret etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun.”10
Muhterem Müminler!
Kurban Bayramına yaklaşırken önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Birçoğumuz bugünden itibaren bayramı sevdiklerimizle geçirmek için yola çıkacağız. Gidiş ve dönüş yollarındaki yoğunluk her zamankinden daha fazla dikkatli olmamızı gerektirmektedir. Zira hız ihlali, hatalı sollama, yakın takip, yorgunluk gibi sebeplerle meydana gelen kazalarda nice insanımız can vermekte, nice ocaklar sönmektedir. Bu noktada bütün kardeşlerimizi trafik kurallarına uymaya, sabırlı, anlayışlı ve dikkatli davranmaya davet ediyorum.
1 Mâide, 5/8.
2 Tirmizî, İman, 12.
3 Hûd, 11/112.
4 Hucurât, 49/12.
5 Hucurât, 49/12.
6 İsrâ, 17/53.
7 Ebû Dâvûd, Edeb, 80.
8 Hucurât, 49/6.
9 İsrâ, 17/36.
10 Buhârî, Edeb, 62.


Bir soru bir cevap
Market ve mağazalarda alışveriş karşılığında verilen çekiliş kuponlarına çıkan hediyeler helal midir?
Taraflardan birinin kazanıp diğerinin kaybettiği bütün şans oyunları kumardır. Sadece kazananın kârlı çıktığı, kaybedenin ise zarara uğramadığı uygulamalar ise kumar niteliğinde değildir.
Buna göre; marketlerde ve mağazalarda iş yeri sahiplerinin alışveriş yapan müşterilerine verdikleri çekiliş kuponuna hediye çıkması durumunda, müşterilerin çıkan hediyeleri almalarında bir sakınca yoktur (Kâsânî, Bedâî’, VI, 206). Çünkü müşterilerden birinin kazanması halinde diğerleri bir şey kaybetmemektedir.
Ancak, çekilişe katılmak için ayrıca bir ücret ödenmesi halinde yatırılan para üzerinden şans yolu ile kazanç elde etme durumu söz konusu olacağından yapılan çekiliş işlemi kumar olur.
https://kurul.diyanet.gov.tr/Cevap-Ara/1019/market-ve-magazalarda-alisveris-karsiliginda-verilen-cekilis-kuponlarina-cikan-hediyeler-helal-midir-
 

Günün Ayeti

Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere davet ettiğinde, Allah ve Resûlü’nün çağrısına uyun! (Enfâl, 8/24)

Günün Hadisi

Hiçbiriniz kendisi için istediğini (mü’min) kardeşi için istemedikçe (gerçek) iman etmiş olamaz.

Günün Duası

Allah'ın ismine sığınıyor ve Allah'a tevekkül ediyorum. Allah'ım, doğru yoldan sapmaktan ve saptırılmaktan kaymaktan ve kaydırılmış olmaktan haksızlık etmekten ve haksızlığa uğramaktan, saygısızlık etmekten ve saygısızlığa uğramaktan sana sığınırım.