Günümüzde son zamanlarda bir hayli artan yurttaş gazetecilikten bahsedeceğim bugün . Gazetecilik nedir? Kitaplarda okuduğumuz tanımı objektif, tarafsız ve doğru haber yapan, insanları haberin kaynağı olabilecek bütün olgulardan ve olaylardan kutuplaşmadan haberdar eden kişiye gazeteci denilir.

Peki, ya günümüzde gazetecilik? Günümüzde gazetecilik ikiye bölünmüş durumda. Yandaş ve muhalif olmak üzere toplum tarafından sınıflandırılmışlardır.

Yandaş gazete veya gazetecilik, iktidara muhalefet olmayan, iktidarın sürekli halkın gözünde itibar kazanması yada mevcut itibarını koruması için bütün yayın organlarıyla propaganda niteliğinde algı yönetimi yapan ve bunu insanlara empoze eden habercilik, gazetecilik anlayışıdır. Muhalif gazete yada muhalif habercilik ise iktidarın halkın gözünde değer kaybetmesini ve bunun için bütün yayın organlarıyla kendi siyasi stratejileri doğrultusunda muhalif eleştirel düşüncelerini halka empoze ederek gazetecilik ve habercilik anlayışını benimsemesi ise muhalif cepheyi oluşturmaktadır.

Gazeteler ve televizyonlar kendi siyasi yapılanmaları ve izledikleri menfaatleri gereği değişken siyaset anlayışına göre yandaş yada muhalif olabilirler.

Bunu aynı Enver Paşa'nın yeri gelince kahraman yeri elince vatan haini olarak lanse edilmesine benzetebiliriz. İnsanlar kendi çıkarları yani kendi faydaları doğrultusunda hareket etmeyi bir yaşam biçimini haline getirmişken devletler de kendi menfaatleri doğrultusunda birbirleri ile sıcak dostluklar yada gizli düşmanlıklar kurabilirler.

Eğer bu devirde bütün ekonomik kanallar iktidar partisi tarafından kuşatılmış ise çok sağlam sürekliliği olan çok güçlü bir sermayeniz ve sürekli kazanç sağlayan yatırımlarınız yok ise muhalif olmamak, yandaş olmak sizin lehinize olacaktır. Bunlar maddeci, maddiyatçı toplumların aslında karşı çıktıkları özünde savundukları anlayışın birer ürünüdür. Sürekli artan suç olayları, yabancı kültürünün maddeye yani paraya dayalı değiştirdiği toplumsal sistemler bütünü, televizyon programlarında ahlaksızlaşmanın sıradanlaştığı, milli değerlerin yok olmaya yüz tuttuğu sosyal ve dijital bir ortamda kaybolup giden yeni nesillerden yeni bir toplum oluşturuluyor. Böyle bir ortamda ne gazeteler nede televizyonlar gerçek bilgi kaynağı değildir.

Vatanımızın bütün ekonomik kaleleri içeriden ve dışarıdan kuşatıldığı gibi basın yayın organları da içeriden ve dışarıdan algı yönetimleri ile kuşatılmış, yeni dünya düzenine ayak uydurmuştur. Kendi kültürlerini koruyabilen milletler var olmuşlardır. Yeni dünya düzeninde ahlaksız bir toplum, sorgulamayan , itaat etmeye programlanmış karma toplum modeli başarılı bir şekilde empoze edilmiştir.

Bunda en büyük etken daha öncede belirttiğim gibi maddeci, maddiyatçı bir toplum olmamızdan ve milli değerlerimizden uzaklaştığımızdan kaynaklıdır.

Yeni dünya düzeninin ne olduğunu kısaca özetledim. Hangi iktidarın geldiği önelmiş değildir. Kim gelirse gelsin karanlık güçler yeni dünya düzenini gençlere empoze edecektir. Gençlerde o potansiyel var ne yazık ki.