Bir Trabzonsporlu olarak sosyal medyada okuduğum şu yazı içimi acıttı…

“Trabzonsporluluğumu sene sonuna kadar askıya aldım. Bu yıl Sivasspor’un şampiyonluğu için dua ediyorum.” 

Dere geçerken at değiştirilmez ama bizim ‘Ahmet Ağa’ başkan, değil atı, bütün takımın beynini yedi bitirdi kül etti…

Tamam son haftalarda takım kötü oynuyor ama marifet zaten kötü oynarken kazanmak değil midir!..

Onca sakat varken… 

Alt yapı sakalı bitmemiş 17-18 yaşında çocuklarlarla ligin ilk yarısını son 10 yılın en başarılı sıralamasında bitirmek nasıl görmezden gelinir!..

Atalarımızın bir lafı vardır…

40 düşün, bir söyle… 

Ama bizim Ahmet Ağa, 90 dakikalık Konya maçının forma teri kurumadan takımı, dolayısıyla Ünal Hoca’yı iyi oynamıyor diye kurtlar sofrasının önüne attı. 

Ahmet Ağa böyle yapacağına, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri’ni kendisine yatak yorgan eden Ünal Hoca’ya lokalde bir kahve ısmarlayıp takımın durumunu gözlerden ırak anlatamaz mıydı!..

Süper Lig takımlarının tamamı Trabzonspor’u gençleştirme politikasına alkış tutarken… 

Ne oldu da bu işin iki mimarı Ünal Karaman ve Ahmet Ağaoğlu birbirine ters düştü. 

Hangi baronların bir tarafında çıban çıktı da pişmiş aşa su katmaya kalkıştı…

Bu sezona adını veren Cemillerin, Şenolların, Turgayların, Ali Kemallerin, Necatilerin yerli Trabzon ruhunu yarı yarıya yakalamışken şimdi hamsinin içine limon yerine asitli kola dökmenin âlemi neydi… 

Ne oldu?

TV’lerin çok bilmiş uzman yorumcularının (!) ağzına sakız olmuş bir Trabzonspor’dan şimdi kim mutlu!..

‘O sene bu sene’ idi diye düşünürken, şimdi Vakfıkebir’den Of’a kadar kemençelerle kıpır kıpır değil, bir sessizlik havasında…

İnşallah, biz yanılırız…

Ünal Hoca’yı arar hale gelmeyiz…

Ahmet Ağa’nın katıldığım tek sözü gibi: “Kimse Trabzon’dan daha büyük değil” ama buna başkan da dâhil…