Ne güzel söylemiş Mevlana, ”Güzellik; baktığın şeyde değil, bakışında olmalı. Güzel olan yüz, gözünün gördüğü değil, gönül gözüyle gördüğündür” diye…
Alicenap; iyilik sahibi, yüksek ahlaklı, cömert, büyük zat. (Osmanlıca'da yazılışı: âli-cenab) demekmiş sözlük anlamına göre. Şimdi soracaksınız nereden çıktı bu alicenaplık diye… Geçtiğimiz günlerde okuduğum bir yazıya başlık aradım. Acaba en uygunu hangisi olur diye. Bu oldukça anlamlı ve duygusal yazıyı, çok değer verdiğim bir ağabeyimle paylaştığımda, 'bu adamın yaptığı tam bir alicenaplık' dedi.
İşte o güzel yazı…
“Adamın biri anlatıyor. Ben lokantada oturmuşken telefonla konuşan bir adam birden sevinç çığlıkları atmaya başladı. Konuşmasını bitirdikten sonra garsona seslendi: ‘Burada olanların hepsine benden pilav üstü kebap ver! 18 yıl aradan sonra baba olacağım!’ Birkaç gün sonra aynı adamı sinemaya giderken elinde 3-4 yaşlarında bir çocukla bilet kuyruğunda gördüm. Çocuk ona baba diyordu. Adamın yanına gidip o gün lokantada olduğumu ve bunun hikmetinin ne olduğunu öğrenmek istedim. Adam utana sıkıla olayı anlattı. O gün yan masada yaşlı bir çift vardı. Yaşlı kadın menüye baktıktan sonra eşine, 'Keşke bugün pilav üstü kebap yiyebilsek’ dedi. Kocası da hanımının yanında utanarak ancak çorba içecek paraları olduğunu söyledi. Bunu duyunca üstüme kaynar su dökülür gibi oldu. Ben de o yapmacık telefon konuşmasıyla onlara pilav üstü kebap ısmarlamak istedim. Ben adama ‘Peki niye herkese yemek verdin?’ diye sorunca adam birden ciddileşerek ‘Ben bütün malımın gitmesine razıyım ama bir insanın izzeti nefsinin rencide olmasına razı değilim. Eğer o yaşlı adama açıktan yardım etseydim hanımına karşı mahcup olacaktı. Ondan dolayı öyle yaptım’ dedi.” 
İşte sevgili okurlar, ben bu güzel yazının kahramanının yaptığının tam bir 'alicenaplık' olduğuna karar verdim, ya siz ne karar verdiniz?..
 
Günün Sözü:
“Sık sık verilen aynı öğütten sıkılma. Çünkü bir çiviyi çakabilmek için defalarca vurmak gerekir.(Hz.Mevlana)”