Temsil edilme hususu hukuk dünyasında pek çok açıdan önem arz eder. Kural olarak gerçek kişiler kendilerini ilgilendiren hukuki işlemleri yine bizzat kendileri gerçekleştirirler. Ancak bazı öyle anlar vardır ki kişi kendi kendini temsil edebilme kabiliyetine sahip olamayabilir. Kişinin kendi adına ve hesabına hukuki sonuç doğuracak işlem yapmasına izin vermeyen bu engeller maddi ve fiziki koşullardan kaynaklanabileceği gibi hukuki imkânsızlıklar sebebiyle de ortaya çıkabilmektedir. Örneğin devrinin resmi şekilde, tapu müdürlüğünde yapılması gereken bir taşınmazın sahibinin ağır hastalığı nedeniyle yatağından kalkamaması ve bu işlemi bizzat gerçekleştirememesi maddi koşullarda ortaya çıkan imkânsızlıklardan birine örnek iken, fiil ehliyetine sahip olmayan hakkında kısıtlılık kararı alınmış bir kişinin yasal temsilcisinin rızası olmaksızın borç altına girememesi ise hukuki bir engel olarak değerlendirilebilir. İşte bu gibi önleyici durumların varlığı halinde iş ve işlemlerini kendi başlarına yapamayan kişiler, bu iş ve işlemleri onların yerine ve kendisi adına yapacak başkaca kimselere ihtiyaç duyarlar.

Yasal sistemimiz ise hukuk hayatındaki prosedürlerin aksamaması, yeri geldiğinde ise hızlıca sonuca bağlanabilmesi adına bu işlemlerin bir başkası tarafından yapılmasına imkân sağlayan “temsil kurumu”nu benimsemiştir. Temsil yetkisi kısaca “başkası adına ve hesabına hukuki işlem yapabilmek hususunda temsil edene verilmiş yetki” olarak tanımlanabilir. Söz konusu tanımdan da anlaşılacağı üzere yetkili temsilci, yetkilerinden doğan hak ve yükümlükleri yerine getirirken temsil ettiği kişinin iradesine uygun olarak hareket etmelidir.

TÜZEL KİŞİLERDE TEMSİL

Hukuk düzenince haklara ve borç ehilolma olanağı sağlanmış varlıklardan biri de tüzel kişilerdir. Tüzel kişiler açısından ise temsil yetkisi gerçek kişilere oranla biraz daha karmaşık olup söz konusu iş ve işlemleri onlar adına yürüten organlarıdır. Kanun koyucu tüzel kişinin iradesinin belli koşullar halinde organlarının iradesine bağlamış ve aktif olarak hukuk hayatına katılmasını sağlamıştır. Tüzel kişilerin fiil ehliyetine sahip olabilmeleri ve hukuk dünyasında işlem yaratabilmeleri kanuna uygun olarak kurulmuş organların varlığına bağlıdır. Bu noktada tüzel kişi, iradesini organları aracılığıyla açıklayacak ve işlem yapacaktır.

ANONİM ŞİRKETLERDE TEMSİL VE ÇİFT İMZA KURALI

Bir sermaye şirketi olan ve tacir niteliğine sahip anonim şirketlerde ise temsil yetkisinin nasıl ne şekilde kullanılacağı çoğu zaman kafa karıştırıcı olabilmektedir. Özellikle bu yetkinin sadece “çift imza” ile mi sonuç doğuracağı yoksa bu konuda farklı düzenlemelerin belirlenebilip belirlenemeyeceği, tek imzanın iş görüp görmeyeceği merak konusudur.

Çift imza kuralı şirketin üçüncü kişilere karşı ve pay sahipleriyle yaptığı işlemler gereğince temsile yetkili olanlardan ikisinin imzasının gerekli ve yeterli olması olarak tanımlanır. Söz konusu bu uygulamanın amacı şirketin tek bir kişinin kararı ile yükümlülük altına girmesini engellemek ve en azından iki yetkilinin birbirini denetlemesini sağlamak, gerekirse imzadan imtina ederek işleme engel olmaktır.

Anonim şirketlerde şirketin yönetim ve temsil organı “yönetim kurulu”dur. Şirketin amacına ve işletme konusuna giren işleri ve işlemleri şirket adına yapmaya yetkilidir. Kural olarak dış ilişkilerde şirket iradesinin açıklanabilmesi için kanun gereği temsilcilerin çift imzası aranmaktadır. Ancak bu kural mutlak olmayıp şirket esas sözleşmesinde bunun aksine bir karar alınmış olabilir. Yani yönetim kurulunu oluşturan kişi sayısı ne olursa olsun şirket esas sözleşmesi ile kararlaştırılmış olması halinde anonim şirket iradesinin ve işlemlerini tek imza ile de yerine getirebilme imkânına sahip olacaktır.

Yine bildiğiniz gibi Eski Ticaret Yasası anonim şirket yönetim kurulunun en az üç üyeden oluşmasını şart koşmuş iken 6102 sayılı yeni Ticaret Kanunu’muz yönetim kurulunun tek kişiden oluşabileceğine izin vermiştir. Dolayısıyla yönetim kurulunun tek kişiden oluştuğu anonim şirketlerde de doğası gereği çift imza kuralının varlığını aramak mümkün olmayacak ve temsil yetkisinin kullanılabilmesi için tek imza yeterli olacaktır.