Özkan YILDIRIM-Ufuk IRGAŞ

Başkanım öncelikle bizleri, ekibimizi Türk Metal'in Gemlik'teki bu güzel şubesinde konuk edip ağırladığınız için teşekkür etmek istiyorum. Kemal Durmaz kimdir sizi tanıyarak isterseniz röportajımıza başlayalım, sonrasında elbette sorularımız da olacak.

1968 Kırıkkale doğumluyum, askerlik sonrası Tekirdağ’a ablamı ziyarete gitmiştim, orada bir iş teklifi aldım. İş hayatına Hema’da başladım. Orada kısa bir müddet çalıştıktan sonra Profilo Terra’da işe başladım, televizyon fabrikasında. Orada 19 yıl çalıştım işe başladıktan 3-4 yıl sonra sendikada şube disiplin kurulu ile sendikacılık hayatına atıldım. Sonraki dönemde yönetim kurulu, işyeri temsilciliği derken işyeri baş temsilcisi olarak görev aldım. 2008 yılında fabrika kapandı. Oradan ayrıldıktan sonra Çerkezköy’de Bosch-Siemens var orası da eski Profilo'ydu, beyaz eşya üretiliyordu Çerkezköy'ün en büyük fabrikasıdır orada tekrardan işe başladım. Neticede sendikacılık kimliği üzerime yapıştığından orada da bırakmadılar orada da işyeri temsilcisi oldum. Daha sonra genel merkezimizin takdiri ile Gemlik tarafında yeni bir şube kurulması için beni görevlendirdiler geldim buraya 2011 yılının Mayıs ayında kurduk şubemizi. O zamandan bu zamana üç kongre  gerçekleştirdik, bu yıl sonunda dördüncü  kongremize hazırlanıyoruz. O zamandan bu zamana üye sayımız çok yükseldi, ilk geldiğimde 4000 üye ile başladık Gemlik,  Orhangazi'de bize bağlı şu anda 7000 üyemiz mevcut. Bursa bölgesinde tabii bize bağlı işyerleri de var ,şöyle Türk Metal'in bu bölgede 7 şubesi var, bu şubelerde  52.000’de  üyesi mevcut. Biz özellikle son dönemde pandemi döneminde yasakların olduğu dönemde bir yıl içerisinde 83 yeni işyerinde örgütlenmişiz. Toplam 11.000 yeni üye kazandırdık yasalardaki aksaklıklara problemlere  rağmen gerçekten ciddi bir rakam. Tabii bunun bir kısmı yetki tespitinden sonra mahkeme yetki süresine kadar işveren itiraz edebiliyor bunun işte aşağı yukarı 17-18 tanesi ile mahkemeliğiz, bakanlık bunu inceliyor haklı olduğunu gördükten sonra yetki vermeye başlıyor.

TAMAMLAYICI SAĞLIK SİGORTASI ARTIK KAZANIMIMIZ OLDU

Türkiye'de sayısal anlamda ciddi bir üye sayımız olduğu için, İster istemez sendikacılığın misyonu da sana yükleniyor. Sen bir şey yaparsan diğer sendikalarda seni örnek alıyor. Çünkü elinde büyük bir güç var. Şu an aktif olarak Türkiye genelinde 215.000 üyemiz var sektör zaten metal sektörü ekonominin can damarı şu anda. O yüzden sen öncü oluyorsun bir de üye sayın çok fazla olduğu için bizim imzaladığımız sözleşme genelde tüm sendikalara referans olur. Örneğin  bundan iki dönem önce Türkiye'de olay olacak bir ilke imza attık. Tamamlayıcı Sağlık sigortasını tüm üyeleri kapsayacak şekilde işverenle bunun anlaşmasını yaptık. Şu anda  özel hastanelerimizin tamamında  üyelerimiz ücretsiz tedavi oluyor yıllık yapılıyor bu her yıl da yenileniyor. Bu saatten sonra bu bizim için kazanılmış bir haktır ,bundan da vazgeçmeyiz. Sağlık alanında ciddi bir yenilik yaşattık,bundan sonra diğer iş kollarındaki sendikalarda bunu aldılar. Bu da tabii bize gurur veriyor, bu konuda öncü olmamız bizi mutlu ediyor. Bir şey yaptığın zaman güzel bir şey olduğunda onlarda referans almış oluyorlar kendi çalışanları  hak kazansınlar diye. Hatta çalışanları düşünün Gemlik'te petrokimya alanında, tekstilde, metal sektöründe çalışanlar var. Bunlar aynı binalarda oturuyor kendileri çok bir araya gelemezseler de eşleri bir araya geliyor konuşuyorlar. Herkes duymuş oluyor böyle bir talep oluyor bizim ufkumuzu açan üyelerimizin eğitim seviyelerinin çok yüksek olması,bu bir.  Hepsinden daha önemlisi genel başkanımızın çok aydın bir insan olması onun sıkça kullandığı bir tabiri var “yeni nesil sendikacılık” der. Eskisi gibi vur masaya al öyle böyle değil artık, akılla yapılıyor sendikacılık. Karşınızdaki insanlar avukat  ordusuyla sözleşmeye geliyor. Ben isterimle olmuyor artık, bunun bir mantığı olması lazım.

BURSA’DA DA AÇILACAK

Artık yeni nesil  sendikacılık akılla yapılıyor. Yalnız çalışanların  ücretinin yanı sıra sosyal kazanımlarına da ciddi ağırlık veriyoruz.Şu anda sosyal imkanlar ile ilgili o kadar çok sayacak şeyimiz var  ki;mesela bizim en son yaptığımız şey 3 büyük ilde üyelerimizin çocukları için kız öğrenci yurtları açtık. Bu sene pandemi den dolayı üniversiteler kapalı olduğu için pek kullanılmadı ama İzmir, İstanbul ve Ankara'da bitti. Muhtemelen şimdi Bursa'da da düşünüyoruz, kız öğrencilerimizi  çünkü her yere  emanet edemiyorsunuz. Erkekler neyse ama şimdilik kız öğrenci yurtları ile başladık bu ilerleyen safhada daha  da genişleyecek.

SOSYAL TESİSTE ÖRNEK ŞEHİRİZ

nun yanı sıra şube binalarında sosyal tesisler yapıyoruz pandemi dolayısı ile  çalışılmayan dönemlerde bizim Ankara'da 2 Kıbrıs'ta Didim'de ve Ereğli'de sendikamıza ait olan otellerimiz var.Biz bu otelleri 12 ay boyunca eğitim adı altında çalışanlarımızın ücreti kesilmeden tüm masrafları sendikamıza  ait olmak üzere 1 haftalığına eğitime götürüyoruz. Eğitim programı işverenle  anlaşarak planlanarak yapılan bir eğitim programı  ama daha çok da dinlendiriyoruz. Şu anda Didim'deki yeri düşünün orada 1 haftalık 1 tatilin bedeli ne kadar olabilir. Özellikle 3 aylık dönem içerisinde kurumların kapalı olduğu dönemlerde eş ve çocukları da götürüldü, pandemi dolayısıyla  riski azaltabilmek için rehabilitasyon adı altında götürdük. Yani Otel tamamen üyelerimize ait onları bölgesel olarak seçiyoruz 100 aileye alıyoruz hijyen kurallarına dikkat edecek şekilde, testleri yapılıyor sonrasında bir hafta boyunca otelde rehabilitasyona  tabi tutuluyor. Çocuklarla birlikte bütün masrafları ,yoldaki masrafları dahil sendikamız tarafından karşılanıyor. Bunun gibi birçok örnek var bizde. Düğün salonlarını söyledim bugün bir düğün yapmak çok büyük paralar. Biz üyemize ücretsiz veriyoruz eş ve çocuğuna , onun dışında dışarıdan herhangi bir kimseye vermiyoruz.

GEMLİK’TE YENİ TESİSİMİZİN YAPIMINA BAŞLAYACAĞIZ

Gemlik'te de şimdi biz bir yer aldık ,projesini falan da çizdirdik, muhtemeldir yakın tarihte buradaki sosyal tesisimizin   inşaatına başlayacağız, şu an bulunduğumuz yer kiralık yetmiyor. 3 binden 4 bine, 4 binden 7 bine üye sayımız çıktı. Şu an mesela pandemi dolayısıyla sosyal mesafe gözeterek toplantı yapmamız lazım 60  işyeri temsilcisini  alıp burada nasıl bir toplantı yapacaksınız. Önümüzde ki  9. ayda bir toplantımız var sürekli istişare halinde bulunmamız gerekiyor. Bu durumları  gözeterek biz de yeni yerimizin  inşaatına en kısa zamanda  başlayacağız. Daha şu görmüş olduğunuz proje  ham proje. Ama mutlaka bunu hayata geçirmeyi planlıyoruz.Yeni binamız toplantı salonlarıyla olsun diğer bütün bölümleri ile olsun ihtiyacı karşılayacak şekilde olacak.

KAYBEDECEĞİ ŞEY NE KADAR BÜYÜKSE

Ama maalesef Türkiye'de işverenlerin sendikalara bakışı değişmiyor galiba başkanım?

Yıldırım’da ’Kudüs Bizim Neyimiz Olur’ söyleşisi Yıldırım’da ’Kudüs Bizim Neyimiz Olur’ söyleşisi

Sendikalı bir işçi ile sendikasız bir işçinin arasında en belirgin fark işçi söz sahibi oluyor. Kaybedeceği şey ne kadar değerli ise onu kaybetmemek için işçi o kadar fazla çaba harcıyor ki anlatamam. Asgari ücretle çalışan bir insan onu da doğru düzgün alamıyorsa o kişiyi işten çıkartmakla  ne kadar tehdit edebilirsin ,ya da ne kadar korkutabilirsin. Fakat bu çalışanın  5000 lira aldığını düşünün adam onu kaybetmemek için zaten işine  o kadar çok önem gösteriyor ki severek çalışıyor, buradaki üretim artsın ki ,ben de bu şartlarda çalışmaya devam edeyim diye düşünüyor. Kaybedeceği şey o kadar çok büyükse onun o kadar üstüne düşüyor.

“KOD:29” AYIBININ TEMİZLENMESİ LAZIM..!!

Türkiye'de maalesef yüzde 13-14 oranında bizim iş kolumuzda sendikalılık oranı mevcut. Genelde daha da düşük yüzde  onunda altında.İş kolumuzda hala yüzde seksen Türkiye genelinde %90 belki hala sendikasız çalışan işçi  varsa bu haksız rekabeti de doğuruyor. Yakın tarihte Bursa'da  duymuşsunuzdur, 71 arkadaşımızı sendikalı oldular diye, anayasal haklarını  kullandılar diye işten attılar. Hatta yüz kızartıcı suçu bahane ederek işten attılar.Ne zamandan beri anayasal hakkı  kullanmak yüz kızartıcı suç oldu. Kod 29 demişler bunun adına ahlaksızlık, yüz kızartıcı suç diye şu anda bir tek ondan işten çıkartılabiliyor. Hala kapı önünde arkadaşlarımız  bir aydır oradalar. Bu anlamda bakanlığında mutlaka bu konularla ilgili sendikaların yanında olması lazım, bazı durumlarda gerçekten çok büyük haksızlıklarla karşı karşıya kalıyoruz.

KIZIMIN SÖZÜ BENİ ÇOK ETKİLEDİ

Birkaç özel soru soruyoruz başkanım, bir diğer okuyucumuz  başkanın  boş zamanı oluyor mu, oluyorsa neler  yapar diye soruyor?

Sendikal faaliyetlerimden  en fazla rahatsız olan ailemdi hep. Uzun yıllar aileme pek zaman ayıramadım. Ama son bir seneden beri pandemi döneminde evde çok kaldık, ilginçtir kızım benim 18 yaşına daha yeni girdi “bir kere mangal yapmadın  bize baba dedi bu yaşıma gelene kadar” demesi beni çok etkiledi.Ben 23 yaşında bu işin içerisine girdim 23 yaşından beri hep orada, burada ,çalışmalar, koşuşturmalar içerisinde yıllar geçti.Biz boş zamanlarımızda bile  örgütlenmek için çalışıyorduk. Hiç boş  zamanımız olmadı. Çocuklar nasıl büyüdü anlayamadım. Son süreçte ailecek sık sık yakın çevre köylere  götürmeye başladım. Bir oğlum bir kızım var oğlum makine mühendisi son sınıfta kızım da lise sonda oğlum da o da müzdarip tabii o da Eskişehir'de okuyor ama dediğim gibi kızımın söylediği çok dokunmuştu bana. Yakın yerlerden Haydariye’ye, Narlı'ya, Kumla’ya,İznik’e hafta sonları fırsat buldukça gitmeye  gezmeye çalışıyoruz.

KURTULUN BU FOBİDEN

Başkanım buradan sendikalaşmaya  uzak kalan  bilhassa işverenlerimize neler söylersiniz?  Sonuçta sendika ile birlikte çalışınca iş güvenliği anlamında olsun işin  randımanı anlamında olsun bayağı güzel gelişmeler de oluyor değil mi?

Elbette.  Bir yıl içerisinde Türkiye genelinde 52 iş yeri dedim Türk Metal’in yeni örgütlendiği işyerleri bunlar. Türkiye'de şu anda 215.000 üyemiz var, bırakın Türk Metal’i Türk-İş’in  içerisinde 1 milyonun çok üzerinde toplam üye sayısı var. Şimdiye kadar ben sendikaya  girdi diye batan hiçbir firma görmedim. Bunu kenara koysunlar. Çalışan ne kadar memnunsa işine  o kadar yansıtıyor bunu ,kaliteye yansıtıyor, üretim artırıyor her şeyden önce alın teri bu emek var emeğinin  hakkını verin bunu da işçi eğer sendika ile aramak istiyorsa bırakın sendika gelsin. Bakın  sendika işyeri varsa var, o iş yerini  kapatmak için sendika girer mi. O iş yeri ayakta duracak ki orada işçi olsun, işçi olsun ki sendika olsun. Hiçbir zaman ben sendika geldi diye işyerinin battığını görmedim ,sendikacılar da bu işin içerisinden  gelen insanlar, işçi insanlar. Bence işverenlerin şu sendika fobisini bir atması lazım.Bir tanesi yeni örgütlendiğimiz bir yerde  sendika istemiyorum   diye içeride  toplantılar yapıyormuş. Akşam oldu arkadaşlar buraya geldi “istemiyormuş” dediler.”Bensendikayı  malıma ortak o ettirmem” diyormuş. Ne alaka böyle bir şey yok mala  ortakolmak  gibi bir şey var mı. Elbette sen bir sermaye koymuş olabilirsin ama o insanlarda ömrünü vermişler. Onun hakkını ver.Sen haklarını versen  zaten sendikaya gelme gereği duymazlar.O işletmenin bu zamana gelmesinde onlarında büyük emeği var.

KAZANMAK ,KAZANDIRMAK İSTİYORUZ

Hiçbir işverenin sendikadan korkmasına gerek yok, kesinlikle  sendika işçi ve işverenin devamını sağlamak için vardır.  Çünkü varoluş sebebi işçidir, işçinin varoluş sebebi işyeridir. O var olacak ki bu var olacak. Orada çalışarak o pastayı büyütecek ve pastadan rahatça pay alacak genel başkanımız Sayın Pevrul Kavlak'ın bir sözü var” Kazanmak, kazandırmak istiyoruz” der. Kazandıracağız kazandırdığımızdan da hakça pay alacağız. Bizim amacımız bu hiçbir iş yerini batırmak, zarar vermek gibi bir niyetimiz yok. Sendikanın olduğu bir yerde Adalet oluyor ,güzelşeyler  oluyor ,disiplin oluyor, sendikalı olan yerde onun adına pazarlık yapan bir güç oluyor. Artık insanlar sendikalı iş yeri sendikasız  iş yeri diye ayırıyorlar, bizim üye çalışanımızın 1 saati bile eksik yatmaz. Sendikalı olan yerde işçi  üzerinden kesinlikle vergi kaçırılamaz .Bu devlete de çok büyük bir destek sendikasız  olan birçok yerde sigortasız işçi çalıştırılıyor, sendikalı iş yerinde kesinlikle böyle şeyler görülmez. Bu durum devletin de işini  kolaylaştırıyoraslında .O yüzden tüm işyerleri sendikalı olsun piyasaya da bir rahatlama gelir, haliyle işverenin işi de kolaylaşır. İşçi elindekinin kıymetini o zaman daha iyi anlar onu kaybetmemek için daha çok çaba harcar. Türk Metal Sendikası olarak Türkiye'de sendikacılığı  bizim belirli bir yere getirdiğimizi biliyoruz. Bizden beklentiler çok fazla. Güçlü  bir sendika olduğumuzu biliyoruz bu sorumlulukla çalışıyoruz genel başkanımız mükemmel bir işçi lideridir. Onun önderliğinde Türkiye'ye daha çok hizmet edeceğiz diye düşünüyorum. İnşallah bizimle başlayan bu durum diğer sendikalara da yayılır.