“Altıparmak-Çarşamba Bursa’nın kalbi. Ve herkes çok iyi bilir ki kalp vücudun en önemli organıdır. Ve ilimsel bir gerçektir ki kalp durursa, hayat durur!..”

Altıparmak, İntizam, Selimiye ve çevre mahalleleri olarak son zamanlarda bitmek tükenmek bilmeyen, ciddi anlamda sabır zorlayan sıkıntılara imza atıyoruz. Her ne kadar bu sorunlarımızı bazen sözlü, bazen basın yolu da dahil olmak üzere yetkililere ve ilgili kurumlara bildirmeye, duyurmaya çalışsak da ne yazık ki bir arpa boyu yol dahi alamadık.

TÜKENİYORUZ

Suriyelilerin göçüyle başlayan sıkıntılarımız, azalmak yerine her gün biraz daha artıyor. Ve en nihayetinde, yılların elit ve nezih semti olan Altıparmak Mahallesi günümüzde küçük bir Suriye’ye dönüşmüş bulunuyor. Kafamızı nereye kaldırsak, kısa süre öncesine kadar dükkanların üzerinde bulunan Türkçe yazılı tabelaların yerini, Arapça yazılı tabelaların aldığını, sokaklarda Türk vatandaşları ve eski komşularımızın yerine Suriyeli vatandaşlarının dolaştığını görüyoruz… Kıssadan hisse; Ne eski saygı, sevgi kaldı, ne selam, ne kelam!.. Öyle an geliyor ki bazen Türkiye’de yaşadığımızdan bile şüphe duymaya başlıyoruz. Dolayısıyla; eski Altıparmaklılar olarak, her ne kadar doğup büyüdüğümüz ve çocuklarımızı da yetiştirdiğimiz mahallemizi terk etmemeye ve direnmeye çalışsak da, gücümüz  ve sabrımız her gün, her dakika biraz daha tükeniyor…   

ONLAR BİZE UYMAK ZORUNDA, BİZLER DEĞİL

Halbuki Altıparmak Bursa’nın kalbi. Ve her kez çok iyi bilir ki kalp vücudun en önemli organlarından birisi. Kalp durursa, hayat durur!.. 

Oysa yıllardır Bursa’nın en gözde ve nezih mahallelerinden birisi olan İntizam Mahallemizde kısa süre öncesine kadar ciddi diyebileceğimiz hiç bir sıkıntımız yoktu. Olsa dahi komşuluk, iyi niyet ve sükunet içerisinde kendi aramızda çözüme kavuşuyordu. Ta ki dediğimiz gibi, Suriyeli vatandaşların mahallemize taşınmaya ve dükkan açmaya başlayana dek.  Ancak herhangi yanlış bir algılamaya ve düşünceye sebep olmaması için önemle belirtmek istiyorum ki Suriyeli vatandaşların ne mahallemizde oturmalarına, ne de dükkan açmalarına karşı değiliz. Bizlerin karşı olduğumuz insan haklarına aykırı davrananlara. İnsanca yaşamak istiyor isek, her birimiz, istisnasız kurallara uymak zorundayız. Kurallara uymak da Suriyelilere veya mahallemize taşınanlara düşer, bize değil!

Özetle; bu dükkanı burada istemiyoruz

İntizam Mahallemizin 3. Yurt Sokağı’nda bulunan BESAŞ noktasının hemen arkasında, daha önce balıkçı olarak çalıştırılan bir dükkan mevcuttu ve de hiçbir sorun yoktu. Ne zaman ki balıkçı dükkanı kapandı ve yeri Suriyeli vatandaşlar aldı mahallemiz yaşanılamayacak hale geldi. Söz konusu dükkanda şu an et pişiyor ancak etrafı, hatta tüm mahalleyi öyle bir koku sarıyor ki insan “bu dükkanda ne pişiyor da bu kadar ağır ve kötü kokuyor!?” sorusunu soruyor. Mahalleli isyanda! Çünkü ne cam açabiliyor, ne kapı ne baca…

MİLLET AYAKLANACAK!

Milletin ayaklanmasına ramak kaldı! Çünkü; gerekli her yere durumu bildirdik, bildirmeye de devam ediyoruz. Buna rağmen ne bizimle ne de mağduriyetimizle ilgilenen hiç kimseyi görmedik. Ve biz artık bu duruma dayanamıyoruz! Olan biten mahallemize yapılan bir işkence ve de zulümdür. Bu sebeple Osmangazi, Büyükşehir, Osmangazi İl, İlçe Başkanlığı ve Sağlık İl Müdürlüğü’nü bir kez daha göreve davet ediyoruz. Sorunumuza ya çözüm bulunsun ya da bu dükkan kapatılsın. Ancak iyi bilinmesini istiyoruz ki bizler artık kati bir şekilde bu dükkanın kapatılmasından yanayız. Yine de büyüklerimizin kararına saygı duymaya hazırız.

Kamuran Altaban AK Parti Mahalle Başkanı

 

 Mahalle arasında bu iş olmaz!

Beş yaşımdan beri İntizam Mahallesi’nde ikamet etmekteyim. Dolayısıyla bu mahalle benim evim! Kokudan veya başka bir sebepten dolayı evimi terk edecek değilim. İlla terk edecek birisi varsa o da mahalle konseptimize uygun olmayan işler yapan dükkan sahipleridir.  Ya da terk etmesinler çevreyi rahatsız etmeyecek, zarar vermeyecek işler yapsınlar, tatlıcı, tuhafiye vb olsunlar. Bizzat kendim defalarca kez dükkanın kapatılması veya bir çözüm bulunması için müracaat yaptım. Kablo kestiğimi de, dayanılmaz koku geldiğini de söyledim. Çünkü; aşırı ağır kokudan evimdeki camları dahi açamıyorum. Hele ilk günler gürültüden uyuyamadık, sinir harbi geçirdik.

Armağan Sönmezler

 

Bu kokuyu çekmek zorunda değiliz

Çalışan bir kadın olduğumdan evime akşam saatlerinde geliyorum. Ancak nefes almam, dinlenmem gereken bu vakitte, et pişirilen dükkandan gelen dayanılmaz aşırı pis kokudan dolayı ne cam, ne kapı açamıyorum. Açsam dahi 5 dakika sonra kapatmak zorunda kalıyorum. Bizler bu kokuyu çekmek zorunda değiliz. Lütfen gereken neyse yapılsın. İlgililer bu duruma bir el atsın.  

Firdevs Esen

 

Yemek yiyemez hale geldik

İki hastam var benim. Birisi yatan hasta (kısmi felç) ve herkesin olduğu gibi bizlerin de temiz havaya, evlerimizi havalandırmaya ihtiyacımız var.  Ancak dışarıdan gelen ağır kokudan dolayı midemiz bulanmaya başladı ve yemek yiyemez hale geldik. Artık bir çözüm lütfen. Burası bir mahalle, yemek sanayi değil.

Kader Tayyuk

 

“Anne et, et, et…”

Kokunun dışında her yer duman içinde kalıyor. Ancak beni üzen bir durum daha var ki o da: Altta oturan kiracımızın biri dört yaşında iki çocuğu var. Ve dört yaşındaki çocuk her et kokusunu duyduğunda cama yapışıyor ve “Anne et, et, et…” diye bağırmaya başlıyor. Bu ses benim içimi parçalıyor. Belli ki asgari ücrete çalışan kiracılarımız ete pek fazla para ayıramıyor…  Koku da işin cabası. Hiç birimiz ne cam ne kapı açamıyoruz. Mahalle arasında böyle bir dükkanın olması uygun mudur? Soruyorum sayın yetkililere… Şehir içinde hem duman, hem koku olmaz diyorum ve ilgili birimlerden acil çözüm istiyorum. 

Gönül Hanım

 

Leş gibi kokuyor!

 

Mahallemize dört ay önce açılan dükkandan gelen ağır ve pis et kokusundan dolayı cam, pencere açamaz hale geldik. Değim yerindeyse: mahallemiz leş gibi kokmaya başladı! Çok yakında İmdaaaaaaat diye bağırmaya başlayacağız. Bu yüzden bu dükkanın kapatılması için mahallecek elimizden ne geliyorsa yapacağız. Çünkü bizler yaşadığımız alanda huzur istiyoruz. Dükkan sahiplerinin ırkı, aslı önemli değil. Mahallemize uyum sağlayamayan herkes nasibini alır, almalı.

Hacer Hanım

 

Bıktık artık!

Herkes gibi biz de cam kapı açamayanlardanız. Yıllardır yaşadığımız mahallemizde artık rahat yürüyemiyoruz bile. Suriyeli vatandaşların yüzünden artık bildiğiniz strese girdik. Elimiz ayağımız titriyor. Bıktık artık. 

Nesibe Hanım