Dini bayramlar inananlar için kutsal “hediye”lerdir; sevinç ve ferahlık günleridir.

Ama bu bayramların en güzel yanı inanmayanlara veya inanç iklimine uzak duranlara bile o sevinci tattırabilmesidir.

Bu açıdan baktığımızda, Ramazan Bayramı elbette “Şeker Bayramı” falan değildir ama şeker gibi bir bayramdır!

Bir de bayram denince, hemen çocuklar ve çocukluğumuz gelir aklımıza...

Ve bayram çocuksulaştırır içimizi...

Bayramlık ayakkabılarını başucuna koyup uyuyan çocuklar var mı hâlâ bilemiyorum ama her geçen yıl daha az çocuğun günümüz bayramlarını eski coşkuyla yaşadığını biliyorum.

***

Sabırla geçen bir ayın sonunda bize ihsan edilen bir bayrama daha kavuştuk çok şükür Rabbimize. Ancak bugün ben, bayramı bayram gibi kutlamak adına bu yazımda çocukluğuma gitmek istiyorum.

Çünkü; bazen oturup (ve de her yıl daha fazla…) uzun uzun ‘eski’ dediğimiz bayramları düşünüyorum. İşte tam da o zaman çocukluğumdaki bayramların ne kadar farklı olduğunu ve de yıllardır o zaman ki bayram heyecanımdan şimdi eser bile kalmadığını görüyorum.

Durum böyle olunca ister istemez soruyorum kendime… Acaba diyorum, çok güzel olan o bayramlar mı eskide kaldı, yoksa biz mi eskidik?

Çünkü; yüreğimizde o çocukluk döneminin bayram heyecanını görememek, nerede eksiğim diye düşündürüyor beni. Ancak (hadi ben yaş aldım) günümüz çocuklarında da eski bayramların heyecanını görmemek mahvediyor beni…

Hey gidi yıllar hey! Neydi o çocukluk dönemimizin bayramları öyle. Bayram geldi mi içimiz kıpır kıpır, sevinçten ve heyecandan yerimizde duramazdık, yeni bir elbisemiz, yeni bir ayakkabımız olacak diye zıp zıp zıplardık. Bayram günü bol bol harçlık alıp şeker toplayacağız diye planlar kurardık.

Hatta bayram akşamları yatamazdık bile! Sabahlara kadar, başucumuza koyduğumuz yeni alınmış elbise ve ayakkabılarla birlikte heyecanla bayramın ilk gününü beklerdik.

Çünkü sabah olduğunda bayram olacaktı, biz de yeni elbiselerimizle ve de o çocuk halimizle komşularımızı gezip, şeker ve para toplayacaktık. Günün sonunda da şekerleri sayıp kimin daha fazla topladığına bakıp, sonra da onları aramızda paylaşacaktık. Ve tüm bu duygular bir başka heyecanlandırırdı bizi.

Eski yıllarda, ister Şeker Bayramı ister Kurban Bayramı, kuşkusuz her ikisi de çok neşeli ve heyecanlıydı.

Ve şimdi her şey öyle çok değişti ki…

Hayat meşgalesi, geçim kaygıları, modernleşme gayreti derken, sadece bayramlar değil, aslında özümüz, bizi biz yapan değerler geride kalmaya başladı.

Ve artık bırakın yetişkinleri, şehirlerimizde yaşayan çocuklarımız bile bizim çocukken yaşadığımız bayramları yaşamıyorlar ne yazık ki. Hal böyle olunca da, her bayramda dört gözle beklediğiniz çocuklar artık kapımızın zilini çalamıyorlar. Böylece bir ümit almaya devam ettiğimiz bayram şekerlerimiz öksüz kalıyor…

Halbuki çocuklarla daha bir neşeli oluyor her bayram!

Bu bayram da çocuklar kapımızın zilini çalacak mı göreceğiz hep birlikte. Gelmelerini ümit ediyorum elbette…

O yüzden minnacık ama yürekten bir tavsiye;

Ne olur kapımıza gelen çocuklarımıza, ufacık da olsa bir harçlık verelim, en güzel şekerleri ikram edelim ki bir diğer bayramda tekrar gelsinler ve kapımızı çalsınlar…

***

Dedim ya bu yazımda çocukluğumu yaşamak istiyorum diye. Hoş görün madem…

Canım dedem… Nur içinde yat koca yürekli adam. Ömrünün sonuna kadar, çocuklara rastladığında hazırlıksız yakalanmamak için itinayla ceplerinden hiç eksiltmediğin şekerleri ve bozuklukları ne çok özledim şimdi ben… Ne güzel değerlermiş bunlar ve de ne kıymetli örnekmişsin meğer her birimize sen…

Hey insanoğlu!..

Yıllardır rutin şekilde yaşamaya çalıştığımız bayramlarımız artık ellerimizden kayıp gidiyor. Ne olur silkelen. Kayıp giden bayramlarla birlikte değerlerimiz de kayboluyor çünkü...

Büyüklerimize el öpmeye gitmek, eş dostla haberleşmek, bayramlaşmak, hoşça vakit geçirmek yerine, her bayramda ya uzaklara tatile gitmeyi ya da evde yatmayı tercih eder hale gelmişiz.

Özetle; her bayramda eski bayramlar demek ve de onları aramak yerine, kendimizi arasak daha isabetli olur düşüncesindeyim.

Ve keşke bu bayramda da sitemkar yazı yazmak yerine, bayram adına güzel cümleler kurabilseydim. Lakin günümüzde yaşanan terör, komşu ülkelerde yaşanan acılar, Somali’de yaşanan açlık olduğu için elbette ki bayramı bayram gibi yaşamak pek de mümkün olmuyor.

Ancak eski günlerimizde olduğu gibi en azından, çocukken yaşadığımız ve özlemle beklediğimiz o güzel bayramları çocuklarımıza yaşatabilmek adına bayramımızı elimizden geldiği kadar bayram gibi yaşamaya özen gösterebiliriz.

Bayramınızı en içten dileklerimle kutlarım.

Bendeniz Sevinç ÇELEBİ’den herkese iyi BAYRAMLAR…

 ***

 

Bayramı bayram yapan 4 tatlı detay

 “Nerede o eski bayramlar!” diyenlerden ve de zamanında aldığı bayramlık kıyafetlerle uyuyan biriyseniz şayet, o zaman bu 4 tatlı detaya bir göz atınız...

Çünkü agazete olarak, gün geçtikçe eski bayramların tadının kalmadığını düşünenler için 4 tatlı detayı derledik.

Okurken yüzünüzde gülücükler oluşturmasını istediğimiz yazımız vesilesiyle, bütün bayramlarınızın şeker tadında geçmesini diliyoruz. Bu yazımız içindeki çocuğu ve bayram neşesini kaybetmeyenlere gelsin.

  1. AİLEYLE YAPILAN BAYRAM SABAHI KAHVALTISI

Aileyle yapılan kahvaltıların tadı bir başkadır her daim… Bir de buna bayram sabahı eklenince tarif edilemez bir mutluluk yaratıyor. Kimsenin bir yere yetişmeye çalışmadığı bu kahvaltıda yüzümüzden gülücüklerin eksik olmadığı aşikar. Birlikte olmanın verdiği mutluluk bayramın kendine has havasıyla birleşince içinizin umutla dolduğunu biliyoruz. Öyleyse gözlerinizi kapatın ve bir hayal edin! Bütün sevdiklerinizle birlikte neşeli ve güzel bir sohbete eşlik eden kahvaltı… Tarifsiz mutluluğu hissedebiliyor musunuz?

  1. KAPIYI ŞEKER TOPLAMAK İÇİN ÇALAN ÇOCUKLAR

“İyi Bayramlaaar!” diye bağırarak şeker toplayan çocukların olmadığı bir bayram kuşkusuz tam olarak bayram sayılmaz. Kapının yanına özellikle onlar için hazırlanan şekerler, cömert duyguların bu gibi zamanlarda daha yoğun yaşandığının bir kanıtı aslında. Topladığı şekerleri sayan çocukların gözlerindeki mutluluk ise görülmeye değer!

  1. EV BAKLAVASI VE ZEYTİNYAĞLI YAPRAK SARMASI

Sıra geldi akraba ziyaretlerine… Güzel bir kahvaltının ardından çıktığınız bayram turunda muhakkak karşılaşacağınız ikili; ev baklavası ve zeytinyağlı yaprak sarması. Bu ikili bayramların olmazsa olmazı. Hele ki bir de baklavanın şerbeti yaprak sarmasına karışınca, tam bir lezzet şöleni… Şekeri, limonu iyi ayarlanmış sarmanın tarçın ve diğer baharatlarla buluşmasının en güzel hali, nişastayla açılmış el emeğinin karıştığı güzelim baklava… Ağzınızın suyu aktı değil mi?

  1. BAYRAMLIK ALIŞVERİŞİNE ÇIKMAK

Hangimiz çocukken bayramdan bir gece öncesinde bayramlıklarıyla uyumadı ki ya da onları giyeceğinin hayaliyle uykuya dalmadı? Hâlâ bayramlık alışverişine çıkmanın sizleri heyecanlandırdığının farkındayız. Bu alışkanlığından vazgeçmiş olanlarınız varsa söylemeliyiz ki çok şey kaçırıyorsunuz. İçinizdeki çocuğu uyandırın ve ailecek yapılacak bayramlık alışverişinin tadını çıkarın!

 İyi bayramlar