Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Bursa’ya yapılan en iyi yatırımlardan biridir.

Türkiye genelinde ilk ve tektir. Açılışı da çok görkemli olmuştu. Hatta okulu gezen Alman heyet bile hayran kalmıştı. Örnek bir projeydi.

Bu vesileyle böyle bir projeyi hayata geçiren hem OİB yönetimini hem ilgili karar mekanizmalarındaki yöneticileri bir kez daha kutluyorum.

Keşke Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Bursa’da yaptırılacak endüstri meslek lisesi de valilikçe imam hatibe dönüştürülmeden aslına uygun biçimde yapılabilseydi.

Eminim Otomotiv Lisesi kadar inovatif, onun kadar değerli olurdu. Bursa’ya da yakışırdı. Umarım projeye ilişkin karar yeniden gözden geçirilir de aslına uygun olarak inşa edilir.

Neyse gelelim asıl konuya;    

İnovasyon konusu gerçekten çok önemli. Bursa’nın geleceğine ışık tutacak, yön verecek. Fark oluşturacak. Bu konuda Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) olsun, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) olsun gayretliler. İnovatif çalışmaları özendirmek adına çeşitli yarışmalar düzenliyorlar. Ama yetmez. Çok daha fazlası şart… Bunun için de bence inovasyon seferberliği başlatılmalı.

Hatta yıkıcı inovasyon…

Yıkıcı inovasyon kısaca; mevcut pazarı yıkarak liderliği ele geçirmekle sonuçlanan bir süreç olarak tanımlanıyor.

Örneğin sabit telefonun yerini akıllı telefonların, taksilerin yerini internet taksilerinin ya da kalbin yerini yapay kalbin alması gibi…

CNN Ekonomi Müdürü Gazeteci Emin Çapa, Forbes tarafından yayınlanan dünyanın en büyük 500 şirketi sıralamasındaki 1957-1997’deki şirketlerin yüzde 67’sinin bugün olmadığını söylemişti.

Çünkü eskiler yok olmuş, onların yerini yıkıcı inovasyon uygulayanlar almış. Yani gelişmiş ülkeler yıkıcı inovasyon uygularken, biz hâlâ konuşuyoruz.

Söylem değil, eyleme geçmeliyiz.

Bilmem anlatabildim mi?

Örneğin; yıllardan beri Bursa’daki 250 büyük firmanın enleri değişmiyor. Demek ki bırakın yıkıcı inovasyonu, yapıcısı bile yok.

Nasıl olsun ki;

Dünyada matematik sıralamasında Güney Kore 5., Türkiye 44. sırada, fende ise Güney Kore 7., Türkiye 43. sırada yer alıyor. Peki, bu sistemle 2023’te Güney Kore mi ilk 10’da yer alır, yoksa Türkiye mi?

Cevabı siz verin.

O yüzden yıkıcı inovasyona bence eğitimden başlamak lazım.

Bu bağlamda geçtiğimiz günlerde Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde düzenlenen ‘İnovatif Düşünce’ semineri de bu adımlardan biri olabilir.

Nilüfer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü, Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) ve OİB Lisesi işbirliğinde gerçekleştirilen seminerde genç beyinlere Ar-Ge’yi, inovasyonu kazımak çok anlamlı.

Konuşmacı Aslı Levent’in inovasyonun faydalı yenilikçilik olduğunu belirterek, “Ar-Ge, inovasyon için gereken en önemli faaliyetlerden biridir. Ancak girişimsel inovasyon yoksa değer yaratılamaz” şeklindeki sözleri de oldukça anlamlı.

Ayrıca Levent, inovatif düşünmenin gerçekleşmesi için toplumda bu kültürün kabul bulması gerektiğini belirtiyor.

Yerden göğe kadar haklı…

Bu bir kültür meselesi. Kültür evrimi şart…

Ne üretirsem satarım devri çoktan tarih oldu.