Dünyayı dizayn etmek peşinde olanlar, yeni kriterler getiriyorlar; şimdi, “silahlı muhalefet” diye bir kavram icat ettiler.

Eğer bu silahlı muhalefet, sivil halka yönelik eylem yapıyorsa, terörist grup olarak tanımlanıyor; yapmıyorsa, terör listesinde yer almıyor.

Şimdi, terör örgütü PKK’yı, silahlı muhalefet tarifine doğru yavaş yavaş dizayn etmek için, sivil insanları katleden ve bunu üslenen TAK dedikleri bir örgüt icat ettiler.

PKK militanları, değişik adlarla kurulmuş  taşeron  örgütler içinde, Irak ve Suriye’de Amerikan menfaatleri uğruna,  Amerikalı askerler yerine ölürken, ülkemizde TAK eliyle de  masum insanları alçakça öldürmeye devam ediyor.

Dost dediğimiz batılı ülkeler de, böylelikle PKK veya KCK ‘ya, terör listesinden çıkarıp, İspanya'daki  Marksist, Leninist ve ayrılıkçı ETA’nın 2011, İrlanda’daki, İRA’nın, 2005 yılında, Kolombiya’daki FARC’ın 2016 silahlı mücadeleyi bıraktığı gibi, silahlı mücadeleyi bırakıp, sivil siyasetle yola devam edeceklerini kabul ettirecek bir zemin hazırlamaya çalışıyor.

PKK'ya siyaset zeminde, kayıtsız şartsız, hizmet etmekten geri kalmayan HDP'liler, İspanya, İrlanda, ve Kolombiya’da barış anlaşmasını imzalayanların, bu kanlı silahlı örgütlerin , parlâmentolardaki uzantıları olan siyasi partiler olmadığını, silahlı örgütün bizzat barış masasına oturduğunu bilmiyorlar, onların  tarihin kullanılmış siyasi partiler çöplüğüne atıldıklarını görmüyorlar mı?

Görüyor ve biliyorlar ama, artık itiraz edecek güçleri yok.

Şimdi, sadece seyredip akıbetlerini bekliyorlar.

Anlıyorlar ki, terör örgütü PKK kendilerini hendek  ve  ölüm siyasetine zorlayarak, devlet ve halk  nezdinde  ölümlerin  faili haline getirmişi kullanım süreleri  bitince de, iç savaş arzusunun taşeronları olarak, halkın ve devletin öfkesinin önüne atmıştır.

Bunun için, HDFP’ li siyasetçilerin dokunulmazlıkları kaldırılırken, Belediye Başkanları ile mahalli teşkilâtların eş başkanları içeriye tıkılırken, halktan çıt çıkmıyor.

Oysa ki, HDP’li siyasetçiler , biraz siyaset tarihinden  ders alsalardı, Celal Bayar ve arkadaşlarının, CHP’den ayrılmalarının; Recep Tayip ve arkadaşlarının “ Milli Görüş gömleğini çıkarmaları “ nın Türk siyasetinde yeni sayfalar açtığını yorumlayabilip, 7 Haziran 2015 seçimlerinden sonra,” sivil siyaset kazanmıştır” diyebilseydiler, hem kendi, hem de ülkenin kaderi değişirdi..

“Deseler, her manada tasfiye edilirlerdi” demeyiniz..

Demedikleri halde tasfiye edilmiyorlar mı?

Bu sebeple, HDP’lilerin, “Barış Süreci yeniden başlasın “ talepleri, hem hükûmet, hem  de  kendi halkları nezdinde yankılanmamaktadır.

Onların yerine şimdi,PKKyeni bir batı projesi olarak, terörist değil; barış yapmaya, silahlı muhalefeti terk etmeye hazır bir örgüt gibi, takdim edilmeye başlanmıştır.

Kolombiya Cumhurbaşkanı ile Farc Lideri’ne Nobel barış ödülü boşuna mı verildi sanıyorsunuz..

Bu bizdeki siyasetçilere, PKK ‘yı muhatap kabul etmeleri için uzatılmış bir Nobel Barış ödülü, havucudur.

İnanıyorum ki, Türk milletinin acıları, Nobel alıcılarıyla değil; Kandil’deki PKK karargâhında dalgalanacak Türk bayraklarıyla diner.