Hukuk fakültesini bitirmek; meslek olarak hâkimliği seçmek, stajı tamamlayıp kura çekerek kürsüye çıkmak marifet değil. Marifet o kürsüde adam gibi oturmaktır.

Sen hâkim kardeşim, senden önce  o kürsüye çıkan, uydurma delillerle askerleri, generalleri, şerefli insanları içeri tıkanları, hele, kamu oyunun endişelerini körükleyerek, kozmik odaları açtıran alçakları unutmayacaksın.

Bir takım aracılar kullanıp, dosyalarını başkalarının takdirine sunmayacaksın. Yani, o takdiri kendi vicdani kararın gibi gösterip hüküm kurmayacaksın.

Odana girenlerin niyetini okuyacaksın, hele siyaset esnafını odana hiç sokmayacaksın. Onları odana sokmadığın için, hakkında söylediklerini duymayacaksın.

Selâm verdiklerini de sana selâm verenleri de iyi tanıyacaksın.

'Önemsiz bir değerdir' diyerek, bir kuruşun bile haksız el değiştirmesine razı olmayacaksın.

Peşin hükümle, “Bu hususta ne söyleyebilirler ki” diyerek, savunmanın söylediklerine kulak tıkamayacaksın.

Hüküm vermeden evvel,  hükmüne dayanak olan kanun maddesini bir kere daha okuyacaksın ve o ezbere bildiğin kanun maddesinin yeni manalar kazandığını görüp,  o maddenin lafzının da ruhunun da hakiki manasını  anlayacaksın.

İnanıyorsan, “Bir saatlik icra-i adalet, altmış yıllık ibadete bedeldir.”diyen  bir dine mensup olduğunu hatırlayacaksın. İnanmıyorsan, karar veren insanın mesuliyetini unutmayarak, o koltukta  oturacaksın.

Sen hâkim kardeşim, o kürsüye çıkıyorsan, adil olmaktan başka bir şey düşünmeyeceksin. “Benim de çocuklarım var” diyerek, başka çocukları unutmayacaksın. "Benim de karım var" diyerek, başka kadınları ağlatmayacaksın. "Benim dünyamı karartacaklar" diye korkarak, başkalarının dünyalarını karartmayacaksın.

O kız tecavüze uğramışsa,vereceğin kararla başka kızların kurtulacağını unutmayacaksın.

Birinin canına kıyılmışsa, vereceğin kararla başkalarının canına kıydırmayacaksın.

Birinin malı çalınmışsa, vereceğin kararla başkalarının malını çaldırmayacaksın. Ama sen de kimsenin kapısını tayin için, terfih için veya çocuğunun işe girmesi için çalmayacaksın.

Bunu yaptığın zaman, kapısını çaldığından bir haksızlık yapmasını istediğini; o kapısını çaldığının da bir gün senden bir haksızlık yapman için kapını çalacağını hatırından çıkarmayacaksın.

Hayatını başkaları gibi yaşamayacaksın.

O kürsüde, vicdanınla cüzdanın arasında sıkışmayacaksın. Kendi arzularını da, yakınlarının arzularını da bastıracaksın.

Bunları yapamayacaksan, başkalarından daha kısıtlı bir hayata razı olamayacaksan, karını çocuklarını bu hayatı yaşamaya alıştıramayacaksan hâkim kardeşim, ya o kürsüye hiç çıkmayacaksın, ya da çıktıktan sonra dayanamayacaksan; cübbeni çıkaracaksın ama insanlıktan çıkmayacaksın.