Şükürler olsun toplumumuz zamanla olgunlaştı. ve sakat kelimesinin yerini ‘özürlü’ kelimesi aldı. Derken; belli ki bu sözcük halkın içine sinmedi ki, kısa bir süre sonra kafalarda “Bu insanların ne özrü olabilir?..” sorusu doğdu. En nihayetinde sakat ve özürlü kelimelerinden sonra ‘engelli’ de karar kılındı.

Yakın geçmişimize bakarsanız, toplumumuzda sosyal ve kültürel anlamda iyi yönde gelişim olduğunu görürsünüz.

Bunu örneğin, ‘sakat’ kelimesini ele alarak da düşünebiliriz.

Çünkü düne kadar, içinde yaşadığımız toplumda, eli ayağı olmayan, gözü görmeyen, kulağı işitmeyene, kısacası engelli tüm vatandaşlarımıza ‘sakat’ denirdi.

Sakat... Ne çirkin bir kelime!

Ancak şükürler olsun ki toplum zamanla olgunlaşmaya başladı ve sakat kelimesinin yerini ‘özürlü’ kelimesi aldı. Derken; belli ki bu sözcük pek de halkın içine sinmedi ve kabul görmedi ki, kısa bir süre sonra kafalarda “Bu insanların ne özrü olabilir?..” sorusu doğdu. En nihayetinde sakat ve özürlü kelimelerinden sonra ‘engelli’ de karar kılındı.

Kelimelerin bu değişimi bile, bana göre toplumdaki değişimi görmemizi sağlamaktadır.

TOPLUM TAMAM DA YA DEVLETİMİZ…

Peki. Toplumumuz değişti, ya devletimiz… Buna uyum sağlayabildi mi?… Şöyle bir göz atalım isterseniz. 

Örneğin, işletmeler çalışan sayısı ile doğru orantılı olarak, yüzde 3 engelli çalıştırmak zorunda. Fakat bu durum bir tek engel oranın yüzde 40 ve üzerinde olmak şartıyla geçerlilik kazanıyor. Kanun böyle olunca işletmeler de kişinin engeline göre işe alımlar gerçekleştiriyor.

Böylece;

Eğer bir gözünüzde sorun var ve yüzde 40 engelli raporuna sahipseniz, 1. sınıf işletmelerin, fabrikaların tümünde iş bulabilirsiniz.

Yok, değilseniz, engeliniz kol, bacak veya zeka ile ilgili ise, sinir sisteminizden dolayı kuvvet kaybı yaşıyorsanız, bu sefer 2. ve 3. sınıf işletmelerde iş bulabilirsiniz.

“MAAŞINI BANKAYA YATIRAYIM AMA SEN FABRİKAYA GELME…”

Hatta bazı işletmeler, engelli personelin iş kazası geçirme riskine karşı ‘maaşını bankaya yatırayım sen fabrikaya gelme’ şeklinde bir çalışmayı seçmiş durumdalar.

Ancak bunların da tamamı engel oranı yüzde 40 ve üzerinde olanlar için geçerlidir.

YA 40 DEĞİLDE 39 İSE

Ya engeliniz yüzde 40 değil de, yüzde 39 ise! O zaman ne olacak?… Ben söyleyeyim.

Olacağı şu ki; Bu durumda aç kalacaksınız… Nasıl mı?

İşte aynen böyle; Hiç bir işletme sizi işe almayacak, çünkü zorunlu değiller. Aksine, zorunlu olduklarında bile ‘işe gelme ben maaşını vereyim’ diyen zihniyete sahipler.

Peki, o zaman soruyorum bende: Amaç engellileri topluma kazandırmak değil mi!?

Cevap net: Evet!

Madem öyle, neden o zaman engelli vatandaşlara ‘Evinde otur’ deniliyor. Hem de bir işverenin zorunlu olmadığı sürece bir engelliyi işe almayacağı gerçeği herkes tarafından bilinirken?

İşte bu yüzden vergi indiriminden de yararlanamayan vatandaş… Özetle; Bu zihniyetle hem engellisin hem de açsın.

Sayın Büyükler!

Durum böyleyken, engel oranına göre bir vergi indirimi yapılamaz mı?

Yüzde 20 engele kadar yüzde 30 – yüzde 20/30 arası yüzde 40 – yüzde 30/40 arası yüzde 50 – yüzde 40 ve üzeri yüzde 100 vergi indirimi ve firmalara da yüzde 10 ile yüzde 40 engelli çalıştırma zorunluluğu, mevcut personelin yüzde 1’i, yüzde 40 üzeri içinde mevcut personelin yüzde 3’ü, toplamda yüzde 4 engelli çalıştırma zorunluluğu getirilemez mi? 

OLMAMASI İÇİN  HİÇBİR SEBEP YOK                 

Elbette getirilir. Bunun olmaması için hiçbir sebep yok. Hepimiz birer potansiyel engelli olduğumuzu düşünürsek, bu basit uygulama ile hem engelli vatandaşlarımızı geneline ulaşmış hem de topluma kazandırmış oluruz. Toplumumuz nasıl olgunlaşarak sakattan uzaklaştıysa, devletimizde olgunlaşarak bu sakat anlayıştan uzaklaşmalı. Nokta. Nokta. Nokta.

Umarım yazım ve önerim dikkate alınır ve en azında olur adımları atılmaya başlanır.

Saygılarımla

Potansiyel Engelli                                                       İddialar doğru mudur?

OKİ Kültür İşletmelerinde, 2016 yılının ilk yarısında, tonlarca su ve diğer içeceklerden alınıp yıl içinde stokta kaldığı ve kullanım tarihleri geçtiğinden dolayı Merinos Ana Depodan imha edildiği iddiaları doğru mudur? Yıllarca meclis kürsüsünde ve diğer platformlarda ifade ettiğimiz gibi, OKİ’nin milyonluk zararları, yönetim zaafiyeti ve personel rejim politikasından kaynaklanmaktadır. Sayın Mustafa Dündar’ı direkt olarak OKİ’nin yönetim şekline müdahil olmaya tekrar davet ediyoruz.

Cemil AYDIN

MHP Osmangazi Belediye Meclis Üyesi Grup Sözcüsü 

Söz veriyorum!

Sevgili Vatandaşlar, bu mübarek Ramazan’da, oruç tutup iftar sofrasına oturduğunuzda, suyunuzu kana kana içip, yemeğinizi doya doya yediğinizde, her günü ve her geceyi AÇ-SUSUZ geçiren SAHİPSİZ HAYVANLARI da düşünün.

İFTAR YEMEKLERİNİN ARTIKLARI ÇÖP OLMASIN

Yemek artıklarını, kedi ve köpekler için sokağa koyarak BİR AÇ CAN DOYURABİLİRSİNİZ. Unutmayın, Hz. Muhammed (sav) “Hayvanları yapılan iyilikte de sevap vardır” buyurmuştur.

DİNİMİZ “İSRAF ETMEYİN” BUYURUYOR

Sokaklarda açlık ve susuzlukla yaşam savaşı veren sahipsiz hayvanlar acılı ölümlere mahkumken, her gün tonlarca yiyecek çöpe gidiyor.

Oysa bir Ayet-i Kerime'de  Rabbimiz, “Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez. Araf Suresi(7/31)” buyrulmakta, bir Hadis-i Şerifte ise “Bir kişinin yemeği iki kişiye, iki kişinin yemeği de dört kişiye yeter." der... artık gerisi anlayana...

 Vildan Elçin Şenkaya

Marmara Hayvan Hakları Federasyonu’nda

Bursa Temsilcisi

***

OSMANGAZİ BELEDİYESİ’NDEN CEVAP VAR

 Sayın Sevinç Çelebi,

'agazete’deki Vatandaş Hattı köşenizde 17 Mayıs 2018 tarihinde ‘Osmangazi Belediyesi’nden Ricamız, Dubalar Yerine Takılsın’  başlıklı habere yer verilmiştir.

Bahse konu olan alana ilişkin belediyemiz ilgili ekiplerince gerekli tetkikler yapıldı. Araştırma neticesinde, Uğur Market önündeki delinatörler yenilendi.

Konuya duyarlılığından dolayı okurunuza ve konuyu bize ilettiğiniz için size teşekkür eder, esenlikler dileriz.

Osmangazi Belediyesi

Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü

 ***

 YILDIRIM BELEDİYESİ’NDEN CEVAP VAR

Sayın Sevinç Çelebi;

27 Nisan 2018'de 'agazete vatandaş hattı köşesinde yayımlanan “Temiz Bir Çevrede Yaşamak İstiyoruz” başlıklı, Siteler Mahallesi yerleşim alanı yakınlarında piknik yapılmasına izin verildiği, denetim yapılmadığı ve çevrenin kirletildiğini ifade eden okurun şikayeti incelenmiştir.

Belediyemiz Zabıta ekiplerince düzenli aralıklarla ilçemizdeki parklar ve yerleşim alanlarına yakın bölgelerde denetim ve kontroller yapılmaktadır. Şikayete konu olan adres net olarak verildiği takdirde gereken işlemler yapılacaktır.

Bilgilerinize sunarız.

Yıldırım Belediyesi

Basın ve Yayın Müdürlüğü