Ne güzel söylemiş MEVLANA; “Dibi yosun tutan denizlerle ilgilenme. Sen dağları seyret. Yenik düşüyorsan özlemlerine aldırma, kalbindeki o uçsuz bucaksız sevgiyi hisset. Işıklar sönmüşse ve karanlıksa ona da aldırma, ay ışığını seyret. SABRET... Sabret ki her şey hissettiğin kadar derin ve sonsuz olsun. Sabret ki her şey gönlünce olsun...”

Kış aylarında, Holoforya'nın şehadet gözyaşlarıdır, bu şehrin yağmurları. Her damlası yüreğe ferahlık hissi salar, büyük sıkıntılardan çıkmışçasına… Gönül verilen bir niyet uğruna mücadeledir tüm sıkıntılar, karşılığında sınırsız hoşgörü, vefa, huzur bulur yaşayanlar… I. Murad'ın giydiği kefen zırhın beyazıyla büyüler Uludağ, gelen misafirlerini.

Baharları ise ruhani bir ferahlık yaşar bu şehirde insan… Tıpkı Buharalı Emir'in öğütleri gibi… Açan her erguvan çiçeği farklı bir renk katar yaşayanlara… Kimi zaman sınır tanımaz rüzgarlar eser… Ağaç, taş, kaya hiçbir şey karşı koyamaz hiddetine… Tıpkı Osmangazi'nin İnegöl tepelerinden Bursa'ya haykırışı gibi…

Yazları hiddetlidir, tıpkı Bayazıd gibi… Tüm ihtişamı ve güzelliğini bastırarak yaşatır insana… Ama mutlaka bir huzur kaynağı barındırır bağrında Ulucami gibi… Orhan'ın aşkını haykırdığı gibi haykırır yeşiliyle tüm duygularını… Karagöz ve Hacivat anısına düzenlenen panayırlarla şenlenir bu şehrin insanları…

Sıkıntılı zamandan kurtuluştur sonbahar, Çelebi Mehmed misali… Dökülen yaprakların her biri kaplar caddeleri, devleti ebedi müddet uğrunda dökülen kardeşleri anımsatırcasına… Eşi bulunmaz Yeşil Türbe rengi yanında gösterir yapraklar asıl hazan rengini… Somuncu Baba'nın fırınındaki ekmek kokuları müjdeler yemek vaktini… Zeyniler’deki uluların minare ışıklarını yakmasını bekler sofralar…

Her mevsiminde geçmişi yaşatır bu topraklar geleceğin insanlarına… Aşkı, hiddeti, kuruluşu, kurtuluşu anımsatır… Cefaların vefalara dönüştüğü emek şehridir burası… Kimine göre demirin ateşte şekillendiği, kimine göre kozadan ipeğe yolculukların şenlendirdiği, kimine göreyse yorgunluğun huzura erdiği şehirdir burası…

Herkesi bilmem ama benim bedenimi şekillendirip, ruhumu besleyen, imanı, ana babaya vefayı, asıl aşkı, helal kazancı velhasıl adamlığı öğreten yer burası…

(Alıntı)

Yeşil’in hiçbir zaman eksik olmayacağı, aydınlık yarınlarda buluşmak dileğiyle…

Günün Sözü:

“Bildiklerini anlat ama aklı vermeye kalkma. Anlatılanları iyi dinle ama hepsini doğru sanma. Sessiz kalmak, bir şey bilmediğin anlamına gelmez, çok konuşmak da çok şey bildiğini göstermez. Herkesi kendine eşit gör, her kim olursa olsun bir insanı küçümsemek akılsızlık, çok büyük görmek de korkaklıktır. Cesaret akıldan gelirse cesarettir, bilgisizlikten gelirse cehalettir… (Hz. Mevlana)”