1984 ‘den beri devam eden PKK Terörü, bu ülkeye 300 milyar dolardan fazla harcamaya sebep oldu. Bu miktar sadece  askeri harcamalar..

Ya yıkılan şehirler, öksüz bırakılan yavrular, çalınan yarınlar...

İş makinelerini tahrip ettiler, bölgeye yatırım yapmak isteyen adamların şantiyelerini bastılar.

Köprüleri, yolları, okulları, talebe yurtlarını kundakladılar.

Doğurmak üzere olan bir kadını hasta haneye götürmek için gelen ambulansı yakıp,  şoförünü öldürdüler.

O hasta haneye yetiştirilemeyen annenin çocuğunu, merasimsiz gömdüler.

O karısını hastahaneye yetiştiremeyen adamın, o yavrusunu kucağına almak isteyen ananın gözyaşlarına aldırış bile etmediler.

O yakılan şehirlerdeki evlerde kimler oturuyordu? Oiçine getirilemez hale getirilen okullarda kimler okuyordu. O basılan şantiyelerde kimler çalışıyordu..

O hastahaneye yetiştirilemeyen ana, hangi ırk mensubunu kaybetmişti.

O açılamayan dükkânlar kimin rızkını çalıyordu..

O kapanan fırınlardan ekmek alamayıp aç kalanlar kimdi?

Yüz milyonlarca doların üzerine oturmuş  olan Karayılanlar, Bayıkların, Bahozların, Avrupa’da kendilerini Alman istihbaratının yönlendirmesine teslim etmiş, Kartalların  hayatlarından çalınan bir şey yok!

Onlar teröre bulaşmasaydılar, birer kasaba avukatı, veya  doktoru ya da, muhasebeci si olacak adamlar, şimdi Avrupa’da  krallar gibi yaşıyorlar.

Biz şimdi...

Büyük bir devlet olmanın şuuruyla,  hem sınırın bu tarafında, hem de sınırın öbür tarafında yaşayan,  Kürtlerin Arapların, Türkmenlerin , Yezidilerin, Ermenilerin çalınmış yarınlarını, kurtarmaya çalışıyoruz.

Kilis’ de,  Nusaybin’ de insanlar, hudut ötesindeki akrabalarına yine el uzatacak, Suriyelilerin bir kısmı burada yeni bir hayat kurdukları için tel örgünün, ya da yeni inşa edilen duvarın bu  tarafında kalacaklar..

Tel örgünün öbür tarafına dönüp, orada çalınmış yarınlarını yeniden kurmaya çalışanların, çocuklarına, torunlarına , ülkemizle ilgili anlatacak şeyleri olacak.

Şimdi, özerklik veya federalizm, ya da bölünmüş bir ülke hayallerinin boş olduğunu, bu ülkenin eşit vatandaşları olmayı hakkeden, HDP ‘ye sırt çeviren,  İçeri alınan Belediye başkanlarının  ve mahalli siyasetçilerin ihanetlerini daha iyi anlayan, bölge insanı, provakatif eylemlere destek vermeyerek, hükûmetin kendi yarınlarını kurtarmaya, çalınan geleceklerini yeniden inşa etme gayretlerini, ümitle takip ediyor.

FETÖ’cü subayların,idarecilerin, memurların, öğretmenlerin o, PKK ‘yla işbirlikçi anlayışı yerlere serilince, halk ve devlet kavuşması daha kuvvetli olmaya başlamıştır.

Yakın bir tarihte, tekrar Munzur dağlarında, piknikler yapılacak, Urfa’da Balıklı Gölü ziyaret den insanlar, el ele tutuşacak.

Kilis’ de, Nusaybin’ de insanlar, hudut ötesindeki akrabalarına yine el uzatacak, Suriyelilerin bir kısmı burada yeni bir hayat kurdukları için tel örgünün, ya da yeni inşa edilen duvarın bu tarafında kalacaklar.

Tel örgünün öbür tarafına dönüp, orada çalınmış yarınlarını yeniden kurmaya çalışırken, çocuklarına, torunlarına , ülkemizle ilgili anlatacak şeyleri olacak.

Bu kucaklaşma siyasetin demografik ve ırkî yapısının, parti programlarına göre tercihleri  öne çıkaran bir yeni anlayışı da hâkim kılacaktır.