Kıyamet alametlerini tek tek burada saymaya kalksak sayfalar sütunlar yetmez ama en belirgin olanlarından biri insanları (meşru müdafaa veya savaş halleri dışında) öldürmek ve fitne olaylarının artmasıdır.

Günümüzde bu tür olayların iyice yaygınlaştığını, hatta ve hatta insan öldürmenin atık vaka-ı adiye bir hale geldiğini söylersek abartmış olmayız.

Eline silah alan sokakta kendine hedef arıyor. İnsan öldürmeyi basit ve kolay bir şey zannederek...

Son birkaç güne baktığımızda bile…

Para için birbirini vuran mı dersin…

Niye bana yan baktın diye arkadaşını kesen mi dersin…

Kırmızı ışıkta niye durdun diye adam vurana bile rastlar hale geldik biz bu güzelim memlekette...

Allahuekber diyerek adam boğazlanan bir coğrafyada yaşadığımızı da hatırlarsak artık kıyamet alametleri konusunda başka ne yazmaya gerek var ki...

İşte bütün bunlar barış ve esenlik dini İslam'ın önüne ve arkasına istenmedik sıfatlar konmasına neden oluyor...

İnsanoğlunun kıyamete doğru yavaş yavaş değil, hızla yaklaştığının sadece birkaç örneğidir bunlar...

Yani günümüzde bolca ve çokça masum insanın canına kıyabilmek konusunda insanımız artık iyice merhametsizleşti...

Kıyamet alametleri arasında depremlerin çokluğu da sayılır. Dikkat edersek artık har saniye deprem oluyor ve bu olaylar sık sık yaşanmaya başladı. Bana kimse hurafe falan demeye kalkmasın ben bunları Rabbimizin bize işareti olarak görüyorum...

İnsanların ölümü temenni etmeleri de kıyametin alametlerinden biridir. Yani artık intihar vakaları da ortada.

Hatta kıyamet alametleri arasında yüksek yüksek binalar bile sayılmış... Yine günümüzde mavi gökyüzünü aşıp Ay’a (!) yaklaşan binaların da farkındasınız herhalde...

Sözün özü, şu mübarek ramazan günlerinin sonuna yaklaşmışken kendimizi bir muhasebeye alalım...

O muhasebe ki bakkaldan aldığınız iki ekmek, bir kilo şekere benzemez...

Hayatınızın, hayatımızın muhasebesinden bahsediyorum...

Kolay olmayan hesaptan...