Küfürden, paradan, eğitimden, kültürden, transferden, insan kaynaklarından, iletişimden, üyeliklerden, taraftarlıklardan, medyadan, kamudan, sosyal sorumluluktan, haktan, adaletten, yerellikten, hemşerilikten, markadan, büyümekten, başarıdan, fair play'den vs. vs...;

Velhasıl, bütçenin denkliğinden tutun da.........sahada kötü oynayan bir futbolcuya, tribünden TARAFTARLIK adına yapılan hakarete kadar her şeyden, kulübü yöneten sorumludur... 

Taraftarlık kimliğe sığınarak böyle (bu kimliğe adeta kariyer gibi sarılarak...) davranan kişileri ve nedenlerini anlamak zor değil...

Ancak, gönüllü olarak ortaya çıkıp; yıllardır Bursaspor'u yönetmeye talip olan ve üst mahalleden gelen başkan ve yönetimlerin samimiyetsizliğini anlamak daha zor... Ama bunları hatırlatmakta yarar var.

Hani, rahmetli Süleyman DEMİREL'İN, "... Fırat kenarında bir koyun kaybolsa, hesabını ben veririm..." dediği gibi...

Bu doğru yaklaşımdan, bu sorumluluktan hiçbir başkan ve yönetim kurulu üyeleri kaçamaz...

Geçmişte yapılan, bu gün yapılmakta olan hataların ve yanlışların bir daha yapılmamasından;  büyük başarılar kazanmaya aday bu kulübün başarısı için; atılması gereken her adımın atılmasından / atılmamasından da Başkan ve Yönetimler sorumludur...

Nasıl olacak bu?

Hiç de zor değil... Önce, yönetimlerin niyetlerini görelim...

Uzun zamandan beri üst mahalleden gelen yönetimlerin böyle bir niyet taşımadıklarını, "...böyle iyi, böyle devam etsin..." dediklerini anlamak, görmek hiç de zor değil...

İyi şeyler söyleyerek ve umut vererek gelen Ali Ay yönetiminin de; gerekenleri yerine getirdiği söylenemez...

Nedir bu başarılı uygulamalar; bu sektörde 25 yıldır özellikle Avrupa'da, yapılanlardır. Yaptıklarla sınıf atlayan futbol kulüplerinin yaptıklarıdır...

Gelin;  bu büyük camianın insanlarına, potansiyeline, kapasitesine, parasına, duygusuna ulaşmak ve katkı almak için yeni kulvarlar açın. İnsanların bu kulvarları doldurmasına izin verin...  Bu kulvarlar insanların işi ve birbirlerini  anlamalarına, öğrenmelerine, gelişmelerine katkı yapacaktır...

Sayın Başkan ve Yöneticiler; gelin artık futbolun tüm operasyonel işlerini YÖNETMEYE kalkmayın... Gelin; öncelikle YÖNLENDİRİCİ olun. Kulübün profesyonel yapısını güçlendirin ve DENETLEYİCİ olun. Bunları yaptığınızda da, zaten LİDERLİK yapmış olacaksınız ki; milyonları bulan CAMİA YÖNETMEK DE ANCAK LİDERLİKLE olur...

Gelin insanlara güvenin... yani geldiğinizden bu yana vurguladığınız gibi; Sihirli kelime "GÜVEN'DİR"

Yönetimler bu kelimeyi hayata geçirmek için çalışmaz ise; Bursaspor'un kaybedeceği ilk şey GÜVEN ve SAYGIDIR...

Bursaspor'u büyütüp güçlendirecek tek şey; bu sihirli iki kelimede saklıdır...

Nereden geldik buralara;

Futbolcular sahada, oyun devam ediyorken yapılan; küfür, hakaret ve saygısızlıktan... Bu yanlıştır...

Tepki göstermenin, bir oyuncuyu eleştirmenin bir çok yolu vardır. En çirkin, duygusuz yolları seçmek,  bu kulübün ve kentin hak ettiği bir davranış değildir...

Hoca haklı olarak; oyuncusunu korudu, görevini yaptı. Ama taraftarın bir kısmı ile yeniden kafa kafaya geldi...

Bakalım Başkan ve Yönetim ne yapacak?

Başkan çıkıp, "... Benim amatör, profesyonel oyuncuma yapılan hakaretten, takımın oynadığı futboldan, üyelerimizin ve taraftarımızın memnuniyetsizliğinden, Bursa'da ulaşılmayan gençlerden, benim için çalışan Amatör takım ve antrenörlerden ve......... biz sorumluyuz." diyebilecek mi?